1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

300409 Scheidung Polen

7 Mayıs 2009

2004 yılında AB’ye katılan Polonya’da hızlı dönüşüm, sosyo-ekonomik yapıyı da değiştiriyor. Toplumda kilisenin etkisi azalırken, boşanma oranları katlandı.

https://p.dw.com/p/HlTy
Fotoğraf: picture-alliance/MAXPPP

Justyna Bronska’nın haberi:

Polonya'nın başkenti Varşova'da bir avukatlık bürosundayız. Telefonla konuşan avukat Malgorzata Supera, boşanma süreci ve hangi belgelerin gerektiğiyle ilgili bilgi veriyor. Telefondaki sesin sahibi sonunda, boşanma davasına Supera'nın bakmasına karar veriyor. Supera ajandasını karıştırıyor ve notlarını alıyor.

Polen und Scheidung Anwältin Malgorzata Supera
Avukat Malgorzata Supera.Fotoğraf: DW/ Justyna Bronska

Supera yirmi yıldan bu yana avukatlık yapıyor, ancak şimdiye kadar hiç bu kadar yoğun olduğunu hatırlamadığını söylüyor. Supera, "Büroma her ay boşanmak için 40-50 kişi başvuruyor. Ve bu her geçen yıl artıyor. Genellikle 30 yaşlarında gençler geliyor. Bunlar uzun süre değil, en fazla 2-3 yıldır evli oluyorlar" diyor.

Polonya’da boşanma oranları yıllardır Avrupa ortalamasının altında.

Ancak rakamlar hızla tırmanıyor. Son on yılda boşanan çiftlerin sayısında yarı yarıya bir artış var. Supera'ya göre bunun temel nedenlerinden biri, gençlerin yüksek maaş ödenen işler bulup, başka yerlere taşınmaları. Genellikle eşler de bunun sonucu olarak birbirlerinden uzak yaşamaya başlıyorlar. Giderek daha seyrek görüşüyorlar ve bu durum boşanmaya kadar gidiyor.

Peri masalının sonu

Symbolbild Scheidung
Fotoğraf: Bilderbox

Katarzyna'nın evliliğinde de böyle olmuş. 31 yaşındaki Katarzyna boşanma belgelerini toparlıyor. Son duruşma yarın. Ondan sonra yeniden bekar hayatına dönecek. Katarzyna beş yıl önce evlenmiş. Eşi Tomek'le Wroclaw'da bir ev satın almışlar. Her şey masallardaki gibi gidiyormuş, ta ki Katarzyna Varşova'ya 300 kilometre mesafede bir bilişim firmasında müdür olarak iş bulana kadar. Ekonomi uzmanı olan Katarzyna bu şansı kaçırmak istemediğini belirtiyor. Katarzyna şöyle konuşuyor:

"Ardından 'hafta sonu ilişkisi' diye tabir edilen bir ilişkiye başladık. Bir hafta sonu ben onun yanına gittim, diğerinde o geldi. Başlangıçta bunun yürüyeceğini, bir çözüm bulacağımızı düşündük. Ama giderek birbirimizden uzaklaştık. Eşimin başka bir ilişkisi var ve bu benim için tek bir anlama geliyor. Boşanma!"

Her üç çiftten biri boşanıyor

Polen und Scheidung Professor Irena Kotowska
Sosyolog Irena KotowskaFotoğraf: DW/ Justyna Bronska

Polonya'daki evliliklerin üçte biri boşanmayla sonuçlanıyor. Geçtiğimiz yıl yaklaşık 70 bin Polonyalı çift boşandı. Katarzyna'ya göre bunun en önemli nedeni, evliliğe bakışın değişmiş olması. Katarzyna, daha önce boşanmanın büyük bir felaket olarak görüldüğünü, bu nedenle çiftlerin anlaşamasalar da evliliklerini bir şekilde sürdürdüklerini belirtiyor.

Sosyolog Irena Kotowska da boşanmanın Polonya toplumunda giderek daha fazla kabul gördüğü açıklamasını yapıyor. Kotowska, şöyle konuşuyor:

"Komünist rejimin sona erişi, pek çokları tarafından kişisel özgürlüklerin artışı olarak yorumlandı. Sıkıcı normları bir kenara bırakmak, sonunda özgür olmak... Aynı zamanda ülkenin batıya açılmasıyla birlikte; Batılı değerler, kültür ve fikirler de Polonya'ya geldi. Bunlar Polonya toplumu tarafından çabucak benimsendi. Polonyalılar Batı’dan gelen her şeyin daha iyi ve daha havalı olduğunu düşünüyor. Her şeyimizi Batı’ya uyduruyoruz."

Kilisenin etkisi azalıyor

Krakau Turm der Marienkirche Polen und Scheidung
Fotoğraf: DW/ Justyna Broska

Ancak tüm bunlar Polonya Kilisesi için kâbustan farksız. Zira kilise, Batılılaşmanın hızını frenleyemiyor. Her ne kadar halkın yüzde 95'i Katolik Kilisesi'ne bağlı olduğunu söylese de Polonya'da kilisenin özellikle gençler üzerindeki etkisi azalıyor.

Sosyolog Kotowska, şöyle konuşuyor:

"Ancak kilisenin yorumlarını, etik değer ve normları giderek daha yoğun olarak görmezden geliyorlar. Çünkü kilise günümüz insanının problemlerine çözüm getirmiyor. Zamanın gerisinden geliyor. Başka bir zamana ait bir durumu ve kuralları uygulamakta diretiyor. Ve halk bunu kabul etmek istemiyor. Bu nedenle bazı insanlar kendilerini çaresiz ve çıkmazda hissediyorlar. Örneğin kilisenin evlilik dışı veya evlilik öncesi cinsel ilişkileri kabul etmesini talep ediyorlar. Bence Polonya'da boşanmalar daha da artacak."

Justyna Bronska / Çeviri: Banu Ertek

Editör: Hülya Köylü