Sosyal paylaşım engel tanımıyor

Facebook ve daha birçok sosyal paylaşım sitesi hayatımızın vazgeçilmezleri arasına girdi. İnsanlar fotoğraf, video, haber ve farklı web sitelerini paylaşarak kocaman dünyayı daha küçük hale getirdi. Üstelik milyonlarca insanın sosyal paylaşım sitelerine girme alışkanlığı sadece boş vakitleriyle sınırlı değil. Kimileri işyerlerinde de bu sitelere girmeden edemiyor. Artık internet kullanımına açık işyerlerinde günde 5-10 dakika da olsa Facebook’da gezinme ihtiyacı rutine dönüşmüş durumda. Kimi işverenler işyerlerinde sosyal paylaşım sitelerine girişleri engellerken kimileri de bunu çalışanlarının inisiyatifine bırakıyor.

Sosyal paylaşım çılgınlığı

Günümüzde, dünya üzerinde yaklaşık yarım milyar insan, sosyal paylaşım sitesi Facebook üyesi ve aktif olarak bu sitede zaman geçiriyor. Facebook Almanya'da da oldukça revaçta. Yaklaşık on milyon Alman düzenli olarak Facebook'a giriyor. Sosyal paylaşım siteleri Facebook ile de sınırlı değil. Twitter, Youtube ve daha benzeri birçok site aracılığıyla video ve fotoğraf paylaşılıyor, gruplar kuruluyor, her türlü konuda sohbet edilip dünyanın diğer bir ucundan insanların hayatlarından haberdar olunuyor. Üstelik boş zamanların en popüler faaliyeti haline gelen sosyal paylaşım siteleri artık iş yerlerine de sıçramış durumda. 5–10 dakika da olsa internette küçük bir gezinti yapılıyor. Peki, işverenler bu durumu nasıl değerlendiriyor?

Alman şirketlerinde farklı görüş ve uygulamalar hâkim. Bilgisayar ve veri güvenliğinden endişe eden ve çalışma saatlerinin verimini etkilediğine inanan şirketler bu siteleri engellemeden yana. Bu şirketler sadece Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım alanlarını engellemekle kalmıyor aynı zamanda, Ebay, Google Mail ve hatta Xing gibi web sitelerine dahi girişi sınırlıyor.

Almanya’nın önemli şirketlerinden Heidelberg Çimento, çalışanların internet kullanımını sınırlayanlar arasında yer alıyor. Şirketin basın sözcüsü Andreas Schaller, "Çalışanların mesai saatlerinde sosyal paylaşım sitelerini kişisel amaçlar için kullanmalarına verimliliği düşürdüğü inancında olduğumuz için karşıyız. Bu bilişim güvenliğinden ziyade, çalışma saatlerinin verimli kullanılmasıyla ilgili bir şey" diyerek, sosyal paylaşım sitelerinin kişisel amaçlar için kullanmasına karşı olduklarını belirtti.

Elemanına güvenen şirketler

Ancak Alman şirketleri arasında internet kullanımını çalışanlarının inisiyatifine bırakanlar da yok değil. Mesela Deutsche Telekom Şirketi, Facebook, Twitter ve benzeri sosyal paylaşım sitelerine girişlere hiçbir engel koymuyor. “Bir iş yerinde internet kullanımını açıyorsak, bunu öncelikle iş için yapıyoruz. Ancak Facebook ve buna benzer siteleri de engellemedik. Bu sitelere giriş kararını çalışanlarımıza bıraktık. İnterneti iş için mi, özel amaçlarla mı kullanacaklarına onlar karar veriyor” diyen şirketin Sosyal Medya Sorumlusu Mark Nierwetberg, inisiyatifi çalışanlara verdiklerini ifade etti.

Sosyal paylaşımın gücü keşfedildi

Sosyal paylaşım siteleri sadece çalışanlar için cazip değil. İşverenlerin de sosyal paylaşım sitelerine ilgisi gittikçe artıyor. Şirketler personel aradıklarında ya da tanınırlıklarını artırmak istediklerinde bu paylaşım sitelerinden kolaylıkla faydalanabiliyor. Aynı zamanda milyonlarca insana ulaşabilecek reklam yapma imkanı buluyorlar.

Seçim kampanyalarında dahi etkili

“Kısa sürede milyonlara ulaşma” isteği sadece şahıs ve kurumlarla da sınırlı değil. İktidar sahipleri de sosyal paylaşım sitelerinin nimetlerinden faydalanma eğiliminde. Öyle ki, politikalarını daha iyi anlatabilmek ve seçmenle yakın iletişim içinde olabilmek için günümüzde birçok devlet başkanının Twitter ve Facebook üyelikleri bulunuyor. Bu üyelikler aracılığıyla mesajlarını daha kısa sürede ve doğrudan ulaştırma imkânı buluyor ve çağın gereklerini yerine getirdikleri için bu sayede özellikle gençlerden daha çok puan topluyorlar.

© Deutsche Welle Türkçe

Insa Wrede / Çeviren: Gezal Acer

Editör: Meltem Karagöz