031208 Roma Europa

55 yaşındaki Slobodan Savic, 90’lı yıllarda Sırp milliyetçiliğinden kaçarak Almanya’ya yerleşmiş bir Roman. Savic günümüzde Romanların karşılaştığı zorlukların başında, toplum tarafından kabul görmemelerinin olduğunu söylüyor:

“Benim çocuklarım ve diğer Romanlar, Roman olduklarını söylemekten utanıyorlar. “Çingene” tanımlaması artık bir aşağılama sözü halini aldı.”

Savic, şu an yaşadığı Almanya’da da benzer yakıştırma ve alaycılıkla karşılaştıklarını belirtiyor:

“İyi eğitim almış Romanlar da var. Ancak buna rağmen toplum tarafından ayrımcılığa uğradıkları ya da kötü muameleye maruz bırakıldıkları oluyor. Bu davranışlar mevut önyargılardan kaynaklanıyor.”

Önyargılarda medyanın rolü

Romanlar, genellikle medyaya ya kötü yaşam koşulları ya da herhangi bir suç olayına karıştıklarında yansıyor. Ya da AB ülkelerine iltica etmeye çalışan Romanların bu ülkelerde kalma ve sınır dışı edilme tartışmaları gündeme geliyor. Toplum içinde iyi bir iş ya da eğitim şansı yakalamak, hatta siyaset hayatına atılmak çoğu Roman için bir hayal. Almanya’nın Weinheim kentindeki Freudenberg Vakfı’nın başkanı Christian Petry, Romanların yaşadığı zorlukların aşılmasında toplumun geri kalanına da görev düştüğünü belirtiyor:

“Biz Avrupa'daki Romanlar hakkında konuşmaktan vazgeçmeliyiz. Zira önyargıları, aşağılamaları ve dışlanmaları bir kenara bırakmadan, onların topluma uyumundan bahsedemeyiz. Şuçtan, suç oranlarının yüksekliğinden bahsedelim. Ancak toplum tarafından aşağılama ya da mevcut düşmanlığın, Romanların işlediği suçlardan kaynaklandığı yanılgısına kapılmayalım.”

AB'den diyalog zirvesi

Romanların toplum içindeki konumunun iyileştirilmesi AB’nin çeşitli kurumlarında ele alınıyor. Avrupa Parlamentosu geçen yılın başında Romanların politika ve ekonomik hayattaki etkinliğinin artırılmasına yönelik bir strateji benimsenmişti.

Toplum içinde Romanlara eşit davranılması çağrısında bulunan AB Komisyonu da Romanlara karşı her türlü ayrımcılık ve baskıya karşı atılan adımların yanında olduğu mesajını verdi. Brüksel’de ayrıca geçen yıl geniş katılımlı bir diyalog zirvesi düzenlenmişti. Ancak Almanya’nın eski Adalet Bakanı ve Federal Meclis’in İnsan Hakları ile İnsani Yardım Komisyonu Başkanı Herta Däubler-Gmelin, resmi kurumlarca atılan adımların uygulamada da netice vermesi gerektiği değerlendirmesinde bulundu:

“Azınlık ve azınlık yakınlarına ilişkin alınan karar ve benimsenen prensipler gerçek yaşamdaki mevcut durumla farklılıklar içeriyor.”

Goran Goic / Çeviren:Meltem Karagöz

Editör: Hülya Köylü