1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Suriye krizi Cenevre'de çözülebilir mi?

30 Ekim 2019

Kurulması yaklaşık iki yıl süren Anayasa Komitesi, Suriye'de yeni anayasa için Cenevre'de toplanıyor. Peki 150 delegeden oluşan Anayasa Komitesi, Suriye krizinin siyasi çözümü için zemin yaratabilir mi?

https://p.dw.com/p/3SBtZ
BM Suriye Özel Temsilcisi Geir PedersenFotoğraf: Getty Images/AFP/L. Beshara

Suriye'de sekiz buçuk yılı aşkın bir süredir devam eden kanlı iç savaşın ardından rejim ve muhalifler ilk kez yeni bir anayasa için masaya oturuyor. Suriye hükümeti, muhalefet ve sivil toplumdan 50'şer kişinin katılımıyla 150 kişilik delegasyon İsviçre’nin Cenevre kentinde yeni anayasa için bugün görüşmelere başlıyor.

Görüşmelerin ilk gününde sadece bir ön toplantı yapılması planlanırken, üç kanattan da seçilecek 15'er kişiyle, 45 kişilik bir alt komisyonun oluşturulması bekleniyor. Cenevre'de BM çatısı altında yapılan görüşmelerde Suriye'nin kuzeydoğusunda geniş bir alanı kontrol eden Suriye Demokratik Güçleri ise temsil edilmiyor. Ankara'nın çabalarıyla sürecin dışarısında bırakılan SDG, görüşmeler öncesinde yaptığı açıklamayla Cenevre'den çıkacak sonuçların kendilerini bağlamayacağını bildirdi.

Anayasa Komitesi nasıl kuruldu?

Anayasa Komitesi ilk olarak Ocak 2018'de Soçi'de toplanan Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'nde gündeme geldi. Daha sonra Astana sürecinin garantör ülkeleri Rusya, Türkiye ve İran, Komisyon'un yapısı ve çalışma alanları üzerine kapsamlı bir müzakere sürecine girişti.

Öyle ki, Suriye hükümetinin 50, muhalefetin 50 delege gönderdiği, BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen'in de Suriye sivil toplumundan 50 kişiyi davet ettiği Anayasa Komitesi'ne katılacak kişilerin netleştirilmesi dahi 2 yıla yakın bir zaman aldı.

Son olarak Eylül 2019'da BM Genel Sekreteri Guterres,  komitede yer alacak kişilerle ilgili genel mutabakatın sağlandığını duyurdu.

Syrien Straßenszene aus Tal Abyad
Fotoğraf: Reuters/K. Ashawi

Anayasa Komitesi'nden neler bekleniyor?

Anayasa Komitesi genel hatlarıyla Suriye'deki savaşın sonlanması için siyasi çözüm zemini yaratacak araçlardan biri olarak görülüyor.

Ancak BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen'e göre, kimse Anayasa Komitesi'nden çok fazla şey beklememeli. Pedersen, Komite'nin Suriye'deki krizi çözemeyeceğini ancak Suriyeliler arasındaki farklılıkların üstesinden gelme konusunda yardımcı olabileceğini söylüyor. Pedersen ayrıca Anayasa Komitesi'nin taraflar arasında karşılıklı güven inşa edebileceğini ve ülkede başlayacak kapsamlı bir siyasi sürece öncülük edebileceğine inanıyor.

Benzer bir iyimserliği BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de paylaşıyor. Guterres, Şam yönetimi ve çalışma gruplarının ‘güvenilir, dengeli ve geniş bir anayasa komitesi' üzerinde anlaşmaya vardığını belirterek, Anayasa Komitesi'nin dağılmış bir ülkeyi iyileştirebilecek bir sosyal kontrat üzerinde uzlaşabileceğini ifade ediyor.

Anayasa Komitesi'nin ilk toplantısı öncesinde Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, tarafları anlaşmaya çağırdıkları yönünde bir açıklama yaparken, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu görüşmelerin zorlu olacağını ancak iyimser olduğunu söyledi. İran Dışişleri Bakanı Zarif ise Anayasa Komitesi'nin toplanmasına öncülük eden üç ülkenin görüşmeler boyunca sürece müdahale etmeyeceğini ifade etti.

Anayasa Komitesi ne kadar bağımsız?

Yeni anayasa oluşturulması ile ilgili süreç tamamen Suriye'nin iç meselesi olarak görülse ve Astana sürecinin üç garantör ülkesi sürece müdahale etmeyecekleri yönünde açıklamalar yapsa da Anayasa Komitesi'nin tamamen bağımsız olduğunu söylemek mümkün değil.

Deutsche Welle'ye konuşan Suriye uzmanı Kristin Helberg'e göre, yabancı güçlerin Komite'nin oluşturulma sürecinde dahi çok önemli etkileri oldu. Helberg, "Örneğin Türkiye, PYD üyelerinin komisyonda yer almalarını engelledi” ifadelerini kullanırken, Rusya'nın ise direkt bir etkiden kaçındığını ve yeni bir anayasanın, askeri olarak zaten sona gelen savaşı, siyasi olarak da çözüme kavuşturabileceğini umduğunu söylüyor.

Yeni anayasa ile ulaşılacak bir siyasi sonuç ayrıca Esad'ın Batı ülkeleriyle masaya oturmasının da yolunu açabilir.

DW,Reuters,dpa/BK,HS

© Deutsche Welle Türkçe