Steinmeier'in ilk Washington ziyareti

“Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier’in Washington’daki ilk günü talihsiz olayların gölgesinde geçti. Bir Alman arkeoloğun Irak’ta kaçırıldığı haberinin gelmesinin ardından Steinmeier, bütün gün boyunca Berlin’deki kriz masasıyla temas halinde bulunmak zorunda kaldı. Olayın bir başka yönü, Almanlar savaşın en önemli anında ABD’nin yanında yer almayı reddettiği halde şimdi Amerikalılar’ın Irak’taki lojistik desteğine muhtaçtı.

Tüm bunlara, CIA uçaklarının terör zanlılarını gizli hapishanelere taşırken Almanya dahil bazı Avrupa ülkelerinin havaalanlarını kullandığı haberleri eklendi. Resmi bir ziyaret için oldukça hararetli bir ortamdı, ancak Steinmeier sakin diplomatik tavırları ve profesyonel üslubuyla ikna ediciydi.

Amerikalılar, Irak’ta kaçırılan Alman rehine konusunun derhal aydınlatılacağı sözü verdiler. Amerikalılar’ın Irak ile ilgili ellerindeki bilgiler ve buradaki bağlantıları rehinenin hayatının kurtarılabilmesi için büyük önem taşıyor. Ancak diğer yandan CIA uçuşları konusunun ele alınışı, Alman - Amerikan ilişkilerinin yeniden pürüzlü bir yoldan geçtiğini gösteriyor.

Steinmeier, Amerikan meslektaşı Condoleezza Rice ile görüşmesinde konuyu dobra bir şekilde gündeme getirdi. Rice, Steinmeier’e konunun kısa süre içinde aydınlatılacağını, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerine açıklama yapılacağı güvencesini verdi. Amerika’nın bunu nasıl yapacağını bekleyip görmek lazım. Ortada bir açıklama henüz yok. Ama daha kısa süre öncesine kadar Washington muhtemelen Almanya’nın bu konuya karışmasına bile izin vermezdi. Ayrıca Avrupa’nın insan hakları ve uluslararası anlaşmalar konusundaki endişelerinin Washington’da yeniden ciddiye alınmaya başladığı görülüyor.

İki tarafın da iyi niyetli davranmaya başlaması tesadüf değil. Amerikan askerlerinin Irak’tan çekilmesi için kamuoyu baskısının artması, Bush yönetimini diğer ülkelerden destek aramaya zorluyor. Çünkü NATO olmadan ABD’nin Irak’taki yükünün hafiflemesi mümkün görünmüyor. Bu nedenle Almanya, Irak’a asker göndermeme tavrını sürdürmelidir.

Irak ordusunun eğitimine destek vermek de en az asker göndermek kadar önemli. Sonuçta amaç, Iraklılar’ın ülkelerinde kontrolü kendilerinin sağlayabilecek duruma gelmesi. Benzer durum İran ile müzakereler için de geçerli. İran’ı hırslı nükleer planlarından vazgeçirmenin tek yolu, Avrupa’nın yardımı ve Rusya’dan gelecek destektir. Diplomatik girişimlerde daha başarı kaydedilemedi, ama Avrupa ile Amerika’nın ortak baskısı olmadan Tahran tavize yanaşmayacaktır.

Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier’in ABD ile ilişkilerde eski şefi Gerhard Schröder’in eleştirel yolunu mu, yoksa Angela Merkel’in sözde kucaklaşma rotasını mı izleyeceğini tartışmak boş ve gereksiz olur. Dünyadaki durum iki tarafı da işbirliğine zorluyor. Husumetin sürdürülmesi yerine nesnel, dostça bir üslup bu işbirliğine daha fazla katkıda bulunacaktır. Yeni Dışişleri Bakanı Steinmeier ilk ABD ziyaretindeki başarısıyla bunu kanıtladı.“