1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

SZ: Almanya Türkiye ve Yunanistan'a yardım etmek zorunda

4 Mart 2020

Bugünkü Alman gazeteleri Türkiye-Yunanistan sınırındaki sığınmacıların durumu ile İsrail'de yapılan genel seçimlerin sonuçlarını ele alıyor.

https://p.dw.com/p/3YpmB
Yunan güvenlik güçleri sınırda bekleyenlere göz yaşartıcı gaz ile müdahalede bulunuyor
Yunan güvenlik güçleri sınırda bekleyenlere göz yaşartıcı gaz ile müdahalede bulunuyorFotoğraf: picture-alliance/AA/H. M. Sahin

04.03.2020 - Alman basınından özetler

Türkiye'nin İdlib saldırısı sonrasında sığınmacıların sınırlardan geçişini engellememe kararı sonrasında binlerce kişinin Türkiye-Yunanistan sınırındaki bekleyişi sürüyor. Süddeutsche Zeitung konuyla ilgili yorumunda, sınırdaki görüntülerin Avrupa'daki aşırı sağcıların ekmeğine yağ sürebileceği uyarısında bulunuyor:

"Türkiye ile Yunanistan arasındaki sınır elbette bütün sığınmacılara açılmamalı. Kimsenin AB dış sınırını önce kuşatan ve sonra da aşan insan kafilesinin fotoğraflarına ihtiyacı yok. Böyle bir senaryo sadece kontrolsüz göçün Avrupa'ya geleceği korkularını alevlendirmek isteyenler tarafından temenni edilebilir. Göçün idare edilemeyeceği görünümünü uyandırmak isteyenler, aşırı sağcıları teşvik ediyor demektir. Buna 2015 mülteci yılından çıkarılan acı dersler de dahil. Almanya AB dış sınırına değil, Türkiye ve Yunan adalarındaki sığınmacı kamplarına yardım etmek zorunda üstelik sadece maddi olarak da değil. Özellikle korunmaya muhtaç, çocuklar, hastalar aileler hızlıca Almanya'ya getirilmek zorunda. Bu, çaresizliğe karşı küçük bir adım olabilir. Ancak yine de bir başlangıç olur."

Magdeburg merkezli Volksstimme ise aynı konuyla ilgili yorumunda AB'nin mülteci politikasını eleştiriyor:

"AB Yunanistan sınırına sığınmacı akını sonucu derin uykusundan uyanmış görünüyor. Bunun için yeterince sinyali var. Ancak Brüksel'de Brexit ile koronavirüs arasında Yunan adalarındaki tüyler ürpertici koşullara yer yok. Şimdi AB liderleri Yunanistan-Türkiye sınırındaki durumun tırmanmasını önlemek için çağrılarda bulunuyor. Yunanistan'a bu konuda verilen sözler hiç olmazsa destek sinyali. 2015-2016'daki sığınmacı krizinden sonra AB böylesine acil durumlara hazırlıklı olma sözü verdi. Türkiye ile yapılan kötü mülteci anlaşması dışında gerçekten birşey olsaydı, Brüksel bu soruna çoktan bir yanıt bulmak zorunda kalırdı. Hiç kimsenin böylesine durumlar için çekmecesinde bir planı yok."

Märkische Oderzeitung ise Türkiye-Yunanistan sınırındaki sığınmacı akınıyla ilgili yorumunda

"Sınırdaki bu trajik görüntülere sadece seyirci mi kalmalıyız? Bu sorunun yanıtı hayır! Avrupa gerçekten bir başlangıç yapmak istiyorsa o zaman seyirci kalmamalı. AB'nin Yunanistan'a ilk yardımlarının Yunan adalarındaki skandal durumu hafifletmesi umuluyor. Ve sonra Türkiye'yle müzakereler yapmaktan kaçış yok. Türkiye'deki 3 milyon 600 bin sığınmacının Avrupa'nın desteğine ihtiyacı var. Bu durumun Cumhurbaşkanı Erdoğan'la bir ilgisi yok. Tam tersine zor durumdaki insanlara yardımla ilgisi var. AB insaniyet için böyle bir sinyal verirken, göç konusunun kendisini zorlamasını da engelleyebilir."

Bugünkü Alman gazetelerinin yer verdiği bir başka konu ise İsrail'de bir yıl içinde üçüncü kez yapılan genel seçimleri Başbakan Benyamin Netanyahu'nun Likud Partisi'nin kazanması. Nordwest-Zeitung'a göre Netayanyahu'ya yöneltilen yolsuzluk ve görevini kötüye kullanma suçlamaları da bu seçimde de etkili olmadı:

"Benyamin Netanyahu'yu kimse geçemiyor. Övülen rakibi Mavi-Beyaz İttifakı'nın lideri Benny Gantz Netanyahu'yu üçüncü seçimde de geçemedi ve (Netanyahu hakkındaki) yolsuzluk suçlamaları zarara yol açmadı. Bütün bunların tek bir nedeni var. Netanyahu'nun Araplar ve İran'a yaklaşımı ile partner ABD ile sağladığı başarılar İsrailli seçmenleri ikna etmiş görünüyor. Ancak ülkeyi yönetmeye devam edebilir mi? Başbakan olabilir mi? Hem mahkeme önünde, hem de potansiyel hükümet ortakları ve diğer partilerden rakipleriyle yapacağı görüşmelerde şansa ihtiyacı olacak."

HT,TY

© Deutsche Welle Türkçe