1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 0303 Dialog Spielzeug Muslimische Kinder

4 Mart 2010

Son yıllarda özellikle Müslüman çocuklara hitap eden bebekler adından sıkça söz ettiriyor. "Rezzan" ismi verilen tesettürlü Barbie bebeklerin ardından şimdi de Kur'an-ı Kerim'den sureler okuyan ''Emine'' bebekler çıktı.

https://p.dw.com/p/MIuV
Fotoğraf: AP

Çocukların olmazsa olmazıdır oyuncaklar... Hiç kuşkusuz, özellikle kız çocuklarının en sevdiği oyuncak denince akla hemen bebekler geliyor. Bunların, "Barbie" diye adlandırılan küçük ve göz alıcı türlerinden gerçek bir çocuk büyüklüğünde olan oyuncak bebeklere kadar birçok çeşidi var. Ağlayan, konuşan ya da altını ıslatan oyuncak bebeklere hemen her oyuncak reyonunda rastlamak mümkün. Ancak son yıllarda özellikle Müslüman çoculara hitap eden bebekler de adından sık sık söz ettiriyor. "Rezzan" ismi verilen tesettürlü Barbie bebekler pek çok Müslüman ülkesinde yoğun talep görmüştü.

Şimdi Müslüman çocuklara yönelik bebeklere bir yenisi daha eklendi. Bu bebekler Arapça Kelime-i Şehadet getiriyor, Kur'an-ı Kerim'den kısa sureler ve ayetler okuyor ve hatta ayetlerin meallerini veriyor.

'Emine' bebek

Amina ya da Türkçe'deki yaygın kullanılış şekliyle Emine bebeğin açık kahverengi gözleri, pembe yanakları ve dudaklarında sevimli, hoş bir gülümseyişi var. Çiçek desenleri ile süslü pembe başörtüsü siyah saçlarını örtüyor. Yaklaşık 25 cm büyüklüğündeki bebeğin elinin iç yüzeyine ya da ayaklarına bastığınızda konuşmaya başlıyor. Emine bebek, ilahiler söylüyor ve Kur'an-ı Kerim'den ayetler okuyor.

Çocuklar bu bebeklerle sadece oyun oynamıyor aynı zamanda onlar sayesinde namaz surelerini ezberleyebiliyor. Emine bebek, ayrıca surelerin meallerini açıklıyor; ama şimdilik sadece İngilizce olarak. Bunun nedeni de bu bebeklerin ilk olarak İngiltere pazarı için düşünülmüş olması. Ancak aşırı ilgi nedeniyle bebekler, kısa sürede Almanya pazarına da ulaştı. Hasan Muslan, Almanya'nın batısındaki Krefeld kentinde işlettiği dükkanında bu bebeklerden satıyor ve yoğun ilgi nedeniyle sık sık yeni siparişler vermek zorunda kalıyor. Hasan Muslan bu ilgiden memnun olduğunu söylüyor:

"Çocuklar bu bebeklerle oyun aracılığıyla İslam dinine biraz daha yakınlaşıyor. Benim çocukluğumda böyle bir şey yoktu. Kur'an'ı ezberlemem gerekiyordu ama açıklaması pek yapılmadı bana. Ve kimse beni böyle oyunlar aracılığıyla dine daha çok yakınlaştırmaya da çalışmadı. Bence bu tarz oyuncaklar, çocuklarımıza kesinlikle çok şey katar ve İslam'ı da daha cazip yapar. Tabii hepsinin iyi birer Müslüman olmasını umut ederim.''

Ailelerin bu bebeklere yaklaşımları

Hasan Muslan'ın dükkanının biraz ötesinde bulunan yuvaya çocuklarını gönderen ailelerin bir kısmı da bu görüşlere katılıyor. Özellikle de Müslüman aileler. Bu veli görüşünü şöyle dile getiriyor:

"Bence bu bebeklerin nerden geldiğini bildiğimiz sürece hiçbir sorun yok. Eger bir oyuncak bebeğin sureleri öğrenmeye katkısı olacaksa neden olmasın derim ben.''

Bir başka veli de bu bebeklerin küçük yaştaki çocukları olumsuz etkilemeyeceğini düşünüyor.

"Etkilemek mi? Neden? Bence çocuklar çok meraklı oldukları için hemen herşeyin nedenini öğrenmek isterler ve bunu yaparlar. Yani 5 yaşından itibaren çocuklar 'Anne neden bu bebeğin başörtüsü var?' diye sormaya başlar.''

Diğer yandan bu görüşlere katılmayan aileler de var. Özellikle Müslüman olmayan aileler. Bir baba 'Emine' bebeklere dair yaklaşımlarını şöyle dile geitiryor:

"Kesinlikle böyle bir oyuncak çocukları manipüle eder. Bu şüphe götürmez bir gerçek. O nedenle bu bebekleri satın alan ailelerin çok dikkatli olmalarını tavsiye ederim. Tabii ben yasaklansın demiyorum ama benim düşüncelerime de uymuyor bunlar açıkçası.''

Yine bir başka veli de bu görüşü onaylıyor:

"Tam da çocuk yaşlarda böyle şeylere çok duyarlı olursunuz. O nedenle ben bu bebeklerin satılmasına açıkçası çok eleştirel yaklaşıyorum.''

Bu bebeklerin çocukları manipüle mi ettiği yoksa çocukların dinî duygularına oyun aracılığı ile zenginlik mi kattığı konusunda ailelerin görüşleri birbirinden çok farklı. Ancak İslambilimci Michael Kiefer, bu bebeklerin çocukları dindar yapmayacağını belirtiyor ve aileler için şöyle bir çözüm öneriyor.

"Bence çocuklar arasında anaokulu öğretmenlerinin sorumluluğunda dinler arası bir diyalog geliştirirlebilir. Yuva ya da kreşlere giden çocukların mensup oldukları farklı dinlere yönelik tanıtıcı bir çalışma yapılır. O zaman bir sorun olacağını sanmıyorum."

© Deutsche Welle Türkçe

Murat Koyuncu / Çeviren: Başak Demir

Editör: Murat Çelikkafa