1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Pakistan istikrarsızlığa sürükleniyor

6 Mayıs 2009

Pakistan'da Taliban'ın etkisini giderek artırması, gözleri bu ülkeye çevirdi. Amerika Birleşik Devletleri yönetimi, bölgeye yönelik stratejilerini son gelişmeler doğrultusunda gözden geçiriyor.

https://p.dw.com/p/HkIN
Fotoğraf: AP

ABD Başkanı Barack Obama, senatörlüğü ve başkan adaylığı sırasında da ABD’nin o zamanki Güney Asya stratejisini eleştirmişti. Irak Savaşı, bakışların gerçek soruna yöneltilmesini engelliyordu: Terör Örgütü El Kaide'nin güçlenmesi sorununa. Aynı zamanda ABD’nin yenik olarak açıkladığı Taliban da ABD’nin hatalarını Pakistan ve Afganistan’ı yeniden biçimlendirmek için kullanabilirdi. Bu nedenle Obama, görevinin daha ilk ayında, birliklerin Irak’tan çekilmesi ve daha fazla askerin Afganistan’a gönderilmesi emrini verdi. Obama, aynı zamanda Pakistan sorununa da ağırlık vermeye başladı.

Clinton, hedefleri açıkça sıraladı

Militanlar Pakistan’dan Afganistan’a gidiyor ve Afganistan’daki militanlar da istikrarsızlığı beraberinde Pakistan’a taşıyor. ABD’nin bölge için yeni stratejisi de bu bağlamda önlem alınmasını göz önünde bulunduruyor. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi’nde yaptığı konuşmada hedefleri çok açıkça dile getirdi:

“Terör örgütü El Kaide'yi parçalamak, dağıtmak, yenmek ve üyelerinin Afganistan ya da Pakistan'daki barınaklarına zarar görmeden geri çekilmelerini önlemek.“

Uzmanların ilgisi Pakistan’a yöneldi

Şu anda uzmanların ilgisi özellikle Pakistan’a yönelmiş durumda. Yeni Amerikan Güvenliği için Merkez adlı kuruluşun başkanı John Nagel, Dışişleri Komitesi'nin bir toplantısında şöyle konuştu:

"Afganistan zor bir ülke ancak orada ne yapılması gerektiğini biliyoruz ve yeterli hareket özgürlüğümüz var. Pakistan ise çok daha zor. Orada, vakur ve egemen bir ülkede hareket etmek zorundayız. Pakistan’ın yerleşik bir yapısı var ancak bunlar Pakistan’ın şu anda karşı karşıya olduğu tehditlerle başa çıkmak için yeterli değil.”

Nagel’e göre, Pakistan ordusu, düşmanlarını topraklarından çıkarabilecek yeteneğe sahip. Ancak askerlerin o bölgeyi ellerinde tutup, güvenli bir altyapı inşaa edemeyeceklerini düşünüyor. Nagel, oysa militanlarla savaşta bu üç yeteneğin de gerekli olduğunu belirtiyor:

“Militanlarla başarılı bir şekilde savaşabilmeleri için Pakistan ordusunu eğitmeliyiz. Bu, ABD ordusunun geçen yıllarda karşı karşıya kaldığı bir öğrenme süreciydi ve şimdi Pakistan ordusu bununla yüzleşiyor.“

Pakistan sorunu dışarıda arıyor

ABD’li düşünce kuruluşu Heritage Foundation’ndan Lisa Curtis, bu sözünü geçirme kabiliyetindeki eksiklik nedeniyle, Pakistan Hükümeti’nin daha önce Taliban’a karşı yumuşak davrandığını düşünüyor. Bu nedenle daha sonra Svat Vadisi’nde şeriat hükümlerinin getirilmesi karşılığında Taliban’ın kabul ettiği barış anlaşması gibi anlaşmalar ortaya çıktı. Curtis, Pakistan Hükümeti’nin en büyük tehdidin Hindistan'dan geldiği yönündeki kanaatini de bir diğer problem olarak görüyor:

“Ben buna 'sığınak zihniyeti' diyorum. Pakistan Hükümeti, pek çok problemle kuşatılmış durumda. Son iki yıldır yaşanan intihar saldırıları da bunu kanıtlıyor. Ancak aynaya bakıp, ülkede neler yapılabileceğini düşünmek yerine, suçu dışarıda, ABD ya da Hindistan’da aramak gibi bir eğilim var. Ben, bunun kalkması gereken büyük bir engel olduğunu düşünüyorum.“

Obama’nın Pakistan endişesi

ABD Başkanı Barack Obama da geçen hafta düzenlediği bir basın toplantısında Pakistan’daki durum ve Pakistan hükümeti nedeniyle duyduğu endişeyi dile getirdi

“Taliban’ın çok çabuk ilerleyip Pakistan’da egemenliği ele geçireceğini düşündüğüm için endişeli değilim. Aksine oradaki sivil yönetim çok zayıf, kırılgan ve temel hizmetleri yerine getirme konusunda yeteneği yokmuş izlenimi veriyor. Bu hizmetler, okullar, sağlık hizmeti, hukuk devleti ilkesi ve çoğunluk için işleyen bir yargı sistemi.“

Amerikan Diplomasi Akademisi Başkanı Ronald E. Neumann, Pakistan hükümeti ve özellikle Pakistan halkı ile diyalogun çok önemli olduğunu savunuyor. Neumann, “Pakistanlıları, onların tarafında olduğumuz konusunda ikna etmeliyiz. Onlar da tıpkı Afganlar gibi yarı yolda bırakılmaktan korkuyorlar“ diyor.

Üçlü görüşmede neler konuşulacak

Bu yüzden ABD Başkanı Barack Obama’nın, Pakistanlı ve Afgan meslektaşlarıyla Washington’da yapacağı görüşme iki açıdan önemli görünüyor. Öncelikle Pakistan Devlet Başkanı Asıf Ali Zerdari ve Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai’ye, ABD’nin askeri, diplomatik ve ekonomik açıdan yanlarında durmaya kararlı olduğu garantisi verilmeli. Öte yandan, Obama, bunun karşılığında bazı taleplerde bulunacaktır. Obama, ABD’nin militanları öldürebilmek için -İslamabad yönetimi buna karşı çıksa ya da yeterli güce sahip olmasa da- Pakistan’da belirli hedefleri roketle vurmaya devam edeceğini açıkça dile getirecektir.

Christin Bergmann / Çeviri: Başak Sezen
Editör: Ahmet Günaltay