1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Terörün yeni adı IŞİD

10 Ocak 2014

Irak ve Suriye'de faaliyet gösteren onlarca İslamcı grup arasından Irak Şam İslam Devleti (IŞİD), uyguladığı gaddarca yöntemlerle sıyrılıyor. Örgüt, hem Irak hem de Suriye'de faaliyet gösteriyor.

https://p.dw.com/p/1Aolw
Fotoğraf: Reuters

[No title]

Irak Şam İslam Devleti'nin (IŞİD), elinde bulunan 50 civarındaki rehineyi öldürdüğü haberi endişe yarattı. Grubun alıkoyduğu kişiler arasında gazeteciler, insani yardım görevlileri ve siviller de bulunuyor. İnfazlar, IŞİD ve diğer İslamcı grupların Suriye'nin kuzeyi ve doğusunda kurdukları egemenliğin en korkutucu olayı olarak değerlendiriliyor.

Katliam IŞİD'in elinde bulunan, Halep yakınlarındaki Kadı Asker'de meydana geldi. Bu bölge IŞİD'e adını veren ve grubun kurmayı hedeflediği devletin sınırları içinde kalıyor. Irak, Suriye, Lübnan, İsrail ve Filistin hedeflenen Irak Şam İslam Devleti'nin içinde bulunuyor.

100 bin aşırı İslamcı, 200 farklı grup

Suriye'de hâlihazırda yaklaşık 100 bin Sünni, aşırı İslamcı olduğu sanılıyor. Bunların 200 farklı gruba bölündüğü tahmin ediliyor. Tüm bu gruplar Beşar Esad rejimine karşı savaşmakla birlikte her grup bunun yerine gelecek İslamî devletten başka bir şey anlıyor. Nusra Cephesi 15 bin savaşçısıyla bu grupların en büyüğü. IŞİD'in ise 7 bin civarında milisi olduğu sanılıyor. Ancak IŞİD'in acımasız yöntemleri aradaki farkı kapatmaya yetiyor. Grup hakkında sürekli olarak sivilleri ve rakip grupların üyelerini kaçırma, işkence etme ve öldürme suçlamaları yöneltiliyor.

IŞİD, Suriye değil Irak'tan yönetiliyor. Grup geçen hafta Irak'ın Anbar vilayetinde Felluce ve Ramadi kentlerini ele geçirerek adını kamuoyunda sıkça duyurmuştu. Irak ordusunun karşılık vermesi üzerine İslamcı milislerin bir kısmı çöle çekilmişti ancak bir kısmının da Suriye'ye yöneldiği belirtiliyor.

Alman Küresel Bölgesel Çalışmalar Enstitüsü'nden (GIGA) Ortadoğu uzmanı Stephan Rosiny grubun Irak ile Suriye arasında sorunsuz geçiş yapabildiğini belirtiyor: “Bir iki yıl önce Irak'tan Suriye'ye gitmiş olanlar şimdi Suriye'ye geri dönüyor. Suriye Irak sınırı çöl üzerinde yüzlerce kilometre uzunluğunda yani kontrol edilmesi hemen hemen imkânsız. Suriyeli isyancılar 2003 yılında sınırı geçmişti. 2011'den beri de bu kez tam ters istikamette, Irak'tan Suriye'ye geçiyorlar.”

Her iki ülkede de İslamcı milisler halkın ihtiyaçlarından kendi amaçları için faydalanıyor. Irak'ta Sünnilerle Şii Başbakan Nuri El Maliki'nin yönetimi arasındaki yabancılaşmaya yaslanmaya çalışıyorlar. Özellikle Suriye sınırına yakın bölgelerde yaptıkları propagandada başarılı oluyorlar. Buraların sakinleri hükümetin güvenliği sağlayamaması nedeniyle bunu ya kendileri sağlıyor ya da güvenliği IŞİD gibi oluşumlara teslim ediyor.

Dinci militanlık ve vahşet

Suriye'de de cihatçı grupların savaşın ortasında kamu düzenini sağlama çerçevesinde rol oynadığı biliniyor. Ayrıca halkın en acil ihtiyaçlarını karşılama konusunda da görev yapıyorlar. Ancak dinci militanlık ve vahşet halkın bazı gruplarla arasına mesafe koymasına neden oluyor.

Ortadoğu uzmanı Stefan Rosiny şunları belirtiyor: “Başlarda bu gruplar halk tarafından sempatiyle karşılandı. Suriye'nin kuzeyinde durum buydu. Zira bu gruplar düzeni sağladı, halkın ihtiyaçlarını giderdi ve rejime karşı belli bir koruma fonksiyonu oynadı. Ancak aradan geçen zaman içerisinde bu tam dersine dönüştü. Radikal bir Kur'an-ı Kerim okuması ve katı cezalarla halka karşı yabancılaştılar. Böylece Suriye ve Irak'ta diğer Sünni gruplarla karşı karşıya gelmeye başladılar.”

Merkezi Londra'da bulunan Suriye İnsan Hakları Gözlem Örgütü geçen haftanın sonundan bu yana rakip gruplar arasındaki çatışmalarda 270'ten fazla kişinin öldüğünü açıkladı. El Cezire televizyonunda çıkan bir habere göre bu şiddet Nusra Cephesi komutanlarından Ebu Muhammed El Golani'yi bu savaşa bir son verilmesi yönünde açıklama yapmaya itti. Golani cihat savaşçılarının birliğini sağlamak için tüm taraflar açısından bağlayıcı kararlar alabilen bir İslami Konsey oluşturulmasını önerdi. Golani ayrıca yabancı ve yerli savaşçılar arasında bir ayrım gözetilmemesini istedi.

Tüm bu gelişmelerse uzmanlara göre Beşar Esad rejiminin elini güçlendiriyor. Suriye resmi haber ajansı Sana, hükümetin terörizmle mücadele konusunu ocak ayı sonunda düzenlenmesi beklenen Suriye barış konferasında gündeme getireceğini duyurdu.

© Deutsche Welle Türkçe

Kersten Knipp / Ercan Coşkun

Editör: Ahmet Günaltay