1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

OECD: 2001 krizi Türkiye’ye antivirüs oldu

16 Aralık 2008

OECD Genel Sekreteri Angel Gurria, Türkiye'nin 2001 yılında yaşadığı ekonomik kriz nedeniyle küresel krize karşı antivirüs geliştirdiğini, bu yüzden küresel krize diğer ülkelere göre daha hazırlıklı olduğunu söyledi.

https://p.dw.com/p/GHVa
OECD Genel Sekreteri Angel Gurria
OECD Genel Sekreteri Angel GurriaFotoğraf: picture-alliance/ dpa

OECD Genel Sekreteri Angel Gurria, büyüme oranlarını da değerlendirirken, Türk ekonomisinde düşük fakat pozitif büyüme oranları beklediklerini ifade etti.


Ankara'daki temasları kapsamında TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (ETÜ) Rektörü Tahsin Kesici tarafından kendisine verilen öğle yemeğine katılan ve TOBB üniversitesi hakkında detaylı bilgi alan Gurria, yemeğin ardından küresel krize ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve küresel finansal krizin ABD'den başlayarak hızla bütün ülkelere yayıldığını ve bütün ülkelerin finansal sistemlerini olumsuz etkilediğini söyledi.

“2 yılda 10 milyon kişi işini kaybedecek”


Krizin öncelikle etkisinin banka banka daha sonra ise ülke ülke hissedildiğini bununda da sistemleri ve rekabetçiliği olumsuz etkilediğini anlatan Gurria, bunun başta ABD ve Avrupa ülkeleri olmak üzere bir çok ülke ekonomisine büyük zararlar verdiğini kaydetti.


Küresel krizle birlikte güven ortamının azaldığını ve trilyonlarca doların kaybedildiğini, her şeyden önemlisi işsizliğin hızla arttığını anlatan Gurria, ''gelecek 2 yılda OECD ülkelerinde 10 milyon kişi daha işini kaybedecek'' diye konuştu.


Söz konusu dönemde petrol ve gıda fiyatlarının düşmesine rağmen, tüketimde önemli bir daralma görüldüğüne dikkati çeken Gurria, ülke ekonomilerinin bu kapsamda çeşitli tedbirler aldıklarını, kurtarma paketleri açıkladıklarını, faiz indirimine gittiklerini kaydetti.

Büyüme değerlendirmesi


Türkiye'nin bu güne kadar iyi bir büyüme performansı sergilediğini, küresel finansal kriz çerçevesinde elbette büyüme oranlarında önemli düşüşler görüleceğini ifade eden Angel Gurria, belki büyüme oranının yüzde 3'ün bile altında olacağına işaret etti.


Gelecek yıl ise büyüme hızının yüzde 1,6 düzeyine gerileyebileceğini belirten Gurria, Türk ekonomisinde düşük fakat pozitif büyüme oranları beklediklerini söyledi.


Mali durumun ise gelir ayağının zayıf olmasından dolayı daha karmaşık hale gelebileceğine dikkati çeken Gurria, ''daha fazla harcama yapmanın tam sırası'' dedi.


Mevcut durumda en büyük eksikliğin güven olduğunu vurgulayan Gurria, ülkenin bazı önlemler ile yurtiçi talebin canlandırılabileceğini, istihdama katkı sağlanabileceğini ve üretimin artırılabileceğini söyledi.

''Türkiye önceki krizle antivirüs geliştirdi''

Türkiye'nin 2001 yılında bir ekonomik kriz yaşadığını ve bu yüzden küresel krize diğer ülkelere göre daha hazırlıklı olduğunu bildiren Gurria, ''Türkiye 2001 yılında yaşadığı ekonomik kriz nedeniyle küresel krize karşı antivirüs geliştirmiş durumda'' dedi.


Bankacılık sisteminin daha önceye göre daha kuvvetli, istikrarlı ve sermayesinin daha iyi durumda olduğunu belirten Gurria, ayrıca iş piyasasının da daha esnek yapıda olduğunu söyledi.


Ancak buna rağmen, bankacılık,kamu ve özel sektörün sıkıntılı bir dönemden geçtiğini ifade eden Gurria, küresel kriz ortamında ülkenin dış ülkelerle bağlantılarını iyi kurması ve üretim artışına, yatırıma ve teknolojik gelişmelere önem vermesi ve gerekli tedbirleri alması gerektiğini kaydetti.


Gurria ayrıca, maliye politikalarının para politikalarıyla, güvenilir harcama kurallarıyla ve yapısal reformlarla desteklenmesi gerektiğini ifade ederek, bu çerçevede ''finansal eğitime'' önem verilmesini de istedi.


Uluslararası koordinasyon ihtiyacı

Bir soru üzerine de Angel Gurria, finansal sistemin regülasyonunun sadece ulusal otoriterlerle değil, uluslararası koordinasyon altında da yürütülmesi gerektiğini söyledi.


Eski Merkez Bankası Başkanı ve TOBB ETÜ Öğretim üyesi Süreyya Serdengeçti de ekonomik krizin fırsata dönüştürülebileceğine işaret etti.


TOBB ETÜ Rektörü Tahsin Kesici ise OECD'nin varlığının Türkiye ve dünya ülkeleri için de bir şans olduğunu belirtti.


Üniversitenin faaliyetleri hakkında bilgi veren Kesici, üniversitede öğrencilerin diğer üniversitelerden farklı olarak teorik derslerinin yanı sıra pratikte de sektörlerinde bir dönem çalıştığını ve bilgisini üretime çevirdiğini bildirdi. (A.A)