1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Rusya'dan Miloşeviç savunması

Cenk Başlamış/ Ludger Kazmierczak14 Mart 2006

Sırbistan’ın eski lideri Slobodan Miloşeviç’in ölümünün en çok tartışma ve tepki yarattığı ülke belki de Rusya oldu. Rus yetkililer, politikacılar ve kamuoyunun büyük bölümü Miloşeviç’in Moskova’da tedavi edilmesine izin verilmemesi sonucu hayatını kaybettiğini düşünüyor ve bu nedenle eski liderin ölümünü “ siyasi cinayet” olarak tanımlıyor.

https://p.dw.com/p/Aa9o
Miloşeviç'in kalp krizi sonucu öldüğü açıklanmıştı
Miloşeviç'in kalp krizi sonucu öldüğü açıklanmıştıFotoğraf: picture-alliance/dpa

Miloşeviç’in Moskova’da yaşayan oğlu Marko Miloşeviç, babasının Rusya’da toprağa verilmesini istedi. Lahey’e hareketinden önce gazetecilerin sorularını yanıtlayan Miloşeviç, Sırp yönetiminin izin vermemesi nedeniyle Rusya yönetimine başvurarak babasının geçici olarak Moskova’da gömülmesini istediğini açıkladı. Miloşeviç’in yine Moskova’da yaşayan ağabeyi Borislav Miloşeviç de çağrıyı destekledi.

Moskova Miloşeviç'i istemişti

Aslında Miloşeviç konusu bir süredir Moskova’da tartışılıyor ve devrik liderin tedavi için Rusya’ya gelmesine izin verilmemesi tepki yaratıyordu. İzvestiya gazetesi, Miloşeviç’in ölümünden bir gün önce Rusya Dışişleri Bakanlığı’na yazdığı mektubun kopyasını manşetten yayınladı. Miloşeviç mektupta kendisini öldürmeye yönelik bir komplo hazırladığını öne sürüyor ve Rus yetkililerden yardım istiyor. Moskova mektubun varlığını önce doğrulamadı. Ardından Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, mektubun kendisine ulaştığını açıkladı ve eski liderin Moskova’da tedavi edilmesine izin verilmemesini eleştirdi. Lavrov, Miloşeviç’in açıklanan ölüm nedenine inanmadıklarını da belirtti. Bu nedenle bir grup Rus doktor, eski liderin ölüm raporunu incelemek amacıyla Lahey’de bulunuyor.

Kan örnekleri incelendi

Hollandalı zehirbilim uzmanı Donald Uges, eski liderden alınan kan örneklerinin incelenmesinden sonra yaptığı açıklamada ''Miloşeviç'in yüksek tansiyon tedavisinin etkilerini sıfırlayan Rifampisin içeren bir ilaç aldığını'' belirtti. Zehirbilimci Profesör Uges, savaş suçu sanığının tedavi için Rusya'ya gitme planının çok bariz olduğunu belirtiyor:

"Bu kimsenin aklına gelmezdi. Aslında verem hastalarına verilen Rifampisin’in varlığı kontrol edilmez bu tür vakalarda. O yüzden Moskova ‚bakın Hollandalılar yüksek tansiyonu bile kontrol altına alamıyor’ diyerek, sanığı talep ediyordu. Ardından da sadece Rifampisin’i keserek, tedavinin başarılı olmasını sağlayacaklardı.“

Rusya'ya yönelik iddialar

Yani, Miloşeviç'in Rus dostları, sanığa antibiyotik kullanarak sağlık durumunu manipüle etmesi tavsiyesinde mi bulunmuşlardı? Nihai toksikolojik rapor hazırlanana kadar bu ve benzeri birçok teori dile getirilecek. Ama özellikle Moskova ve Belgrad’da tekrarlanan, Miloşeviç’in öldürüldüğü iddiaları, giderek inanılırlığını yitiriyor. Adliye muhabiri Heikelien Verrijn-Stuart, Miloşeviç’in kendi kendine doktorculuk oynamasının daha olası olduğuna inanıyor:

"Bu onun için tam tipik bir hareket. Eğer olanların arkasında Miloşeviç’in kendisi varsa, hedefine ulaştı: bir mahkeme kararı yok ve dünya, tam olarak ne olduğu hakkında spekülasyonlar ile dolu.“

Rus basınından eleştiri dolu yorumlar

Rus basını bir zamanlar Balkanlar’da Moskova’nın en yakın dostu olan Miloşeviç’in ölümünü eleştirel haberlerle duyurdu. Hatta Moskovskiy Komsomolets gazetesi, “ Slobodan artık özgür. Onu sadece tarih yargılayabilir” manşetini kullandı. İzvestiya gazetesinin anketine katılanların sadece yüzde 15’i Miloşeviç’in doğal nedenlerle öldüğüne inandığını söyledi. Yüzde 59’luk kesim eski liderin cezaevinde zehirlendiğini düşünüyor. NATO’nun 1999 yılında Yugoslavya’ya düzenlediği saldırı öncesi Miloşeviç’le görüşen Rusya eski Başbakanı Viktor Çernomırdin de, eski liderin ölümünden Batılı ülkeleri sorumlu tuttu.

NATO'nun tarihi saldırısı

Miloşeviç’in iktidarı kaybetmesine yol açan NATO saldırısı, Rusya’nın yakın geçmişindeki en önemli dönüm noktalarından birini oluşturuyor. Son ana kadar Miloşeviç’e destek veren Rusya, hem NATO saldırısını, hem de yakın müttefikinin iktidardan düşmesini engelleyememişti. Moskova’nın o dönemdeki çaresizliği kamuoyunda psikolojik bir travmaya yol açmış ve halk Rusya’nın Sovyetler Birliği kadar önemli ve sözü geçen bir ülke olmadığını ilk kez somut olarak görmüştü.