1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Demokratlar çok önemli bir iş yapıyor"

20 Aralık 2019

ABD Başkanı Trump hakkındaki azil süreci, Rusya Devlet Başkanı Putin'in geleneksel yıl sonu basın toplantısı ve Almanya'da Yeşiller'in bazı hayvansal gıdalara ek vergi konması talebi Alman basınında öne çıkan konular.

https://p.dw.com/p/3V7vx
Fotoğraf: picture-alliance/AP Photo/House Television

20.12.2019 - Alman basınından özetler

Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) Başkan Donald Trump'a karşı başlatılan azil sürecini değerlendiren Rhein-Zeitung, bu davanın Demokratlar açısından kaçınılmaz olmakla beraber, siyasi anlamda akıllı bir hamle olmadığı görüşünü savunuyor:

"Başkanlık seçimleri açısından bakıldığında Demokratlar'ın tavrı çok tehlikeli görünüyor. Zira bu azil süreci ilk olarak her iki kamptaki destekçileri daha da pekiştiriyor. Bu durum bir yandan, 2016 seçimlerinde kemik seçmenlerini sandığa çekmeyi başaramadığı için mağlup olan Demokratlar'a yardımcı oluyor. Ancak diğer taraftan Trump'ın taraftarları da, ki 60 milyon Amerikalının ona oy verdiğinin unutulmaması gerekir, şimdiden galeyana gelmeye başladı. Demek ki önümüzdeki seçimde, çoğunluğun hangi partiye oy vereceğinin belli olmadığı eyaletler her zamankinden daha büyük bir önem arz edecek. Bu eyaletleri kazanabilmek için Demokratlar'ın güçlü bir adaya ihtiyacı var. Şu an tüm emareler, Ukrayna Krizi'nden zarar gören ve daha da yaşlanmış olan Joe Biden'ı gösteriyor. Peki Trump? O kendini mağdur rolüne bürünerek stilize edecek ve aynı anda ekonomideki, iş piyasasındaki olumlu duruma işaret edecek. Azil sürecinin kaçınılmaz olduğunu ifade eden Demokratlar haklı olabilir. Ancak siyasi açıdan onlar için akıllıca değil."

Aynı konuyu irdeleyen Passauer Neue Presse gazetesi ise azil süreci nedeniyle Demokratlar'ın tüm dünyaya örnek olacak bir tavır içinde olduğunu ifade ediyor:

"Trump'a karşı bu azil sürecinin değeri, tehlikeli bir siyaset palyaçosunu görevini kötüye kullandığı için görevden almakla ölçülmez. Spot ışıkları altındaki bu sürecin asıl mantığı, Amerikan halkına ve uluslararası devletler topluluğuna demokrasinin gerçekte nasıl işlediğini göstermesinde yatıyor. Son Trump taraftarı ya da diğer popülist şovmenlerin destekçileri de hiç kimsenin yasaların üstünde yer alamayacağını anladığı anda yapılan tüm bu uğraşlar karşılığını bulmuş demektir. Amerikalı Demokratlar'a şapka çıkarmak gerek. Onlar, demokrasi tüm dünyada büyük bir saldırı ile karşı karşıya olduğu için, ehemniyeti çok büyük bir iş yapıyor."

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geleneksel yıl sonu basın toplantısında yine pek çok önemli konuya değindi. Frankfurter Rundschau gazetesi de konuyla ilgili yorumunda, Putin'in şahsi geleceğine ilişkin söylediklerini yorumluyor:

"Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, çok da heyecan verici olmayan sahne performansının bir yerinde, dolaylı da olsa sansasyonel bir ifade de bulundu. Rusya Anayasası'ndan 'art arda' kavramının çıkarılabileceğinin dile getirdi. Bu kavram ülkede devlet başkanlarının art arda iki dönemden fazla görevde bulunmasını engelliyor. Ayrıca Putin, çerçevesi yine anayasayla çizilen devlet başkanı ile hükümet arasındaki yetki paylaşımının gözden geçirilebileceğini belirtti. Bu da devlet başkanının yetkilerinin başbakan lehine azaltılması anlamına gelebilir. Putin'in, 2024 yılında yeniden başbakanlığa soyunacağı, Moskova'da uzun zamandır dilden dile dolaşan bir söylenti. Dimitri Medvedev de bir kez daha, Putin'den boşalacak başkanlık koltuğuna oturabilir. Yani Putin emekli olmuyor. Bunun için de önce politik sistem üzerinde öyle bir oynamak gerek ki, Putin hükümetin başı sıfatıyla da her zaman olduğu gibi, Rusya'nın güçlü adamı olarak varlığını sürdürebilsin."

Almanya'da güçlü muhalefet partilerinden Yeşiller, endüstriyel hayvancılık da karbondioksit salınımına neden olduğu için et, süt, tereyağ ve benzeri hayvansal gıdaların, getirilecek bir karbondioksit vergisi ile daha pahalıya satılmasını talep eden bir tasarı hazırladı. Münchner Merkur gazetesi yorumunda, bu tasarıya sosyal olmadığı gerekçesiyle karşı çıkıyor:

"Vatandaşları yasal zorunlulukla perhize sokmak gerçekten siyasilerin ve halk pedagoglarının görevi midir? Şayet hayvanların doğalarına daha uygun şartlar altında yaşamaları bu sayede mümkün olsaydı, soruya kalpten 'evet' diyerek yanıt verilebilirdi. Ancak ete ve tereyağına getirilecek bir vergi bunu sağlamayacak. Muhtemelen bu paralar da obur devletin dişleri tarafından çiğnenip gidecek. Hayvansal gıdalara özel vergi getirmenin bir anlamı olabilir sadece: Maddi durumu yeterince iyi olanların gelecekte de kemer sıkmasına gerek yok. Bedeli, gelirlerinin hissedilebilir bir kısmını beslenmeye ayırmak zorunda olanlar üstlenecek. Yeşiller, 'feragat'tan söz ederken bunu mu kastediyor?"

dpa /ET,TY

© Deutsche Welle Türkçe