1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ortadoğu'ya "barış gücü" aranıyor

Ajanslar27 Temmuz 2006

Roma’da yapılan Ortadoğu Konferansı’nda bölgeye bir uluslararası birlik gönderilmesi istenirken, ancak bu barış gücüne kimin komuta edeceği ve hangi ülkelerin katılacağı henüz belirsiz...

https://p.dw.com/p/AZmK
Uluslararası toplum, Ortadoğu'ya barış gücü gönderilmesini istiyor
Uluslararası toplum, Ortadoğu'ya barış gücü gönderilmesini istiyorFotoğraf: picture-alliance / dpa

AB’nden askeri yetkililere göre Lübnan’a gönderilecek uluslararası barış gücü, 10 ila 15 bin askerden oluşmalı. Roma’da dün yapılan konferansa katılan AB’nin Ortak Dış Politika ve Savunma Yüksek Temsilcisi Javier Solana, AB ülkelerinin barış gücüne kesinlikle katılacağını söyledi. Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac da verdiği demeçte ülkesinin böylesi bir barış gücünde öncü rol üstlenebileceğini vurguladı.

Peki bu barış gücüne NATO’nun komuta etmesi mümkün mü? Kuzey Atlantik İttifakı NATO’dan yetkililer dün barış gücü misyonunu masaya yatırdılar. NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer, bu konu üzerinde konuşmanın henüz erken olduğunu söyleyerek öncelikle İsrail’le Hizbullah arasında ateşkesin sağlanmasını daha sonra ise bazı sorulara yanıt bulunması gerektiğini belirtti. Scheffer bu soruları, “Bir barış gücü gücü olacak mı? Bunun görevi ne olacak, kim komuta edecek? Hangi ülkeler buraya asker gönderecek? Bölgedeki diğer ülkelerin tavrı ve en önemlisi BM’in tavrı ne olacak?” şeklinde sıraladı.

Brüksel’deki NATO yetkilileri, olası barış gücüne NATO’nun komuta etmesinin mümkün olmadığını dile getiriyorlar. NATO’da en fazla askeri bulunan ülke olan ABD ve ne yakın müttefiklerinden İngiltere, bölgeye gidecek olası barış gücüne asker göndermek istemediklerini açıkladılar.

Almanya’nın durumu

Bazı NATO ülkeleri, Lübnan’a yeni kurulan kısa adı NRF olan acil müdahale gücünün gönderilmesini önerdi. Ancak bu müdahale gücünde ağırlıklı olarak Alman askerlerinin bulunması tartışmalara neden oldu. Yahudiler’le ilgili geçmişi yüzünden Almanya’nın bölgeye asker göndermesi hassas bir konu. Almanya Savunma Bakanı Franz Josef Jung ise ülkesi askerlerinin AB ya da NATO komutasında Lübnan’a gönderilmesine karşı değil.

Almanya’da bu konudaki tartışmalar devam ederken, Alman Dışişleri Bakanı Frank – Walter Steinmeier de Alman askerlerinin Ortadoğu misyonuna katılabileceği mesajı verdi. Alman Parlamentosu’nun Dışişleri Komisyonu da bugün özel bir oturumda bir araya gelerek Ortadoğu krizini masaya yatırıyor.

Önce uzlaşma sağlanmalı

Diğer yandan NATO Genel Sekreteri Scheffer, bölgeye uluslararası bir birlik gönderilmeden önce Hizbullah da dahil olmak üzere tarafların politik olarak görüş birliği sağlaması gerektiğini söyledi. Scheffer, “Bence öncelikle politik olarak nasıl görüş birliği sağlanacağı sorusuna yanıt verilmeli. Bunun ardından bölgeye gidecek barış gücü ve buna hangi ülkelerin asker göndereceği konuşulabilir. Yani şimdi birşey söylemek için erken. Ancak NATO’nun üstleneceği rol konusunda bir spekülasyon yapmak istemiyorum” dedi.

Scheffer’in açıklaması, ne NATO ne de AB’nin Afgfanistan ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ndeki misyonlar sonrasında yeni bir askeri görev üstlenmeye can attığını gösteriyor. Ancak Brüksel’deki bir diplomatın dediği gibi, krizlerin çıkacağı tarihi önceden belirlemek mümkün olmadığı gibi, BM’nin talep etmesi halinde askeri misyonlara “hayır” demek de kolay olmuyor.

Türkiye’nin rolü

Bölgeye gönderilecek uluslararası bir barış gücünde Türkiye’nin de adı geçiyor. Birliğe Türkiye’nin komuta etmesi yönünde talepler dile getirilirken, Ankara bu güce katılmak konusunda bazı şartlar öne sürüyor. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, ateşkesin ardından Lübnan’ın güneyine yerleştirilmesi gereken uluslararası güç konusunda BM kararının şart olduğunu söyledi.

Konuyu Genelkurmay Başkanlığı ile de görüştüklerini belirten Gül, “Türkiye’nin oynayabileceği rol bilindiği için, bunu kimse görmezlikten gelemez. Biz bu konuda bir BM kararının çıkmasının faydalı olacağına inanıyoruz. Bununla ilgili bir BM kararı çıkacak. Ondan sonra tabii ki şartların da oluşması gerekiyor. Biz de bu konuyu en iyi şekilde değerlendiriyoruz“ dedi.

Lübnan’a yardım

Bu arada barış gücüyle ilgili tartışmalar sürerken, Avrupa Komisyonu da Lübnan’a yeni yardımlar yapılmasını kararlaştırdı. Komisyon bölgeye 20 milyon euro göndereceğini açıkladı. Pakistan, Sri Lanka ve Filipinler gibi gelişmekte olan ülkelere, Lübnan’daki vatandaşlarını tahliye edebilmeleri için ek mali yardımlar da yapılacak. Lübnan’da Asya ülkelerinden 70 bin kişi çalışıyor.