1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Seçmenin politikalara yanıtı

Ahmet Günaltay8 Mayıs 2012

Fransa ve Yunanistan’daki seçmen, Almanya'nın para birliğini tasarruf ve yapısal reformlarla borç tuzağından kurtarma politikasına karşı çıktı. Uzmanlar Euro’nun zayıf para birimi olma yolunda ilerlediğini belirtiyor.

https://p.dw.com/p/14rYi
Fotoğraf: dapd

Yunan seçmen sert tasarruf tedbirleriyle sürekli resesyondan duyduğu öfkeyi sandığa yansıttı. On yıllardır Yunanistan’ı yöneten iki ana halk partisi 2009 genel seçimlerinde oyların yüzde 80’ini aralarında paylaşmışken, Pazar günkü oylamada yüzde 33’e düştüler.

Atina’da yeni hükümetin kurulması arapsaçına dönüp uzasa da, bu meclis çoğunluğunun ülkeye yardım edenlerin dikte ettirdiği tasarruf rotasına karşı olduğu gerçeğini değiştirmez: "Büyük çoğunluk borçların ödenmesine karşı. Yunanlar, haksız yere kendilerinden para istendiğini ve bu nedenle de borç ödemeye gerek olmadığını düşünüyorlar. Kendi tercihleri olan bu düşünce tarzıyla da sermaye piyasalarıyla yüzleşmek durumundalar."

Hohenheim Üniversitesi öğretim üyelerinden Hans-Peter Burghof böyle diyor. Gırtlağına kadar borçlanan Yunanistan şimdiye kadar Avrupa Birliği ve Uluslararası Para Fonu tarafından batmaktan kurtarıldı. Berenger Bank’ın baş iktisatçısı Holger Schmieding bu durumun değişebileceğine işaret ediyor.

Schmieding, "Avrupa, ‘Yunanistan’da tasarruf tedbirlerini kararlı bir şekilde uygulamayı kabul edenler hükümeti kurmazsa, para musluğu kapatılabilir’, diyebilir. O zaman da Yunanistan kendini gerçekten Euro Bölgesi’nin dışında bulur" şeklinde konuşuyor.

Euro tahvilleri

Hans-Peter Burghof, sandıkta tecelli eden seçmen iradesinin ciddiye alınıp, bundan gerekli sonuçların çıkarılması gerektiğini söylüyor ve ekliyor: "Önce, Yunanistan’ın borçlarına kefil olamayacağımızın bilinmesi gerekir. Ne, kurtarma mekanizması ya da tuhaf Euro tahvilleri gibi doğrudan yardımlarla, ne de dolaylı olarak Avrupa Merkez Bankası kanalıyla."

Fransa’nın yeni cumhurbaşkanı François Hollande, uzmanlar tarafından ‘çılgın plan’ olarak adlandırılan Euro tahvillerini devreye sokmak istiyor. Aynı zamanda Avrupa Merkez Bankası’ndan da krizle mücadelede daha aktif rol oynamasını bekliyor. Hollanda büyümeyi daha fazla borçlanarak teşvik edeceğini de açıklamıştı. Esas olarak yeni cumhurbaşkanı Almanya’nın karşı olduğu her şeyi savunuyor. Mali paktın yeniden müzakere edilmesini seçim kampanyasında sık sık dile getirmişti. Mali paktın, siyasetin kriz yönetiminden çıkan tek somut uygulama olmasına rağmen.

Hans-Peter Burghof
Hohenheim Üniversitesi öğretim üyelerinden Hans-Peter BurghofFotoğraf: picture-alliance/dpa

Ancak, Fransa ile Almanya arasındaki görüş ayrılıklarının anlaşmazlığa yol açması da gerekmiyor. Duisburg-Essen Üniversitesi’nden Ansgar Belke, pragmacı davranacağını söylüyor: "Çünkü, en önemli ticaret ortağının Almanya olduğunu ve Fransa’nın son derece kötü durumda bulunduğunu o da biliyor."

Finans piyasaları Fransa'yı izliyor

Son yıllarda Fransa, Almanya ile arasındaki rekabette oldukça geriye düştü. 2011 bütçesi yüzde 5,2’lik açık verirken Almanya’nın ek borçlanma ihtiyacı yüzde bire düştü. İşsiz oranı Almanya’dan iki kat fazla. Almanya’nın ihracatı artarken, Fransa’nın Avrupa Birliği içindeki ihracat payı küçülüyor. Finans piyasalarının bu nedenle Fransa’yı büyük dikkatle izlediği de Hollande’nin gözünden kaçmış olamaz. Ansgar Belke, "Düşündüklerinden birini zorla uygulamaya kalkarsa, sermaye piyasası onu cezalandırır" diyor.

Seçimden sonuçları, yatırımcının Avrupa Para Birliği’ne olan güvenini sarstı. Bütün dünyada hisse senetleri değer kaybediyor. Euro’nun dolar kuru 1,30’un altına indi. İktisatçı Burghof, bunların Avrupalılar açısından sevindirici olmadığını belirtiyor: "İstikrara değer vermeyen, zayıf para birimiyle daha kolay ülke yönetilebileceğini ve öncelikle de bu yoldan zengin ortaklardan daha fazla para sızdırılabileceğini düşünenler çoğunluğa geçti."

Uni Essen Duisburg Wirtschaft Prof. Dr. Ansgar Belke
Duisburg-Essen Üniversitesi’nden Ansgar BelkeFotoğraf: Ansgar Belke

Burghof bu nedenle Almanya’nın ‘pekiyi’ olan kredi notunu bu seviyede tutmanın zorlaşacağını ve en büyük kefil konumundaki Almanya’nın sarsılması durumunda Euro’nun günlerinin sayılı olacağını da sözlerine ekliyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Danhong Zhang / Çeviri: Ahmet Günaltay

Editör: Başak Özay