1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Suriye'yi neler bekliyor?

2 Ekim 2013

Kimyasal silah uzmanlarının Suriye’de çalışmalara başlamasının ardından durumun hangi yöne doğru gelişeceği merak konusu. Zira şiddetin sona erdirilmesinin önündeki tek engel, kimyasal silahlar değil...

https://p.dw.com/p/19sdK
Fotoğraf: Reuters/Bassam Khabieh

BM Güvenlik Konseyi kararının Suriye’deki isyan hareketine ne ölçüde etkisi olabileceği tartışmalı bir konu. Zira bazı siyasi gözlemcilere göre, Konsey kararı birçok soruya yanıt vermekten uzak.

Suriye Dışişleri Bakanı Velid El Muallim, BM Genel Kurulu’nda hafta başında yaptığı konuşmada, Suriye’de mevcut duruma siyasi çözüm bulunabileceğinden bahsetmiş, bunun ancak "Suriye’ye uygulanan saldırgan politikaların sona erdirilmesiyle" mümkün olacağı görüşünü savunmuştu. Muallim, Suriye'deki terör gruplarına yardım yapan ülkelere de göndermede bulanarak, terör gruplarına silah sevkiyatı yapıldığı, mali ya da askerî eğitim desteği sağlandığı sürece her türlü siyasi çözümün hayal olacağını da vurgulamış ve böylece beklentileri frenlemişti.

Suriye Dışişleri Bakanı Muallim’in açıklamasına anında gelen yanıtta muhalif Ulusal Koalisyon, "Suriye'deki radikallerin ve teröristlerin muhalefeti temsil etmediğini" bir kez daha vurguladı. Bu ve benzeri yalanlamalar, Suriye'deki Ulusal Koalisyon'un, ülkedeki radikal dinci militanların varlığının kendileri açısından ciddi bir sorun teşkil ettiğini de ortaya koymuş oluyor. Zira Batılı güçler, aşırı dinci militanların eline geçeceği endişesiyle direnişçilere silah sevkiyatı yapmakta çekingen davranıyorlar.

Saygın İngiliz düşünce kuruluşu “Chatham House”dan Nedim Şehadi'ye göre tam da bu konu aslında Esad rejiminin işine geliyor: "Tarihte şimdiye kadar her diktatör böyle şeylere başvurmuştur. Hapishanelerin kapılarını açıp, hırsızı, haydutu salıverir. Bir kaos ortamı oluşturur, sonra da bu ortamla mücadele edeceğini söyleyerek puan toplamaya çalışır. Esad da son üç yılda radikal dincileri cezaevlerinden salarak, onları hasmı konumuna getirdi, böylelikle onlara karşı operasyonlarında meşruiyet kazanmış oldu. Yani rejim aslında kendi yarattığı muhalefetle mücadele ediyor."

Suriye'de terörizm sorunu

Ancak aşırı dinci militanların sadece hapsihenlerden değil, dış ülkelerden de Suriye’ye geldiği belirtiliyor. Muhalif Suriye Ulusal Konseyi’nin Almanya Temsilcisi Sadık El Musli, DW’ye verdiği mülakatta, uluslararası destekten yoksun olan Suriye’deki muhalefetin zaafını aşırı dincilerin kendi çıkarları uyarınca kullandıklarını vurguluyor. El Musli, Suriye’de rejime karşı mücadele konusunda şunları söylüyor: "Başka bir seçeneğimiz olsa, savaşmaktan çoktan vazgeçerdik. Başlıca hedefimiz ülkede kan akmaması. Ancak şu anda bu maalesef mümkün değil. Zira bir yandan görüşmeler sürerken, diğer yandan rejim füzeleri, uçakları, tanklarıyla operasyonlarına devam ediyor. Bu yüzden Suriye muhalefetinin kendini müdafa etmekten başka bir seçeneği bulunmuyor."

Syrien OPCW Fahrzeuge
Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün (OPCW) uzmanlarından oluşan 20 kişilik ekip, Şam'da çalışmalarına başladıFotoğraf: STR/AFP/Getty Images

El Musli, Suriye’de şiddetin sona ermesinden sonra halkın aşırı dincilere ve onların ideolojilerine karşı tavır alacağından da tamamen emin olduğunu vurguluyor.

Ancak Suriye'de sadece terörizm meselesi, muhalif siyasi partilerin biraraya gelmesini önlemekle kalmıyor. İngiliz düşünce kuruluşu “Chatham House”dan Nedim Şehadi’’ye göre BM Güvenlik Konseyi’nin kararı, en azından kısa bir süre için de olsa dikkatlerin ülkenin içinde bulunduğu önemli sorunlardan uzak kalmasına hizmet ediyor: "Kimyasal silahlar tartışması rejime zaman kazandırmış oldu; özellikle de BM kararı çerçevesinde. Bu kararla Suriye’deki rejim, isyanı bastırmak için uluslararası toplumdan hareket serbestisi kazanmış oldu."

Alman siyaset bilimcisi Volker Perthes ise şimdi BM Güvenlik Konseyi’ne üye ülkelerin Suriye’deki çeşitli aktörlere baskı yaparak, anlaşmazlığın çözümünde askerî yolların kapalı olduğuna işaret ederek, siyasî çözüm yolunun bulunması için onları ikna etmeleri gerektiğini belirtiyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Kersten Knipp / Çelik Akpınar

Editör: Murat Çelikkafa