1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

SZ: AB Erdoğan ve Putin'e sınırlarını göstermeli

9 Ocak 2020

Alman basınındaki yorumlarda Erdoğan ve Putin'in Libya'da ateşkes çağrısı, Türkiye'nin Libya'ya asker göndermesi ile İran'ın Irak'taki ABD üslerine yönelik misilleme saldırısı öne çıkıyor.

https://p.dw.com/p/3VvFI
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin dün İstanbul'da görüştü
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin dün İstanbul'da görüştüFotoğraf: Reuters/Presidential Press Office

09.01.2020 - Alman basınından özetler

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Libya'da 12 Ocak'tan itibaren ateşkes sağlanması çağrısında bulundu. Suriye, Libya gibi sıcak çatışmaların yaşandığı ülkelerde Türkiye ve Rusya'nın izlediği siyaseti eleştiren Süddeutsche Zeitung, Avrupa Birliği'nin Erdoğan ve Putin'e "sınırlarını göstermesi" gerektiğini savunuyor.

"ABD ve İran arasında yaşanan gerilimden farklı olarak, Erdoğan ve Putin'e sınırlarını göstermek için Avrupa Birliği ve Almanya'nın elinde bir güç bulunuyor: Her iki ülkenin de ekonomik bağımlılığı. Dışişleri Bakanları Brüksel'de yapacakları toplantıda ve Almanya Başbakanı (Angela Merkel) da hafta sonunda Moskova'ya yapacağı ziyarette bir noktayı açıkça belirtmeliler: Putin ve Erdoğan, uluslararası kurallarla alay ettikleri sürece ilişkilerde normalleşme olamaz. Avrupa için ticaret ile kazanacağı birkaç eurodan çok daha fazlası tehlikede."

Hannoversche Allgemeine Zeitung'daki yorumda Türkiye'nin Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne destek için Libya'ya asker göndermesi konu ediliyor.

"Komşu ülkeler Irak ve Suriye'ye askeri operasyon talimatı veren Erdoğan, bu kez askerlerini neden çok uzak bölgelere gönderiyor? Avrupa Birliği'nin yanı sıra ABD için de sıkıntı veren yanıt şu: Çünkü yapabiliyor. Stratejisi olmayan Batı, birlik göstermiyor. Bu durum da, askeri güç gösterisi yapmak isteyenlerin işini kolaylaştırıyor. Suriye'de de böyle olmuştu. Batılı diplomatlar her gün krize 'kesinlikle askeri çözüm' olamayacağını söylemelerine rağmen Ruslar ve Türkler bunun tam tersini gözler önüne sermişti."

Frankfurter Allgemeine Zeitung'daki yorumda İranlı komutan Kasım Süleymani'nin öldürülmesine misilleme olarak İran'ın Irak'taki ABD üslerine yönelik saldırıları ele alınıyor.

İran'dan son günlerde gelen tehditlerin, General Süleymani'nin ABD tarafından öldürülmesi üzerine edilen intikam yeminlerinin ardından atılan füzeler, kulağa garip gelse bile, sanki krizi daha da tırmandırmayacak ama Tahran'ın askeri açıdan ne yapabileceğini gösteren bir tedbir gibiydi. İran'ın tepkisine hazırlıklı olan Trump hükümeti, atılan füzelerle Amerikan askerlerinin bilerek hedef alınmadığı imasında bulundu. İran Dışişleri Bakanı Zarif de eylemi 'orantılı' olarak nitelendirdi. Bu eylemle, Süleymani'nin ölümünün ardından ve geniş katılımlı cenazelerde dile getirilen misilleme isteğinin İranlıları tatmin edici olup olmadığı zamanla görülecek."

İran'ın Irak'taki ABD üslerine yönelik saldırılarının ardından Başkan Donald Trump, Tahran'a verecekleri yanıtın askeri olmayacağını açıkladı. Münster'de yayımlanan Westfälische Nachrichten gazetesindeki yorumda iki ülke arasındaki krizin henüz tamamen aşılmadığına dikkat çekiliyor.

"Tarafların yangına körükle gidip gitmeyeceği şimdi Donald Trump'ın yanı sıra molla rejimine de bağlı. ABD Başkanı Tahran'a ilk kez yumuşama yönünde mesajlar verdi. Savaş retoriği yerine dostça sözler. Hatta Trump diyalog önerisinde bile bulundu, tabii ki kendi koşullarında. İran buna yanaşacak mı, bunu zaman gösterecek. Irak'ta ise sessizlik hâkim. Trump İran'a meydan okudu, Tahran misillemede bulundu. Bu şekilde hiçbir şey halledilmedi: Amerika hâlâ 'ezeli düşman.' Dünya kriz halinde, ateşlenen fitil henüz sönmedi. İran krizinin sonucu hâlâ belirsizliğini koruyor."

DW/JD,TY

© Deutsche Welle Türkçe