1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

RZ: Kim İran'ın anlaşmaya sadık kalmasını bekleyebilir?

19 Haziran 2019

ABD ile İran arasında yaşanan gerilimin tırmanması ve Almanya’da büyük bir tartışma başlatan Kassel Bölge Valisi Lübcke’ye yönelik suikastin ardından gündeme gelen aşırı sağ terörü Alman basınında öne çıkıyor.

https://p.dw.com/p/3KgKt
Fotoğraf: Imago/Ralph Peters

19.06.2019 - Alman basınından özetler

Amerika Birleşik Devletleri ile İran arasındaki ipler, son olarak Pentagon’un Ortadoğu’ya bin asker daha gönderileceğini açıklamasının ardından daha da gerildi. Rhein Zeitung gazetesi konuyla ilgili yorumunda, bu olumsuz süreç konusunda Washington’u eleştiriyor:

"Siyasilerin açıklamaları sürekli başa saran bir müzik gibi konuya eşlik ediyor. Tahran ziyareti sırasında, İran’a, ABD Başkanı Trump’ın bir yıl önce geçersiz saydığı nükleer anlaşmadan çekilmeme ricasında bulunan Alman Dışişleri Bakanı Heiko Maas’ın çağrısı gibi. Kim ciddi anlamda İran’ın bu anlaşmaya sadık kalmasını bekleyebilir? Anlaşmaya uyduğu için Tahran’a ne veriliyor? Kocaman bir hiç! İran için anlaşmanın en önemli maddesi olan ekonomik yaptırımların kaldırılacağına dair madde zaten ABD tarafından tam anlamıyla hiç uygulanmadı. Bu anlaşmanın imzalanmasından bir gün sonra Washington, İran’ın füze programını gerekçe göstererek yeni yaptırımları yürürlüğe sokmuştu. Bir zamanlar birileri, ambargoların kaldırılmasıyla İran’ın refah düzeyinin yukarı çekileceğini ve bu ülkenin adım adım dış dünyaya açılacağını düşünmüş olabilir. Ancak Amerika Birleşik Devletleri’nin dünyaya dikte ettiği ağırlaştırılmış yaptırımlarla İran tam tersi bir durumun eşiğinde."

Kassel Bölge Valisi Lübcke cinayeti ile ilgili yürütülen soruşturmada, daha önce sabıkası olan aşırı sağcı bir zanlının gözaltına alınmasının ardından Almanya’da büyük bir toplumsal tartışma başladı. Bu tartışmanın odağında aşırı sağ zihniyetin marjinallikten çıkıp, giderek geniş çevrelerce kabul görmeye başlaması var. Stuttgarter Nachrichten gazetesinin konuya dair yorumu şu şekilde:

"Walter Lübcke cinayeti, eldeki tüm verilerin ışığında ne bir sürpriz ne de münferit bir hadise. Şu anda herkesin gözü Lübcke soruşturmasının üzerinde iken, Federal Emniyet Teşkilatı eş zamanlı olarak Mecklenburg Vorpommern eyaletinde, içinde 29 yerel politikacının isminin olduğu bir ölüm listesiyle ilgili olarak sessiz sedasız bir soruşturma yürütüyor. Almanya’nın ortasında, basit bir şey gibi. Bu neonazilerin oluşturduğu tek liste de değil. Kurumların elindeki verilere göre Almanya’da şiddet potansiyeli olan 12 bin 700 aşırı sağcı var. Bunlardan 34’ünü güvenlik birimleri her an suç işleyebilecek şüpheliler olarak görüyor. Almanya nefret ve şiddetle giderek tırmanan bir çatışmanın yeni basamağını yaşıyor. Bu nefretin kaynağı aşırı sağ. Hedefi bireyler üzerinden sistemi, demokrasiyi vurmak. Terörizmin doğası budur."

Aynı konuyu irdeleyen Hannoversche Allgemeine Zeitung, Almanya’da aşırı sağa kayışa karşı toplumun, günlük hayatın her anında mücadele vermesi gerektiğini savunuyor:

"Walter Lübcke cinayeti bize, Almanya’daki sosyal barışın ne denli kırılgan olduğunu gösteriyor. Düşünce yapısında ve kullanılan dildeki bayağılaşmanın nasıl toplumun merkezine kadar etki ettiğini de… Demokratlar bu sessizce büyüyen cüretkarlığı kabul edemezler. Tam da şimdi onların itirazına ihtiyaç var. İnternette, okulda, iş yerinde ve aile ziyaretlerinde."

Heilbronner Stimme gazetesi ise Kassel Bölge Valisi’ni öldüren kişinin sadece tetiği çeken katil olmadığı görüşünde:

"Olayın faili 'sadece' tek kişi olsa bile, Lübcke’nin ölümünden sorumlu sayısız suçlu var. Bunlar, sosyal medya denen mecralarda, izlediği mülteci siyaseti nedeniyle Lübcke’ye karşı en adi biçimde kışkırtıcı söylemlerde bulunanlar. Hukuk devleti, tüm sertliğiyle bunlara karşı da gücünü göstermek zorunda."

ET, HT

© Deutsche Welle Türkçe