1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ortadoğu'da yeni güç: Rusya

7 Ekim 2015

Rus savaş uçaklarının Suriye'de operasyon yaparken iki kez Türk hava sahasına izinsiz girmesi, iki ülke arasında kriz yarattı. Uzmanlar, NATO'nun tavrını ve Rusya'nın Ortadoğu'da neyi amaçladığını DW Türkçe'ye yorumladı.

https://p.dw.com/p/1GjhP
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Suriye'de operasyon yapan Rus savaş uçaklarının 3 ve 4 Ekim tarihlerinde Türkiye'nin hava sahasına izinsiz girmesi, Türkiye ile Rusya arasında diplomatik kriz yarattı. Türkiye ile Rusya arasındaki gerilim, Suriye sorununa ve dünya siyasetine nasıl etki edecek?

İki ülke arasında bir süredir var olan ancak bugüne kadar net birşekilde gün yüzüne çıkmayan gerilimin Suriye üzerindeki görüş ayrılıkları olduğunun altını çizen Prof. Dr. Hüseyin Pazarcı, "Türkiye'nin Suriye politikası ile Rusya'nın politikası çatışıyor" dedi. Rusya'nın Batı dünyasını daha önce de Gürcistan ve Ukrayna konusunda şaşkınlık içinde bırakacak bir politika izlediğini hatırlatan Pazarcı, "Rusya, SSCB'nin dağıldığı zamanki ülke değil artık. Çok daha güçlü ve dış politikada etkin olduğunu göstermek istiyor. Batı, uzun süre Rusya'nın bu tavrını görmek, bu mesajını almak istemedi. Rusya, dünyanın kutuplarından biri olmak istiyor" diye konuştu.

Rusya'nın Suriye'deki varlığı meşru mu?

En çok tartışılan konulardan biri de Rusya'nın Suriye'ye askeri müdahalesinin uluslararası hukuka uygun olup olmadığı. Prof. Pazarcı, bu soruya "Görünürde, Rusya'nın Suriye'ye müdahalesi meşru" yanıtını veriyor. Pazarcı'ya göre, bir devletin ülkesindeki kaosa karşı bir başka ülkeyi yardıma çağırması meşru müdahale olarak algılanıyor.

Rusya Devlet Başkanı Putin'in de BM'deki konuşmasında aynı tezi savunduğunu dile getiren Pazarcı, "Şu anda Suriye'de askeri operasyon yapan diğer ülkeler düşünülünce, Rusya'nın Suriye Devlet Başkanı Esad tarafından yardıma çağırılmış olması, uluslararası hukuk açısından Rusya'nın askeri müdahalesini diğer ülkelerden daha anlaşılabilir ve haklı kılıyor" değerlendirmesinde bulundu.

Pazarcı, BM Güvenli Konseyi'nin Rusya'nın müdahalesine karşı çıkan bir karara ima atmadığına da dikkat çekti. Öte yandan NATO'nun Türkiye konusunda Rusya'ya sert çıkmasının Türkiye'nin elini rahatlattığını ifade eden Prof. Pazarcı, "NATO yapması gerekeni yaptı. Tersi bir durum beklenemezdi. Bundan sonra batı ile Rusya arasında Suriye'ye ilişkin yeni çözüm paketleri üzerinden bir müzakereye gidilmesi beklenebilir" şeklinde konuştu.

"Rusya'nın müdahalesi hukuka aykırı"

Ancak Rusya'nın Suriye'deki askeri varlığının uluslararası hukuka aykırı olduğunu savunanlar da var. Özyeğin Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Caşın, Rusya'nın artık Batılı güçler için 'kontrol edilemez' bir ülke haline geldiğini savundu.

Esad yönetiminin uluslararası meşruiyetini kaybettiğini ve halkını katleden bir lidere dönüştüğünü dile getiren Caşın, "Bu nedenle Esad'ın Rusya'yı yardıma çağırması, Uluslararası hukuk açısından asla meşru gösterilemez. Rusya, uzun süredir açıkca BM'nin sınırların değişmezliği ilkesinden uzaklaşıyor" dedi.

