Porto Alegre'de "başka bir dünya" arayışı
1 Şubat 2005“Dünya Sosyal Forumu’nun sloganı, “Başka bir dünya mümkün”. Katılımcılar altı gün boyunca bu başka dünyayı mümkün kılacak önerileri, örneğin katılımcı ekonomi, çevre eğitimi ya da şiddete son vermenin imkanlarını konuştular. Beşinci kez biraraya gelen forum katılımcılarının artık rüştünü ispat ettiği söylenebilir.
Katılımcılar forum öncesinde birbirleriyle ilişki kurarak, ilgi duydukları alanlardaki toplantıları organize ediyorlar. Koordinasyon sorunu yüzünden aynı konuda defalarca tekrar edilen toplantılar dönemi geride kaldı. Organizasyon sorunları da aşıldı. Hatta bu kez toplantı öncesinde basılmış bir program vardı ve buna büyük ölçüde uyuldu. İçerik açısından da daha hedefe yönelik çalışıldığı söylenebilir. Ünlü küreselleşme karşıtlarının benzer söylemleri sıraladığı kitlesel toplantılar yerine küçük ama yoğun ve birlikte çalışmayı öne çıkaran toplantılar yapıldı.
Bununla birlikte forumun uzun vadede başarılı olması için daha gelişmesi gerektiği kesin. Çeşitlilik ilkesi gerekçe gösterilerek, AIDS virüsünün varlığını inkar eden, Ariel Şaron’u, Hitler’in kolluk kuvvetleri ya da George Bush’u Hitler’le karşılaştıran grupların forumda ne aradığı belli değil. Bunlar marjinal kalsalar da, politik karşıtlarına yönelik tutumları endişe verici.
Çözülmesi gereken asıl önemli sorun ise Dünya Sosyal Forumu’nun gerçekten bir dünya forumu olması. Porto Alegre’deki toplantıda, katılımcıların yüzde 80’ni Latin Amerika’dan, gerisi çoğunlukla Avrupa’dandı. Forum geçen yıl Hindistan’da toplanmıştı, 2007 yılında da Afrika’da toplanması öngörüldü. Gelecek yılın programı ise dünyanın farklı bölgelerinde birden fazla toplantılar yapmaktı.
Dünyayı dolaşmak ve farklı bölgelerin sorunlarını öne çıkarmak anlamlı olabilir, ama Dünya Sosyal Forumu Porto Alegre’de doğdu, bu yüzden Brezilya’dan vazgeçmek pek iyi olmaz. Ayrıca Dünya Sosyal Forumu’nun Brezilya’daki her toplantısı büyük ilgi görüyor, sosyal hareketlere karşı olan politikacılar tarafından bile destekleniyor. Bu tür toplantılarda içerik kadar mekanlar da önemlidir, küreselleşme karşıtlarının bu avantajı kullanmaktan vazgeçmeleri yanlış olur.”