1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Radikal yerleşimci tehlikesi

3 Temmuz 2014

Radikal Yahudi yerleşimciler, Filistinlilerin yaşamını uzun zamandır zorlaştırıyor. Son yıllarda İsrailli güvenlik güçlerini de hedef alan şiddet eylemleri, ülkede büyük bir tehdit yaratıyor.

https://p.dw.com/p/1CVKL
Fotoğraf: picture alliance/landov

Filistinli çifçilerin tarlalarında yanmış ya da kesilmiş zeytin ağaçları, zarar görmüş otomobiller ya da yoldan geçerken saldırıyı uğrama ihtimali… Batı Şeria’daki Filistinliler sık sık radikal Yahudi yerleşimcilerin hedefi oluyor. Birleşmiş Milletler’in verilerine göre, 2013 yılında Filistinlilere yönelik 399 saldırı kayda geçti.

Radikal Yahudiler yıllardır bölgede kanlı saldırılar düzenliyor. 80’lerin başında "Yahudi Yeraltı" adlı grup Filistinli bir belediye başkanına suikast düzenlemişti. En tanınmış radikal Baruch Goldstein da 1994 yılında Hebron (El Halil) kentindeki İbrahim Camii’nde dua eden 29 Müslüman’ı öldürmüş ve sağ kurtulanlardan biri de onu vurmuştu.

Radikal grupların üyelerinin birkaç bin kişi oldukları tahmin ediliyor, ancak sayıları çok fazla olmasa da yol açtıkları şiddetin boyutu büyük. İsrail’de dini öğretiler son yıllarda önemini yitirmiş olsa da Museviliğin radikal yorumu gençler arasında giderek yaygınlaşıyor. İsrail’in 2005 yılında Gazze Şeridi’ndeki bazı Yahudi yerleşim birimlerini boşaltmasının ardından yerleşimciler arasında radikalleşenlerin sayısı daha da arttı.

İnsan Hakları Hahamları adlı örgütten Haham Arik Aschermann, DW mikrofonlarına “Bu kişiler istedikleri her şeyi yapabileceklerine inandıkları bir ortamda büyüyorlar. Zira İsrail güvenlik güçleri yıllardır onların tarafında. Bunlara bir de aşırılık yanlısı metinler yazan radikal hahamlar ekleniyor“ değerlendirmesini yapıyor.

Askerlere de saldırıyorlar

Radikal yerleşimcilerin şiddeti sadece Filistinlilere yönelmiyor. Bazı yerleşimciler İsrail askerlerini de hedef alıyor. Nisan ayı başlarında 50 kadar şiddete eğilimli yerleşimci Batı Şeria’nın kuzeyindeki Yizhar’daki tahliye sırasında 6 askere saldırdı. Geçen mayıs ayında da İsrailli askerlere ölümcül saldırılar planladığı gerekçesiyle İsrailli bir yerleşimci tutuklanmıştı.

Israelische Siedlung Migron
Fotoğraf: AP

Ayrıca şiddet olayları Batı Şeria’dan İsrail topraklarına da sıçradı. Radikal Yahudiler, İsrail’de de "fiyat etiketi" adı verilen vandal saldırılar düzenliyor. İsrailli yerleşimcilerin hak iddia ettiği bölgelerde Filistinlilerin mülklerine "bedel" iddiasıyla zarar veriliyor. İsrailli solcu aktivistler ve Hristiyan kuruluşlar da radikal Yahudilerin hedefinde. Dinî motifli saldırıların en ünlü kurbanı ise 1995 yılında Yahudi aşırılık yanlısı Yigal Amir tarafından öldürülen İsrail Başbakanı İzak Rabin'di.

'Eleştiriler geç kaldı'

İsrail halkının büyük bir bölümü aşırıların saldırılarını kınıyor. Ancak eleştilerin geç kaldığını savunan Haham Arik Aschermann’ın değerlendirmesi şöyle:

“Bana göre, halkın büyük bir kesimi bu hareketi tasvip etmiyor. Bu oluşumlar, Filistinlilerin yanı sıra askerlere de saldırınca İsraillilerin dikkatini gerçekten çekmeye başladı. Şöyle bir haham yorumu var: Yahudi olmayana vuran bir elin ileride bir gün Yahudi'ye kalkmayacağını sanma. İşte olup biten tam da bu.“

İsrail hükümetinin de sorunun farkına vardığını belirten Aschermann, güvenlik önlemlerinin artırılması gerektiğini sözlerine ekledi. Radikal yerleşimciler uluslararası toplumun da uzun zamandır merceğinde. ABD Dışişleri Bakanlığı, Filistinlilerin mülklerine düzenlenen “fiyat etiketi" saldırılarına terörizm raporunda yer verirken, İsrailli yetkililer ise bu olayları "milliyetçi kriminal olaylar" olarak tanımlıyor.

©Deutsche Welle Türkçe

Kersten Knipp