1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

050710 Menschenrechte USA

5 Temmuz 2010

Obama'nın Kahire'deki konuşmasının üzerinden bir yıl geçti. Ancak Arap insan hakları savunucuları, sözlerin yerine getirilmediğini düşünüyor.

https://p.dw.com/p/OAU7
Fotoğraf: AP

ABD Başkanı Barack Obama, 2009 yılında Kahire’de yaptığı konuşmasıyla özellikle İslam dünyasında büyük beklentiler uyandırmıştı. Bu konuşmanın, ABD ve Müslüman dünyası arasındaki karşılıklı ilişkiler konusunda yeni bir dönemi sembolize ettiği belirtiliyordu. Ancak Heinrich Böll ve Carnegie Uluslararası Barış Vakfı’nın davetlisi olarak Washington'da bir araya Arap insan hakları savunucuları, Obama’nın konuşmasından bir yıl sonra, verilen sözler ile eylemlerin birbirini tutmadığı eleştirisinde bulunuyor.

Arap insan hakları savunucuları, ABD yönetimine iyi bir karne vermiyor. Kahire İnsan Hakları Çalışmaları Enstitüsü’nün Direktörü Bahey el Din Hasan, iyi niyetlerinden kimse şüphe etmese de pratikte yapılanların söylenenlerden çok farklı olduğunu belirtiyor. “ABD’liler iyi girişimlerde bulunacak durumda değilse en azından kötülerinden kaçınsınlar“ diyen Bahey el Din, eleştirilerini iki örnekle açıklıyor: “ABD'nin Yemen’deki eli kanlı rejimi kayıtsız şartsız desteklemesi... Mısır'da ise rejimin, neyin sivil toplum örgütü olduğu, neyin olmadığı konusunda yaptığı tanımlamayı kabul etmesi... Bu çok kötü "

Yemen politikasına tepki

Arap Kız Kardeşleri Forumu adlı insan hakları örgütünden Emel Basha, Obama’nın Yemen hükümetini, El Kaide eğitim kampı olduğu belirtilen yere düzenlenen roket saldırısından sonra kutlamasına hâlâ tepkili. Bu saldırıda çok sayıda kadın ve çocuk da hayatını kaybetmişti. Basha, “Bizler Obama’nın dostlarıyız ve buna inanmadık. ‘Bu olamaz, kesinlikle yanlış bir bilgidir' diye düşündük. Belki büyükelçilikten birileri gerçekte neler olduğunu anlatamıyor, bilmiyor ya da kasten yapılıyor. Bu saldırıda 52 masum insan hayatını kaybetti. Oradaki insanların acısını bir düşünün" diyerek tepkisini dile getiriyor.

Yemen hükümeti, muhalifleri baskı altına alıp susturmak için, uluslararası terörizmle mücadeleyi araç olarak kullanmakla suçlanıyor.

Tunus'taki yasaya eleştiri

Gazeteci Kamel Labidi, insan hakları ihlallerinin kamuoyu önünde açıkca kınanmasını istiyor. ABD’de yaşayan Labidi, sık sık Arap ülkelerine seyahat ediyor. Anavatanı Tunus’a ise en son Mayıs ayında gitmiş. Gazeteci Labidi, Tunus’ta insan hakları savunucularının yabancı örgütlerle temasta bulunmalarını yasaklayan bir yasa çıkarıldığını hatırlatıyor.

Labidi, “Hem önde gelen Avrupa Birliği ülkelerinin hem de ABD’nin suskun kalması üzücü. Hatta bazıları Tunus hükümetini atılan adımlar konusunda övüyor ve Tunus’taki insan hakları ihlalleri göz ardı ediliyor" şeklinde konuşuyor.

ABD'nin Mısır'la olan ilişkileri de eleştiri topluyor. Kahire’de yaşayan 27 yaşındaki blog yazarı ve insan hakları savunucusu Besim Samir Avad, pek çok Arap gibi Obama’nın bir yıl önceki konuşmasından sonra büyük umutlara kapılmış. Şimdi ise sözlerin eylemleri izlemediğini söyleyen Avad, bu nedenle hayal kırıklığına uğradığını anlatıyor. Avad, ocak ayında ABD’ye davet edilmiş.

Avad, “Bana, Başkan Obama’nın daha görevinin ilk yılında olduğu ve bu politikanın iyi hazırlanması gerektiğini anlattılar. Öyle veya böyle...Beyaz Saray’daki her hükümetin göreve başladıktan sonra uluslararası sorunlardan daha çok iç politikaya yoğunlaştığını biliyorum" diyor.

Olumlu gelişmeler de yok değil

Besim Samir yine de son zamanlarda bazı olumlu gelişmeler gözlemliyor. Tutuklanıp 30 saat hapiste kaldığında, bu duruma ABD Dışişleri Bakanlığı kayıtsız kalmamış. Genç blog yazarı daha sonra tanışma fırsatı bulduğu ABD Dışişleri Bakanı Clinton’un, adını zikrettiğini söylüyor. Avad, haziran ayında 28 yaşındaki Mısırlı işadamı Halid Said polis şiddeti altında öldüğünde de ABD’nin endişelerini dile getirip, soruşturma açılmasını talep ettiğini belirtiyor. Avad,“Tüm bunlar doğru, iyi bir başlangıç. Ancak şimdi ikinci adımı bekliyoruz" ifadelerini kullanıyor.

Avad, gelecek yıl Mısır’da yapılacak parlamento seçimlerine gönderme yapıyor ve ABD’nin Ortadoğu’daki en sıkı müttefikini, özgür ve adil bir seçim yapılması konusunda zorlamasını istiyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Christina Bergmann / Çeviri: Başak Sezen

Editör: Ayhan Şimşek