1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Schröder hayal kırıklığına uğratmadı

Ajanslar24 Şubat 2004

Almanya Başbakanı Schröder, kendisinden 1 hafta önce Türkiye'yi ziyaret eden Angela Merkel'in olumsuz yaklaşımından ötürü Türk medyasının yoğun ilgisiyle karşılaştı.

https://p.dw.com/p/AbO7
Schröder, Türkiye'nin AB şansını yüksek görüyor
Schröder, Türkiye'nin AB şansını yüksek görüyorFotoğraf: AP

Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’in ilk Türkiye ziyaretinden önce Türk medyasında yer alan makale ve yorumlarda, Almanya Başbakanı’na ’40 yıl önce ortaklık anlaşması imzalanırken Türkiye’ye verilen tam üyelik sözünü’ unutmaması temenni edilmekteydi. Gerhard Schröder de Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte katıldığı basın toplantısında, verdikleri sözü unutmadıklarını şöyle dile getirdi:

”Avrupa Birliği Komisyonu şartların yerine getirildiği kanaatine vardığı takdirde, Türkiye’nin tam üyelik müzakerelerini başlatma arzusunun Almanya tarafından destekleneceği doğrudur ve bunun böyle olma şansını da yüksek görüyorum. Türkiye’ye adil davranılmalıdır derken verdiğimiz sözü tutacağımızdan emin olmanızı isterim.”

Yeterli olgunluk

Başbakan'dan bir hafta önce Türkiye’yi ziyaret eden Hristiyan Birlik ana muhalefet partisinin Genel Başkanı Angela Merkel, Türkiye’nin Avrupalılık olgunluğuna eriştiğini, ama Avrupa’nın henüz Türkiye’nin tam üyeliğini hazmedecek durumda olmadığını belirterek Birlik Avrupası’nın Türkiye’ye ancak imtiyazlı ortaklık önerebileceğini belirtmiş ve Başbakan Erdoğan’dan cevabını almıştı.

Ana muhalefetin böylesine zıt bir Türkiye politikası izlemesi Gerhard Schröder’in Ankara’daki açıklamalarıyla Türkiye nezdinde puan toplamasına yaradı. Schröder Berlin’deki ilk buluşmalarında da Recep Tayyip Erdoğan’a 40 yıllık bekleyişi hayal kırıklığına uğratamayacaklarını söyleyerek, Türkiye’nin AB üyeliğinin Avrupa’nın jeopolitik, Almanya’nın da milli çıkarlarına uygun olduğunu dile getirmişti.

Ekonomik çıkarlarla örtüşme

Almanya Başbakanı Ankara’daki basın toplantısında da, tam üyelik yolundaki en önemli merhale sayılan tam üyelik müzakerelerinin başlatılmasının karşılıklı ekonomik çıkarlarla örtüştüğünü de vurguladı.

"Tam üyelikle aynı anlama gelmeyen üyelik müzakerelerini başlatma sinyalinin daha dinamik bir ekonomik gelişmeye yardımcı olacağından ve bunun da her iki tarafa da yarar sağlayacağından eminim.”

"Müzakereleri derhal başlatalım"

Tam üyelik müzakerelerinin başlatılmasına verdikleri desteğe Türkiye’nin güvenebileceğini sözlerine ekleyen Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, Birlik Komisyonu tarafından hazırlanacak ilerleme raporunun olumlu çıkması şartıyla tam üyelik müzakerelerinin derhal başlatılmasından yana olduklarını vurguladı.

İslam dünyasıyla köprü

Tam üyelik müzakareleri ile ilgili kararın Aralık ayındaki Birlik zirvesinde alınacağını bilen Schröder’in Türkiye’ye daha fazla vaatte bulunması da gerekmiyordu. Komisyon’un Kopenhag kriterleri ışığında hazırlayacağı Türkiye raporu, 12 Aralık’ta devlet ve hükümet başkanları tarafından açıklanacak olan karara temel oluşturacak. Bu durumda Türkiye Başbakanının da Schröder’e müzakereler konusunda ısrar etmesine lüzum kalmıyor. İkili ilişkilerde kayda değer sürtüşme noktası zaten yok. Kıbrıs konusunda Türkiye çözüm iradesini inandırıcı bir şekilde gözler önüne sermişti. Irak konusunda da müttefiklerin görüşleri aynı yönde. Almanya Başbakanı Türkiye'nin İslam dünyası ile Avrupa arasında bir köprü rolü üstlenip karşılıklı anlayışa önemli katkıda bulunabileceğini de basın toplantısında dile getirdi.

”Erdoğan hükümetinin İslam dini ile Avrupa’nın aydınlanma anlayışını bağdaştırması ki, bunu başaracağına inanıyorum, Avrupa’nın güvenliğine kapsamlı katkıda bulunacaktır. Biz de bunu arzuluyoruz.”

Schröder açısından tek bir sorun vardı. Almanya Başbakanı, Recep Tayyip Erdoğan’ın soyadını telaffuz etmekte zorlanıyordu. Başbakan Schröder bu problemi de Ankara’da dili döndüğü kadar çözmeye çalıştı.