1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

'Sınırsız' seyahate teknoloji engeli

Bernd Riegert/DW24 Ekim 2006

Doğu Avrupa ülkeleri ve İsviçre’nin Schengen bölgesine dahil edilmelerinin öngörüldüğü için Schengen Enformasyon Sistemi’nin değiştirilmesi gerek. Ancak teknolojik aksaklıklar yüzünden yeni sisteme geçiş gecikebilir.

https://p.dw.com/p/AZei
AB üyesi 13 ülke ile Norveç ve İzlanda kendi aralarında sınır kontrollerini kaldırdı.
AB üyesi 13 ülke ile Norveç ve İzlanda kendi aralarında sınır kontrollerini kaldırdı.Fotoğraf: dpa

AB üyesi ülke vatanadaşları, birlik sınırları içinde pasaportsuz seyahat edebiliyor. Tabii 2004’te AB’ye katılan ülkeler de bu avantajdan faydalanmak istiyor. 1985 yılındaki Schengen Anlaşması sayesinde AB üyesi 13 ülke ile Norveç ve İzlanda kendi aralarında sınır kontrollerini kaldırdı, ortak sınır güvenliğine geçiş yapıldı. Schengen Anlaşması’nın imzalanmasından 10 yıl sonra da merkezi Strasbourg’da bulunan Schengen Enformasyon Sistemi (SIS) adı verilen bilgisayar ağı hayata geçirildi. Schengen Enformasyon Sistemi’nde (SIS), sınır kontrol noktalarındaki her türlü giriş ve çıkış, iltica ve vize başvuruları, oturma izinleri, aranan kişiler ve çalıntı kredi kartlarına ilişkin bilgiler ve buna berzer her türlü veri saklanıyor. AB’nin yeni üyeleri ve İsviçre’nin de Schengen bölgesinde dahil olmasıyla, sistem yetersiz kaldı. 2003 yılından bu yana AB Komisyonu, eskisinin yerini alacak olan Schengen Enformasyon Sistemi 2 (SIS 2) üzerindeki çalışmalarını sürdürüyor. Ancak bu yeni bilgi bankasının oluşturulmasında önceden öngörülemeyen ciddi aksaklıklar ortaya çıktı.

Alman Hıristiyan demokrat Avrupa Parlamenteri Ewa Klamt, Schengen Enformasyon Sistemi 2 ile yakından ilgileniyor. AB Komisyonu’nun bu yaza kadar önceden belirlenen takvime sadık kalmaya çalıştığını söyleyen Klamt şöyle konuştu: “Böylesi dev bir bilgi bankası söz konusu olduğunda ortaya çıkabilecek teknik sorunların gözardı edildiğini söylemek mümkün. Bu sorunlarla başa çıkabileceklerini umdular herhalde. Muhtemelen çok hırslılardı. Bizim için bu meseleye pozitif yakalamamız önemli. Yeni AB üyelerini Schengen sistemine katılabilmelerini istiyoruz. Eğer sistemin hayata geçrilmesinde bir gecikme olursa, bunun Avrupa Parlamentosu’nun suçu olmadığını şimdiden belirtmek isterim.”

Uygunsuz alt yapı

Bu yaz Strasbourg’da yapılan çalışmalarda, ağın merkezi işlemcisi için tahsis edilen binanın alt yapısının uygunsuz olduğu ortaya çıktı. Bu açıklamayı inandırıcı bulmayan ve bir komployla karşı karşıya olunduğunu düşünen Çek Cumhuriyeti’nin AB nezdindeki Büyükelçisi Jan Kohout, eski üyelerin yeni üyeleri istemediğini ileri sürdü.

Almanya İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble ise bu iddiaları reddetti ve Strasbourg’daki merkezin yanı sıra üye ülkelerin bilgisayar sistemlerinde de sorunlar ortaya çıktığına dikkat çekti. “Şartlar oluşur oluşmaz Schengen bölgesi genişletilecek. Ama önce şartların yerine getirilmesi gerek. Yeni üyeler de bu konuda üstlerine düşeni yapmalı. Bu konuda taviz verilmesi mümkün değil, çünkü bu Avrupa’nın güvenliğinden taviz vermesi anlamına gelir. Ve bu da Avrupa’nın entegrasyon mantığına ters,“ diyen Alman İçişleri Bakanı Schaueble, ayrıca yeni üyelere bir bardak suda fırtına koparmamalarını tavsiye etti: “Akılcılık, şüpheciliğe prim vermemeyi gerektirir. Bazı ülkelerde, bazı başkentlerde bu şüphecilik bilerek körükleniyor. Siyasi hesaplar nedeniyle eski üyeler bu alanda bir gecikme olmasından memnunmuşlar gibi gösteriliyor. Bundan hiç de memnun değiliz.”

Frattini'den yeni şirket önerisi

Zaman darlığına düşen AB Komisyonu, eski Schengen Enformasyon Sistemi üzerinde değişikler yaparak, Schengen Enformasyon Sistemi 2 tamamlanana kadar, yeni üyeleri geçici olarak bu ağa bağlamayı önerdi. Ama bu da büyük sorunlar beraberinde getirebilir. AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Franco Frattini ise Schengen Enformasyon Sistemi 2’nin hayata geçirilmesi için Mart 2007’de yeni şirketlerle anlaşılabileceğini belirtti.

Teknik sorunların yanı sıra Schengen Enformasyon Sistemi 2’ye ilişkin hukuki düzenlemer üzerinde de çalışmalar devam ediyor. Bilgilerin kullanım hakkı ve bilgilein korunmasına ilişkin tartışmalar var. Zira yeni sistem eskisine göre çok daha kapsamlı olacak; biyometrik veri ve dijital fotoğrafları da kapsayacak. Sistemin güvenlik birimlerinin işlerini hayli kolaylaştırması umuluyor.