1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ortak Avrupa Ordusu hayal mi?

15 Şubat 2018

AB’nin düzenli bir ortak orduya sahip olmasına dair planlar, yıllardır Avrupa'nın gündeminde. Ancak bu konudaki somut girişimler şu ana kadar olumlu sonuçlanmadı. Bu nedenle küçük adımlarla hedefe ulaşılmaya çalışılıyor.

https://p.dw.com/p/2sjIP
Frankreich Eurokorps-Soldaten hissen die EU-Fahne vor dem Parlament in Straßburg 2014
Fotoğraf: Getty Images/AFP/P. Hertzog

İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden birkaç yıl sonra ortak bir Avrupa Ordusu'nun kurulması için her şey hazırdı. Tüm antlaşma taslakları tamamlanmış, hatta askerlerin giyecekleri üniformanın renk ve şekline kadar tüm ayrıntılar belirlenmişti. Ortak Avrupa Ordusu, Almanya, Fransa, İtalya ve Benelüks ülkelerinin (Belçika, Hollanda ve Lüksemburg) askerlerinden oluşacaktı. Bir çok bürokratik engel de ortadan kaldırılmış ve ortak ordunun kurulmasında nihai hedefe ulaşılmasına çok az kalmıştı. Ta ki 1954 yazında Fransa Parlamentosu, "Avrupa Savunma Topluluğu” adlı bu antlaşmayı reddedene kadar.

Yapılandırılmış Daimi İşbirliği

Bu başarısız girişimin ardından Avrupa ordusu planları on yıllar boyunca çekmecede bekledi. Ancak son dönemde meydana gelen gelişmeler, bu planları tekrar gündeme getirdi. ABD Başkanı Donald Trump'ın Avrupa'ya fazla ilgi göstermemesi, Rusya kaynaklı tehlikenin artması ve 2019 Mart ayında İngiltere'nin AB'den ayrılacak olması, Ortak Avrupa Ordusu konusundaki dinamikleri yeniden harekete geçirdi.

Bunun ilk aşaması olarak Kasım 2017'de kısaca PESCO (Permanent Structured Cooperation) olarak adlandırılan "Yapılandırılmış Daimi İşbirliği” programı hayata geçirildi. AB üyesi 25 ülkenin güvenlik ve savunma alanlarında daha yakın şekilde çalışmalarını öngören işbirliği ile ortak savunma kabiliyetlerinin geliştirmesi, ortak projelere yatırım yapılması ve silahlı kuvvetlerinin operasyonel teyakkuz durumuna getirilmesi hedefleniyor. AB Savunma Bakanları'nın en büyük arzusu, PESCO ile Ortak Avrupa Ordusu'nun temelenin atılmış olması.

Frankreich Deutsch-Französische Brigade
Fotoğraf: Getty Images/Sean Gallup

Almanya-Fransa ve Almanya-Hollanda ekseni

Muhtemel bir Avrupa Ordusu'nun çekirdeğini oluşturabileceği düşüncesiye 1989 yılında "Alman-Fransız Tugayı” adlı bir askerî kuvvet kuruldu. İki ülkeden toplam 6 bin askerden oluşan piyade tugayı, halihâzırda dünyanın tek iki devletli askerî birliği konumunda. Bu tugaya bağlı olan ve Fransa'nın Alsas bölgesindeki Illkirch-Graffenstaden'de bulunan 291. Avcı Taburu, Almanya'nın sürekli olarak yurtdışında konuşlu bulunan tek askerî unsuru. Sadece komuta kademesi ve Hizmet Destek Taburu müşterek olan Alman-Fransız Tugayı'nın diğer birimlerinde ulusal kimlikler muhafaza ediliyor.

Almanya, benzerî bir ortaklığı Hollanda ile de yapıyor. 1995 yılında "Alman-Hollanda Kolordusu” kuruldu. Her iki ülkeden de ihtiyaç durumunda 40'ar bin askerin dâhil olduğu bu askerî unsur bünyesinde muhabere ve hizmet destek olmak üzere iki de tabur bulunuyor.

İlk başta sadece komuta kademesi müşterekken, zamanla diğer unsurlar da birbirine entegre oldu. Örneğin Alman 414. Tankçı Taburu halihazırda Hollanda 43. Mekanize Tugayı'nın bir parçası. Diğer yandan  Alman Tankçı Taburu'nda 100 kişilik bir Hollanda bölüğü de yer alıyor. Almanya Savunma Bakanı Ursula von der Leyen, iki ülkeye ait askerî unsurların bu entegrasyonunun "Avrupa Savunma Birliği”nin kurulması için örnek teşkil ettiğini” söylüyor.

Kampfschwimmer der Deutschen Marine
Fotoğraf: AP

Ekonomik ve askerî gereklilik

Sınır aşırı savunma işbirliğinin derinleştirmek istenmesinin asıl gerekçesi siyasi olduğu kadar askerî. Bu sadece Hollanda gibi küçük ülkeler için değil, Almanya ve Fransa gibi ağır toplar için de geçerli. Örneğin 2013 yılındaki Fransa Ordusu'nun Mali operasyonu, Fransa'nın uzun dönemli bu tür harekatların tek başına altından kalkmasının mümkün olmadığını ortaya koydu. Müttefiklerin kısa bir süre sonra nakliye ve keşif konusunda destek vermesi gerekti.

Ülkelerdeki sıkı tasarruf tedbirleri askerî birliklerin müdahale gücünü de olumsuz etkiliyor. Örneğin Alman Donanması'na ait denizaltılar, kemer sıkma politikası nedeniyle kısağa çekilmiş durumda. Bu nedenle denizci askerler, eğitimlerini sadece karada yapabiliyor. AB'nin üçüncü büyük ordusunun yüzen bir denizaltıya kavuşması en erken önümüzdeki sonbaharda mümkün görünüyor. 

Andreas Noll

© Deutsche Welle Türkçe