1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

SN: Erdoğan otokrasi eğiliminde

5 Mart 2019

Türk hükümetinin yurt dışındaki muhalifleri hedef alan açıklamaları ve Çin’in ekonomik durumu gazetelerin yorum konuları arasında yer alıyor.

https://p.dw.com/p/3ERUQ
Türkei, Corum: Präsident Erdogan hält eine Rede
Fotoğraf: picture-alliance/AA/M. Aktas

05.03.2019 - Alman basınından özetler

Stuttgarter Nachrichten gazetesinde Türkiye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun "Avrupa'da, Almanya'da öyle terör örgütünün toplantılarına katılıp da ondan sonra gelip Antalya'da, Bodrum'da, Muğla'da tatil yapanlar var ya, onlar için de tedbir aldık şimdi. Hadi gelsinler bakalım havalimanlarından içerisi girsinler. Gözaltına alıp yallah, öyle kolay değil. Dışarıda hainlik yapıp, içeride, Türkiye'de keyfini, sefasını sürmek bundan sonra kolay değil" yönündeki sözlerine dair bir yorum yer alıyor. Yorumda şu ifadelere yer veriliyor:

"Hükümet karşıtı olduklarından şüphe edilen Alman uyrukluları Türkiye'de gözaltına alma tehdidi son derece çirkindir. Muhbirliğe ya da istihbaratın keyfi raporlarına dayandırılan tutuklamalar, hukuk devleti prensiplerine tamamen aykırıdır. AKP mitinglerinde söylenen her şeyin hükümet politikası haline getirilmeyeceği dikkate alınacak olsa da böyle bir söylemde bulunmak bile esef vericidir. Türkiye'de henüz dikta rejimi yok. Erdoğan'ın iktidardan olma kaygısı ve seçimde yenilme korkusu bunu gösteriyor. Ancak son derece tehlikeli otokrasi eğilimi olduğu da ortadadır.

Stuttgarter Zeitung ise Ankara'nın takındığı tavrın Avrupa'dan bir adım daha uzaklaşma anlamına geldiğini yazıyor:

"Erdoğan'ın yurt dışındaki karşıtlarına karşı almayı planladığı önlemler Almanya'dan gidecek olan turistlere 'gelmeyin' demek anlamına gelir. Oysa Türkiye'nin turiste acilen ihtiyacı var. Anlaşılan Türkiye Cumhurbaşkanı yurt dışındaki karşıtlarını izletip ülkesinde istenmeyen kişilerin adlarının bulunduğu kara listeler hazırlatıyor. Almanya ve Avrupa Birliği ile diyalogsuzluğu gidermek isteyen bir devlet adamı böyle davranmaz. Haklı eleştiriler giriş ve çalışma yasaklarıyla önlenemez."

Frankfurter Allgemeine Zeitung Çin'in eski bir Kanadalı diplomatı casuslukla suçlamasını şöyle yorumluyor:

"Pekin'in yönelttiği ısmarlama suçlamalar dış politikada güçlü çıkışlar yapan ama içerde konumundan emin olamayan bir yönetimin durumunu yansıtıyor. Çin ekonomisi son yıllarda alıştığımız oranlarda büyümedi. Zor zamanlarda hükümetler itibar kaybeder. Bu herkesçe bilinen bir fenomendir. 40 yıldır inkârı mümkün olmayan ekonomik başarısı dışında meşruiyet zemini kazanamayan Pekin yönetimi halkın memnuniyetsizliğinden çekiniyor. Yabancı devletler karşısında pes ettiği izlenimi yaratan bir hükümet tahammül edilmez olur. Paranoyanın faturası da başkalarına ödetilir."

Süddeutsche Zeitung'un yorumunda ABD'nin Pekin yönetiminden ekonomi politikasını liberalleştirilmesi taleplerine şu satırları ayırmış:

"ABD Çin'deki krizi tırmandırmak istiyorsa Devlet Başkanı Şi Jinping'i rotasına sadık kalmaya cesaretlendirmesi gerekir. Ama ABD Çin'deki yabancı şirketlere adil davranılmasını, zihni mülkiyet ile yabancı sermayenin daha iyi korunmasını ve ülke ekonomisini daha fazla dışa açmasını istiyor. Çinli işletmeciler Trump'ın Çin için bir armağan olduğunu söylemeye başladılar. Çünkü liberal ekonomi ilkelerinin benimsenmesi ekonomiyi canlandırır ve Deng Şiaoping'in sözünü ettiği kedi yeniden fare yakalamaya başlar."

DW, dpa, afp/AG, HT

© Deutsche Welle Türkçe