1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Seçim kampanyasının en önemli konuları

9 Kasım 2016

ABD seçimlerine kısa bir süre kaldı. Peki, Turump ile Clinton'un rekabetinde hangi konular öne çıkıyor? Amerikalıların tercihini etkileyen konuların başında neler geliyor?

https://p.dw.com/p/2SFww
USA Präsidentschaftswahl 2016 Trump und Clinton Masken in einem Laden in Vancouver
Fotoğraf: DW/F. Steiner

Göç:

ABD'de 11 milyon kayıt dışı göçmen yaşıyor. Bunların büyük bölümü Meksika, Honduras, El Salvador gibi Latin Amerika ülkelerinden. Cumhuriyetçilerin başkan adayı Donald Trump, yasadışı göçü Meksika sınırına inşa edilecek bir duvarla engellemeyi istiyor. Trump, "Meksika'nın bu duvarın masrafını ödemesini sağlayacağım" açıklamasını da yaptı. Trump yasa dışı yollardan ABD'de bulunan göçmenlerin sınır dışı edilebileceğini de dile getirdi. En azından oturumu olmayan suç işleyen göçmenlerin sınır dışı edilmesini. Trump Suriye'den mülteci alınmasına karşı çıkıyor. Bir dönem Müslümanların terörist olmadıkları ispatlanana kadar ABD'ye girmelerinin yasaklanmasını da savundu. Daha sonra bu konudaki açıklamalarını yumuşatsa da, Müslüman göçmenlerin ABD'ye giriş yapmadan önce toptan, kapsamlı olarak incelenmesini istedi. Demokratların Başkan adayı Hillary Clinton da yasa dışı göçü sınırlandırmayı istiyor. Berlin'deki Bilim ve Politika Vakfı'ndan Johannes Thimm, Clinton'ın yasadışı yollardan ABD'ye giren ve oturma izni olmayan göçmenlerin sınır dışı edilmesine ise karşı olduğunu belirtiyor. Clinton kayıtlı olmayan göçmenlerin vatandaşlık verilmesi sayesinde meşru bir yaşama adım atmalarının mümkün hale getirilmesini savunuyor. ABD Başkanı Barack Obama 10 bin Suriyeli mülteciyi almak isterken, Clinton ise 65 bin mültecinin alınmasını talep ediyor.

ABD'nin dünyadaki rolü:

ABD küresel dünyayı şekillendiren bir güç olarak kalmaya devam edecek mi? Müttefiklerine karşı nasıl bir tavır içinde olacak? Donald Trump'a göre Washington gelecekte uluslarası misyonlara -askeri olanlar da dahil - daha az dahil olmalı. Bilim ve Politika Vakfı'ndan Johannes Thimm'e göre, Trump'un dünyaya bakış açısı ABD'nin dünyanın geri kalanı tarafından sömürüldüğü görüşüne dayanıyor. Trump New York Times'e verdiği bir demeçte, NATO müttefiklerine güvenlik konusunda garanti verilmesini bile tartışmaya açtı. Trump öncelikle ilgili müttefikin nasıl bir katkı sağladığını görmek istediğini belirtti. Johannes Thimm'e göre, Trump'ın başkan olduğu bir ABD, NATO müttefiklerine pahalıya mal olacağa benziyor.

Heidelberg Amerikan Araştırmaları Merkezi'nden Martin Thunert'e göre, Trump'ın, NATO'daki müttefiklerin ittifaka çok az katkıda bulunduğu suçlaması yeni değil. Thunert, "Müttefiklerin daha fazla katkı sağlaması yönündeki baskı, genel olarak olarak söz konusu" diyor. Hillary Clinton'ın da müttefiklerden uluslararası misyonlara daha fazla katkı sağlamasını talep etmesi bekleniyor. Bilim ve Politika Vakfı'ndan Johannes Thimm ancak Clinton'un ABD'nin müttefik ülkelere sunduğu desteği tartışmaya açmayacağı görüşünde. Thimm, Clinton'un müttefiklere güvenlik garantisi verilmesinin devam etmesinden yana olduğunu belirterek, "Bu konuda bir değişiklik olmayacak" diyor. Clinton Trump'u dış politikadaki değişiklik planları nedeniyle sert biçimde eleştiriyor. Clinton'a göre Trump Kasım ayındaki seçimleri kazanırsa, Amerika'yı daha az güvenli bir ülke, dünyayı ise daha tehlikeli hale getirecek.

Ticaret politikası:

Donald Trump korumacı bir ticaret politikası izliyor. Amerikan pazarını yabancı ürünlerden korumak istiyor. Heidelberg Amerikan Araştırmaları Merkezi'nden Martin Thunert, "Trump bu görüşüyle serbest ticareti savunan partisinin (Cumhuriyetçi Parti) bugüne dek izlediği çizgiden ayrılmış oluyor" diyor. Trump Latin Amerika ve Asya'dan 11 ülkenin müzakere ettiği Trans-Pasifik Ortaklığı Anlaşması'nı (TPP) reddediyor. Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması'nı (NAFTA)  ABD'nin çıkarlarıyla uyumlu hale getirmek ya da iptal etmek istiyor. Uzman Thunert'e göre Trump, Serbest Ticaret Anlaşması'nın sanayideki iş yeri kayıplarının sorumlusu olduğuna inanıyor. Clinton ise Dışişleri Bakanı iken Trans-Pasifik Ortaklığı Anlaşması'nı (TPP)  destekledi. Ancak zaman içinde bu konuya mesafeli yaklaşmaya başladı. Clinton, "Bugüne dek öğrendiklerim nedeniyle bu anlaşmayı desteklemem mümkün değil" açıklamasını yaptı. Clinton reddetme gerekçesi olarak, ABD'de yeni işyerleri yaratılması ya da maaşların artırılması gibi hedeflere bu anlaşma ile ulaşmanın mümkün olmadığını gösterdi. Clinton bunun ulusal güvenliğin iyileştirilmesi için de geçerli olduğunu belirtti.

Terörle mücadele:

Hem Hillary Clinton, hem de Donald Trump IŞİD'le mücadele etmeyi istiyor. Trump'a göre bu mücadelede her araç mübah, hatta bu yolda savaş suçu işlenmesinden de çekinmiyor. Trump kara birlikleri ile IŞİD'e karşı mücadele etmeyi planladığını söyledi. Cumhuriyetçi aday bu konuda Arap ülkelerinin özel bir rol oynaması gerektiğini savunarak, bu konuya daha fazla angaje olmalarını talep ediyor. Terör şüphelilerine işkence edilmesini ya da IŞİD üyelerinin ailerinin kovuşturulması da talep ediyor. Trump ABD'de terör saldırılarının engellenmesi için Müslümanların ülkeye girişinin yasaklanmasını da önermişti.

Hillary Clinton'un başkanlığında da IŞİD'e yönelik sert bir politikanın uygulanması bekleniyor. Heidelberg Amerikan Araştırmaları Merkezi'nden Martin Thunert, "Clinton Dışişleri Bakanı iken IŞİD'in üzerine Obama'nın talep ettiğinden daha fazla gidilmesini savunmuştu" dedi. Suriye'de sivillerin korunması için başkanlık döneminde ülkede (Suriye'de) uçuşa yasak bölge oluşturulmasını gündeme getirdi. Suriye'de Amerikan kara birliklerinin görevlendirilmesine karşı çıkan Clinton, buna rağmen IŞİD'e yönelik hava saldırılarının artırılmasına ve özel birliklerin görevlendirilmesini istiyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Christoph Ricking