1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

OHAL Komisyonu: Etkili bir hukuk yolu mu?

11 Temmuz 2017

Bu ay içinde başvuru alması beklenen Olağanüstü Hal (OHAL) İşlemleri İnceleme Komisyonu’nu uzmanlar ve Kanun Hükmünde Kararname (KHK) mağdurları, DW Türkçe'ye değerlendirdi.

https://p.dw.com/p/2gBlp
Justiz Gerechtigkeit Symbolbild
Fotoğraf: www.Finanzfoto.de - Fotolia.com

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, KHK ile görevinden uzaklaştırılan öğretmen Gökhan Köksal'ın başvurusunu reddetmesinin ardından gözler, Bakanlar Kurulu kararı ile kurulan OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu’na çevrildi.

Komisyon, önümüzdeki günlerde KHK ile açığa alınan veya ihraç edilen kamu görevlileri ile kapatılan dernek ve kuruluşların başvurularını almaya başlayacak. Yedi üyeli komisyon, iki yıl görev yapacak. Ancak Bakanlar Kurulu, gerek gördüğü takdirde görev süresini birer yıl süreyle uzatabilecek. Komisyona OHAL il büroları aracılığıyla yapılacak başvurular, şartlara uygunluk bakımından ön incelemeye alındıktan sonra değerlendirilecek.

Komisyon, Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Selahaddin Menteş, Yargıtay Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Karagöz, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü Denetimli Serbestlik Daire Başkanı Hâkim Esat Işık, Danıştay Tetkik Hâkimi Murat Aytaç, Mülkiye Başmüfettişi Hasan Işıldak, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Atama Daire Başkanı Mustafa İkbal ve Devlet Denetleme Kurulu Üyesi Salih Tanrıkulu’ndan oluşuyor. Komisyona 105 bini kamu görevlisi olmak üzere yaklaşık 120 bin başvuru yapılması bekleniyor.

"Formalite icabı başvuracağız”

Diyarbakır'da 675 sayılı KHK ile Ekim ayında ihraç edilen öğretmen Abdullah Korkmaz, Eğitim-Sen’e komisyon başvurusu için vekalet vermiş. İşten atıldıktan sonra Diyarbakır'da bir çiğ köfte dükkanı açmak zorunda kalan Korkmaz, "Formalite icabı başvuracağız. Sonuç alırsak alırız, almazsak AİHM'e gideriz” diyor. Komisyonun ‘oyalama' amacıyla kurulduğunu düşünen Abdullah öğretmen, yine de umutlu. “Belli olmaz, sonuç alabiliriz de” diye konuşan Korkmaz, komisyonun incelemeleri sıkı bir şekilde yapması halinde binlerce kişinin işine dönebileceğini düşünüyor.

“FETÖ ile mücadelenin merkezileşmesinde rol üstlenecek”

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Siyaset Araştırmacısı, Sakarya Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi öğretim üyesi Doç. Dr. Serdar Gülener ise komisyonun önemli bir işlevi olacağı görüşünde. Gülener, “Bugünlerde hayata geçmesi beklenen komisyon sadece OHAL işlemlerine karşı yargı yolunun açılması açısından değil, aynı zamanda FETÖ ile mücadelenin merkezileşmesi ve daha organize işletilebilmesi noktasında da ciddi bir rol üstlenecektir” diyor. Gülener’e göre, OHAL Komisyonu yereldeki farklı uygulamalardan kaynaklanan mağduriyetlerin giderilmesini kolaylaştırmanın yanı sıra, temel hak ve özgürlüklerin zarar görmemesi için de önemli bir denge ve denetleme mekanizması olacak. Komisyon kararlarının FETÖ ile mücadele eden kurum ve aktörlerin uygulamalarına da hukuksal anlamda kılavuzluk edeceğini düşünen Gülener, “FETÖ ile mücadelenin zarar görmesini engelleyici bir rol üstleneceği söylenebilir” diyor.

"Hak arama sürecini engelliyor”

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili ve CHP Ankara Milletvekili avukat Şenal Sarıhan, OHAL'in gerekçe gösterilerek olağandışı hukuk yolu oluşturulmasını doğru bulmadığını dile getiriyor. Sarıhan, “Komisyona başvuracak ihraç edilmiş ya da açığa alınmış işsiz, parasız ve aç insanların suçları sabit değil. Suçları sabit olsa bile devletin bakma görevi var. Durumu vahim olanlar var” diyor. Komisyondan insan haklarına dayalı sonuç beklemenin mümkün olmadığını savunan Sarıhan, idari yargı süreçlerinin aylar sürebileceğine dikkati çekerek, “OHAL Komisyonu işe yaramayan bir komisyondur. Hak arama sürecini engelleyici, geciktirici bir süreç” diye konuşuyor.

