Saar Eyaleti'nde CDU'nun zaferi

Almanya’nın Saar Eyaleti’ndeki seçimlerden muhaleftteki Hristiyan Demokratlar (CDU) zaferle çıktı. İktidarın büyük ortağı Sosyal Demokratlar’ın oy kaybına uğradığı seçimlerde, Hür Demokrat Parti ve Birlik 90/Yeşiller’de bu kez, bir önceki dönemde barajı aşamadıkları için giremedikleri parlamentoda yeniden milletvekilliği elde ettiler. Aşırı sağcı Nasyonal Demokrat Parti’yse her ne kadar yüzde beşlik barajı aşamadıysa da, % 4’lük bir oy oranıyla önemli bir artış kaydetti.

Her ne kadar Saar Eyaleti 800.000 nüfusla Almanya çapında büyük bir siyasal ağırlığa sahip olmasa da, burada dün yapılan seçimin sonuçları, Almanya düzeyindeki eğilimin de bir göstergesi. Hristiyan Demokratlar, Berlin hükümetinin tasarladığı ve kısmen yürülüğe soktuğu sosyal reformların getirdiği memnuniyetsizlikten kazanç sağlıyor. Ancak burada görğlmesi gereken şey, tüm bunlara karşın beklenen derecede oy artışı sağlanamadığı ve % 50 barajının aşılamadığı.

SPD’nin oy kaybı

Belki de seçmenler artık Hristiyan Demokratlar’ın reformlara karşı olduğu yanılgısına kapılmadı. Bu partinin oylarını arttırabilmesi bu durumda yalnızca eyalet başbakanı Peter Müller’in seçmenler arasındaki popülaritesine bağlanabilir. Sosyal Demokratlar’ın büyük oy kaybı, özellikle federal hükümetin politikasına bağlı olarak yüzde 14’ü buldu. Sosyal Demokrat Parti’nin eyalet örgütünün Berlin’deki hükümetten uzak durması da, pek bir işe yaramadı denilebilir. Böylece Sosyal Demokratlar, Berlin dolayısıyla Saar Eyaleti’nde oy kaybına uğradı.

Ancak partinin Saar Eyaleti başkanı ve başadayı Heiko Maas’ın asıl sorunu, Sosyal Demokratlar’ın eski parti başkanı ve eski maliye bakanı Oskar Lafontaine’di. Heiko Maas’a seçim kampanyasında destek veren Lafontaine, bu sözünü yerini getirmedi, hatta Başbakan Schröder’e yönelttiği istifa talepleri ve sol kanattaki partilerden birine olan sempatisi, Saar eyaleti Sosyal Demokratları’nın yenilgisini getiren unsurlardan biri oldu. Heiko Maas ise bir yandan Berlin’e uzak dururken, bir yandan da Lafontaine’den ayrı gözükmek istemesi dolayısıyla bir kişilik gösteremedi seçim kampanyalarında.

Küçük ortak oyunu artırdı

Yeşiller bu tür sorunlarla uğraşmak zorunda kalmadı. Seçmenler, Berlin’deki koalisyon ortağını, hükümetin politikalarından sorumlu tutmuyor. Öte yandan özellikle küçük partiler, seçimlere katılımın az olmasından yara sağlıyor ve oylarını arttırabiliyor. Bu Hür Demokrat Parti için de geçerli. Liberaller de yeniden eyalet parlamentosuna girebildi.

Nasyonal Demokratlar’ın aldığı yüzde dörtlük oy oranı bu bağlamda düşündürücü. Bu parti de federal hükümetin sosyal reformlarına karşı başlattığı içeriksiz kampanyayla başarılı oldu. İşte bu durum yine de bu partinin aşırı sağcı seçmenler tarafından değil, federal politikadan hoşnut olmayan insanlar tarafından seçildiğinin bir göstergesi. Dolayısıyla endişeye gerek yok. Ancak demokratik partiler gelecek seçimlerde de bu durumu da gözönünde bulundurmak zorunda.