Rusya'nın Türkiye'yi tahrik ederek batı dünyası ile pazarlığa oturmaya çalıştığını belirten Prof. Caşın, "1945'te Stalin Türkiye'den boğazların kontrolü ile birlikte Kars ve Ardahan'ı istemişti. Bu olay nedeniyle iki ülke arasındaki ilişkiler Sovyetler yıkılına kadar tamir edilemedi. Şimdi aynı şekilde Putin, Türkiye'nin kabul edemeyeceği şekilde davranıyor" diye konuştu.

"Rusya, Ortadoğu'ya yerleşecek"

Merak edilen bir diğer konu da Rusya'nın Ortadoğu'da kalıcı olup olmayacağı. Prof. Caşın'a göre, eğer NATO gerektiği kadar net tavır almazsa Rusya önümüzdeki 50 yıl için Irak ve Suriye'ye yerleşecek. Rusya'nın bir yandan Irak ve Suriye'de askeri güç kullanması, diğer yandan Akdeniz'e uçak gemisi konuçlandırmasının tarihi önemine işaret eden Prof. Caşın, "Rusya, Ortadoğu'da yeni bir güç olarak ortaya çıkıyor. Ben bu bölgeye kimseyi sokmam diyor. Bu kapsamda Rusya'nın Çin ile işbirliğine de dikkat etmek gerekiyor. Bu durum, 2. Dünya Savaşı sonrasında yeni bir döneme işaret ediyor" değerlendirmesinde bulundu.

ABD ve AB'nin Rusya'nın agresif dış politikasına tepki vermekte geç kaldığını ifade eden Caşın, şu görüşleri dile getirdi: "Rus matruşkasının içinden sürekli uçaklar, tanklar, silahlar çıkıyor. Rusya, çok kutuplu dünya dengesini askeri güçle dayatıyor. Şimdi NATO'nun 5 ve 6. maddelere dayanarak Türkiye'nin yanında yer alması çok önemli. Bu NATO için tarihi bir sınav. Batı, Moskova ile yeni bir denge kurmak zorunda. Ancak batıdan çıkan cılız ses, Rusya'yı askeri olarak yeni hamleler yapmak konusunda cesaretlendiriyor. Bu sorun çözülmezse, başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerine 6-7 milyonluk yeni bir göç dalgası yaratabilir. Ayrıca, Rus ve Türk uçakları arasındaki olası bir çatışma, bir anda bölgede yeni ve çok daha büyük ve karmaşık bir sorunun ortaya çıkmasına neden olabilir."

Rusya - Suriye arasında ihlal krizi

Rus uçaklarının Türkiye hava sahasını ihlal etmesi ile ilgili olarak Rusya Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, 'hava şartları nedeniyle kısa süreliğine sınır ihlali yapıldığı' belirtilmişti. Ancak sınır ihlallerinin ikinci kez yaşanması sonrasında Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov'u arayarak Türkiye'nin tepkisini dile getirdi.

Rusya'nın tavrı, NATO'dan da tepki gördü. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, "Rusya'nın Türkiye hava sahasını ihlali yanlışlıkla olmuş gibi görünmüyor" diyerek uçaklarının bilinçli olarak Türk hava sahasına girdiğini savundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Türkiye'nin Rusya'nın bu tavrını asla kabul edemeyeceğini belirtti ve "Rusya dostunu kaybederse çok şey kaybeder; bize yapılan saldırı NATO'ya yapılmış demektir" diyerek Rusya'yı uyardı. Son olarak Genelkurmay Başkanlığı da Suriye sınırında devriye uçuşu yapan sekiz adet F-16'nın milliyeti belirsiz bir MIG-29 uçağı tarafından 4 dakika 30 saniye, Suriye'de konuşlu SA füze sistemleri tarafından da4 dakika 15 saniye taciz edildiğini açıkladı.

©Deutsche Welle Türkçe

Aram Ekin Duran / İstanbul