1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Pamuk'un desteğe ihtiyacı var

Ulrich Pick1 Şubat 2007

Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk, Almanya’ya yapacağı okuma gezisinden sonra Belçika’ya yapacağı ziyareti de iptal etti. Pamuk’un bugün Brüksel’deki Katolik Üniversitesi’nde fahri doktora ünvanı alması öngörülmüştü. Diğer yandan Almanya Federal Meclis Başkan Yardımcısı Wolfgang Thierse, Pamuk’un kararının, Türkiye’deki hukuk devleti anlayışını Batı’nın dilediği seviyede olmadığını ortaya koyduğunu söyledi. Thierse, Türk milliyetçiliğinin, entellektüellerin ülkeyi terketmeye korkmalarına neden olacak kadar güçlü olduğunu öne sürdü. Pamuk’un yurtdışı gezilerini iptal etmesi ve bunun neden olduğu tartışmalara ilişkin Alman Radyolar Birliği İstanbul muhabirlerind

https://p.dw.com/p/AZmF

en Ulrich Pick’in kaleme aldığı yorum şöyle:

Orhan Pamuk’un ziyaretini iptal etmesi Türkiye ve Almanya’da farklı şekillerde yankılandı. Türk medyasında iptal haberi ilk sıralarda verilse de Pamuk’un bu kararının yine de çok fazla ilgi uyandırmadığı görüldü. Almanya’da ise medyada konuyla ilgili yeralan ayrıntılı haber ve yorumların yanısıra toplumun her kesiminden önde gelen pekçok isim de konuyla ilgili görüş ve eleştirilerini dile getirdi. Hatta bazıları “ikinci bir Salman Rüşdü vakası ile karşı karşıya olunduğunu“ bile savundu.

İşte bu farklı yaklaşımlar, Pamuk olayında meselenin özünü de ortaya koyuyor. Yazar, kendi ülkesinde çok fazla sevilmezken, Almanya’da oldukça itibar görüyor. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Nobel Edebiyat Ödülü alan yazarı bugüne kadar kutlama gereği bile duymazken, Almanya’da Berlin Hür Üniversitesi tarafından Pamuk fahri doktora ünvanına layık görüldü.

Bu farklı değerlendirmelerin ardında elbette Pamuk’un politik söylemleri yatıyor. Birinci Dünya Savaşı sırasındaki Ermeni tehciri ve hükümetin Güneydoğu Anadolu politikalarına dair yaptığı eleştiriler, bazı çevrelerin yoğun tepki ve öfkesine neden oldu. Şimdi Orhan Pamuk da iki hafta önce öldürülen Hrant Dink’in akibetine uğramaktan korkuyor.

Neyse ki Dink’in aksine Pamuk, kendisine koruma tahsis edilmesine itiraz etmedi. İşte bu yönüyle bakıldığında kendi devletince ölümle tehdit edilen Salman Rüşdü ile devlet koruması altına alınan Orhan Pamuk aynı kefeye konulamaz. Yine de Pamuk’un desteğe ihtiyacı var; özellikle de TCK’nin 301’inci maddesinin kalkmasını savunan Türk entellektüellerinin desteğine.

Orhan Pamuk –bizzat ifade ettiği gibi- İstanbul’da Almanya’dakine oranla daha mı güvende; bu tartışmaya açık bir konu. Ancak kesin olan birşey var ki, o da Pamuk’un ziyaretini iptal etmesi, Türkiye’deki reform taraftarlarının –özellilkel de yurtdışından- daha fazla destek almaları gerektiği. Bundan hem Türkiye, hem Ankara-Brüksel ilişkileri hem de Nobel ödülü almış olmasına rağmen savunduğu görüşler nedeniyle korku içinde yaşayan Orhan Pamuk gibi insanlar istifade edecektir.