Bir an önce doğal hukuk yollarına dönülmesi ve yeni başvuru sürelerinin yaratılması gerektiğini dile getiren Sarıhan, bakanlıkların ihraç edilen kadrolarını kendi idari müfettişleriyle yeniden gözden geçirebileceğini söylüyor.

"Adaletin tesis edilmesini geciktirecek”

1 Eylül'de çıkan 672 sayılı KHK ile ihraç edilen Kocaeli Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Zelal Ekinci de, komisyonun ‘bağımsız' olmadığını savunarak AİHM'i oyalamak amacıyla kurulduğu kanaatinde. Ocak ayında "örgüt propagandası” gerekçesiyle kısa süreli gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan "Barış için Akademisyenler” bildirisi imzacısı Ekinci, 10 aydır işinden uzak ve tüm sosyal haklardan mahrum bir şekilde yaşadığını söylüyor. Ekinci, "Bize kesilen cezanın bu komisyon aracılığı ile değerlendirilmesi, bir suçun işlenip işlenmediğinin anlaşılması bana göre mümkün değil. Adaletin tesis edilmesini daha da geciktirecek ‘çok iyi’ bir buluş” diyor.

Europaeischer Gerichtshof für Menschenrechte Strassburg
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/w.Rothermel

"AİHM hükümete yeşil ışık yaktı

Başvurucular komisyonun vereceği ret kararının ardından sırasıyla İdare Mahkemesi, Bölge İdare Mahkemesi, Danıştay, Anayasa Mahkemesi ve AİHM’e başvurabilecek. İç hukuk yollarının tüketilmesinin yaklaşık 8 yıl sürebileceğini belirten Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak, henüz faaliyete geçmeyen OHAL Komisyonu'nun yıl sonuna kadar başvuru incelemesine geçmesini mümkün görmüyor. "AİHM bu sürecin neresinde ‘Etkili hukuk yolu değildir' der, bunu kestirmek mümkün değil” diyen Ankara Üniversitesi öğretim üyesi, AİHM’in komisyon başlamadan karar vermesinin ‘olağandışı' ve ‘ilk' olduğunu vurguluyor. Altıparmak, "Hükümet yarın, ‘Komisyonu kaldırıyorum' derse AİHM ne yapacak, çok merak ediyorum. Bu haliyle hükümete yeşil ışık yakmış oldu” diye konuşuyor. Ayrıca, AİHM'in pilot karar yöntemi kullanmamasını eleştiren Altıparmak, mahkemenin komisyon kurulduktan sonra inceleme yapıp eksiklikleri tespit eden bir karar vermiş olabileceğini ama bu yönteme başvurmadığını söylüyor.

Başvurucuların ne ile itham edildiğini bilmeden komisyona gideceğini ifade eden Kerem Altıparmak, "Bu sistemde süreç boyunca hakkınızdaki suçlamayı öğrenmeden kör dövüşü yapmanız bekleniyor” diyor. Mevcut sistemin esasın incelenmesini imkansız kıldığını ve AİHM’in bu duruma ilişkin söyleyecek bir sözü olmamasını eleştiren Altıparmak, “Birileri mutlaka işine dönecektir. Ancak, diyelim, beş sene sonra dönerseniz komisyon o beş seneyi karşılayacak bir şey yapmayacak” diyor.

“Adil süreç işler diye umuyoruz”

Kasım ayında Resmi Gazete'de yayımlanan 677 sayılı KHK ile kapatılan Ankara merkezli sivil toplum kuruluşu Gündem Çocuk Derneği de komisyona başvuru yapmaya hazırlanıyor. Gündem Çocuk Derneği üyelerinden Ezgi Koman, DW'ye yaptığı açıklamada, dernek olarak idari yargıya da başvurduklarını ancak komisyona da ayrıca başvuru yapacaklarını belirterek, tüm hukuki yolları deneyeceklerini dile getirdi. Koman, “Adil bir süreç işler diye umuyoruz. Doğrudan AİHM’e gitmeyi düşünmüştük ama şimdi mecburen komisyona başvuracağız” dedi.

Komisyon Başkanı yorum yapmadı

Komisyon hakkında görüşüne başvurduğumuz OHAL Komisyonu Başkanlığı’na seçilen Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Menteş, konuyla ilgili değerlendirmede bulunmadı. Ayrıca, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu da yorum yapmak istemedi.

© Deutsche Welle Türkçe

Burcu Karakaş