1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Rusya'da demokrasi

Miodrag Soric15 Mart 2004
https://p.dw.com/p/Aa53

Rusya’da bir halkoylamasını andıran devlet başkanlığı seçimleri geride kaldı. Ruslar, Putin’in bir dönem daha devlet başkanlığı yürütmesine onay verdiler. Seçimlerden en çok merak edilen noktası, asgari katılım oranı olan yüzde 50’nin aşılıp aşılmayacağıydı. Rus seçmenin yüzde 60’ından fazlası sandık başına gitti ve bunların da üçte ikisinden fazlası tercihini Putin’den yana yaptı. Seçimlerin ardından Rusya’da gündeme gelen demokrasi tartışmalarına DW’den Miodrag Soric’in yorumu:

"Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, kısa bir süre önce yaptığı konuşmada, seçimlerin demokrasinin en önemli kazanımlarından biri olduğunu söyledi. Doğru söze ne denir? Ama söylenenin de lafta kalmaması gerekiyor. Öyle görünüyor ki Putin‘de bunu yapmak için yeterince irade yok.

Çünkü pazar günü yapılan devlet başkanlığı seçimlerine gerçekten de seçim diyebilmek için bin şahit lazım. Bir kere seçimlerin galibi aylar öncesinden belliydi. Ciddiye alınabilecek rakipler, devletin denetimindeki medyada kendilerini tanıtma olanağı bulamadılar. Putin’in gözünde, işadamı Mihail Hodorkovski gibi biraz fazla tehlikeli olmaya başlayan rakipler ise, bir çırpıda cezaevine kapatıldılar.

Aslında Rus seçmeni, Pazar günü bir tür halk oylamasına iştirak etti. Rus halkına, Putin’i onaylamaları için bir fırsat tanınmış oldu. Pek çok Batılı lider, gelecekte birlikte çalışmak zorunda oldukları Putin’e bu gerçekleri hiç ifade etmeyeceklerdir.

Ruslar açısından bakıldığında ise pek çok seçmen içleri son derece rahat bir şekilde oylarını Putin’e vermişlerdir. Bunda bir yandan televizyon ve radyolarda son haftalarda Putin’in adeta beyinlere pompalanması, diğer yanda Ruslar‘ın Kremlin’in patronuna duydukları samimi minnettarlık etkili oldu. Gerçekten de Vladimir Putin, Rusya’da emekli ve çalışan aylıklarının zamanında ödenmesini sağladı. Pek çok Rus’un durumu, votka bağımlısı Boris Yeltsin döneminden çok daha iyi. Göstergeler, Rusya ekonomisinin gelecekte de iyi yönde seyredeceğini ortaya koyuyor.

Putin, kamu gelirlerini ülkenin modernleşme çalışmalarına aktarmayı planlıyor. Bu, akıllıca ve kendisine olumlu puan kazandıran bir adım olacaktır. Özellikle Moskova ve St. Petersburg dışında kalan bölgelerde altyapı ivedi müdahale bekliyor. Eğitim ve sağlık sektörü yine yatırım bekleyen alanlardan.

Vladimir Putin, yalnızca Rusya’nın geleceği açısından sorumluluk taşımıyor. Attığı adımlar, yaptığı operasyonlar komşu ülkelerde de izlenip yankısını buluyor. Beyaz Rusya ve Ukrayna gibi ülkeleri idare eden despotların da bir gözleri sürekli Moskova’da.

Almanya ve Batı açısından ise Putin liderliğindeki Rusya, hala güvenilirliğini tam anlamıyla kanıtlayamamış, ancak atacağı adımlar öngörülebilir bir partner kalmaya devam edecek. Pek çok Rus hala batılı değerleri paylaşmıyor."