1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Salgın hastalık uyarısı

DW1 Ocak 2005

Uzmanlar, deprem bölgesinde sağ kalanları salgın hastalıkların tehdit ettiği konusunda uyarıyor. DW’nin sorularını yanıtlayan Hamburg Tropikal Enstitüsü’nden Dr. Helmut Jaeger, bulaşıcı hastalıkların görüldüğü yerlerin karantinaya alınması gerektiğini söyledi...

https://p.dw.com/p/Aadk
Uzmanlar, deprem bölgesinde çocukların salgın tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtiyorlar...
Uzmanlar, deprem bölgesinde çocukların salgın tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtiyorlar...Fotoğraf: AP

Hamburg’daki Tropikal Hastalıklar Enstitüsü’nden Dr. Helmut Jaeger, DW İngilizce Servisi’nin sorularını yanıtlarken, sel ve yağmur sularının suda çoğalan sarılık, tifo ve kolera virüslerini geniş bir alana yayılmasına yol açabileceğini söyledi. Dr. Jaeger, sıtma mikrobunu yayan sivrisineklerin suda çoğalıp virüsü insana nakledebilmesinin ise dört hafta sürdüğü için bu tehlikenin şimdilik aciliyet arzetmediğini belirtti.

Hamburg Tropikal Hastalıklar Enstitüsü uzmanı Dr. Jaeger, deprem dalgalarının ardından oluşan rutubetli ve sıcak ortamın aşısı olmayan yeni tür hastalıkların türemesine elverişli olmadığını ve Sudan’daki son sel felaketinin ardından da bağırsak enfeksiyonu ve ishal gibi tipik hastalıkların başgösterdiğini belirtti. Dr. Jaeger, afetzedelerin hastalığa yakalanmamaları için ne gibi önlemlere başvurulması gerektiği sorusunu ise şöyle yanıtladı:

“Afet bölgelerindeki sağlık tesisleri kısmen hasar gördü ve hastane ve sağlık ocaklarında da kalabalıktan, şeker ve kalp hastalarına bile yardım etmekte güçlük çekiliyor. Bu nedenle sağlık otoritelerinin etkili bir tarama ve gözlem sistemi kurup, kolera ya da diğer bulaşıcı hastalıkların görüldüğü yerleri derhal karantinaya almaları ve hastaları tecrit etmeleri gerekir. Hastalara en kısa zamanda gerekli müdahalenin yapılması virüsün yayılmasını önlemede hayati rol oynar.”

Dr. Helmut Jaeger, afetzedelere cesetlerden mikrop bulaşıp bulaşamayacağı sorusuna verdiği cevapta da virüsün cesette yaşama süresinin çok kısa olduğunu, ancak AIDS ve sarılık mikroplarının ölümden sonra da hayatiyetlerini koruyabildikleri için cesetlere maskesiz ve eldivensiz dokunmanın hastalığı kapmaya yetebileceğini söyledi.