1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

SZ: Virüsle yaşamak çok şeyden vazgeçmek demek

8 Nisan 2020

Koronavirüsle mücadele, Almanya’da sağlık personelinin çalışma koşulları ve İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın sağlık durumu bugünkü Alman gazetelerinde yer verilen yorum konularından.

https://p.dw.com/p/3abnu
Fotoğraf: Reuters/F. Grulovic

08.04.2020 - Alman basınından özetler

Almanya bir yandan koronavirüsle mücadeleye odaklanmışken bir yandan da salgın sonrası döneme nasıl adapte olunacağını tartışıyor. Süddeutsche Zeitung’un yorumu şöyle:

"Bir ülkenin yeniden nasıl canlandırılacağına dair bir kullanma kılavuzu mevcut değil. Avusturya şu günlerde bir deneme yapıyor ve bunu tam olarak nasıl yapacağı da yakından izleniyor. Ancak her ülke, hatta her eyalet kendi yolunu bulmak zorunda. Bu dönem herkes için bir deneme ve öğrenme süreci olacak. Hatalar yapılacak ve umalım ki çabucak düzeltilecek. Vatandaşın desteğini kaybetmek istemeyenlerin yapması gereken onlarla, onlar için önemli olan şeyler hakkında bir diyalog başlatmak olmalı. Tabii aynı anda kiliselerin ayine açılması, partiler, hafta sonu gezileri veya dışarda yemeğe gitmek ve okullarla dükkanları aynı anda açmak mümkün olmayacaktır. Bundesliga maçlarının seyircili yapılabileceği de yakın bir zamanda mümkün görünmüyor. Zira mevcut şartlar altında binden fazla kişinin tek bir etkinlikte bir araya gelmesi pek olası değil. Muhtemelen etkinlikler için en fazla on kişiyi aşmayacak guruplara izin verilecek. Şimdi siyasiler için zorlu kararlar alma zamanı. Virüsle yaşamak aynı zamanda çok şeyden de vazgeçmek anlamına geliyor."

Neue Presse gazetesi, Almanya'da sağlık hizmetleri alanında görev yapanların çalışma koşullarının koronavirüs salgınıyla daha da belirgin hale geldiği görüşünde:

"Şayet virüsü yenmeyi başarırsak, önceki koşulların aynısına geri dönmek olmaz. Hasta, yaşlı ve çocuk bakımında görevli personel çalışma koşullarına uygun adil ve hak ettiği gibi ücretlendirilmeli. Şimdiye kadar bunun yeterince gözetilmemiş olması, bu yeni krizle sağlık sistemimizdeki çatlakları da daha bariz şekilde ortaya koydu. Bu çatlakları kalıcı şekilde onarmak, salgın sonrası dönem için üstesinden gelinmesi gereken başlıca görevlerden biri olacak."

Almanya'nın da aralarında bulunduğu toplam sekiz Avrupa ülkesi Pan Avrupa Gizlilik İlkeleriyle Yakından Takip (Pan-European Privacy Preserving Proximity Tracing-Initiative- PEPP-PT) adlı projeyle, koronavirüs salgının yayılmasını önlemek amacıyla yeni bir cep telefonu uygulaması üzerinde çalışıyor. Amaç yeni enfeksiyonları önleyebilecek bir cep telefonu uygulaması geliştirmek. Almanya kamuoyunda da bir süredir bu tür uygulamaların veri güvenliği ve kişisel özgürlüklerle nasıl bağdaştırılabileceği tartışılıyor. Almanya’da uygulamanın yürürlüğe girip girmemesi konusundaki son kararı hükümet verecek. Veri güvenliği konusunda endişelerini dile getiren hak savunucuları, bu yöndeki girişimin kişisel hayata ve özgürlüklere müdahale anlamına geldiği gerekçesiyle Berlin'i yoğun biçimde eleştiriyor. Hamburg merkezli Die Zeit gazetesinin koronavirüs cep telefonu uygulamasına dair yorumu şöyle:

"Uygulamanın riskli olmadığını söyleyemeyiz. Ancak cep telefonu uygulamasının yol açacağı tehlike, salgının yol açtığı tehlikenin çok altında. Bazılarımız her gün daha fazla dijital risklerle karşı karşıya kalıyor. Tartışmaya yol açan cep telefonları uygulamaları hayata geçirilinceye kadar veri güvenliği konusunda gerekli düzenlemeler yapılabilir. Verilerin toplanma amacı ve süresi sınırlandırılabilir, nasıl depolanacağı ve silineceği de kurallara bağlanır."

27 Mart’ta koronavirüse yakalandığını açıklayan İngiltere Başbakanı Boris Johnson, ateşinin düşmemesi sonucu 5 Nisan’da hastanede tedavi altına alındı. 6 Nisan’da Johnson’un ofisinden yapılan açıklamadaysa 55 yaşındaki Başbakanın durumunun kötüleştiği ve akşam saatlerinde yoğun bakıma alındığı belirtildi. Straubinger Tagblatt/Landshuter Zeitung'un konuyla ilgili yorumunda şu satırlar dikkat çekiyor:

"Ülkedeki salgın kaynaklı kısıtlamalar en az gelecek hafta pazartesi gününe kadar sürecek. Öncesinde bakanlar bir araya gelip 'Evde kal!' hükmünün devam edip ettirilmeyeceğine ya da ne derece gevşetileceğine karar verecek. Peki bu durumda sorumluluğu kim üstlenecek? Kim sorumluluk alıp İngilizlere yola nasıl devam edeceklerini söyleyecek? İngiltere belirsizliklerle dolu bir dönemle kaşı karşıya.”

DW/MK,ETO,HT

© Deutsche Welle Türkçe