1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye'deki tutuklu Almanlar

13 Ekim 2017

Türkiye'deki tutuklu Alman vatandaşları iki ülke arasındaki ilişkilerde tansiyonu yükseltiyor. Almanya’nın “Erdoğan’ın rehineleri” olarak nitelendirdiği tutuklu Almanlar kim ve neyle suçlanıyor?

https://p.dw.com/p/2llYR
Deniz Yücel, Meşale Tolu ve Peter SteudtnerFotoğraf: picture-alliance/dap/Zentralbild/K. Schindler/privat/TurkeyRelease Germany

Almanya ile Türkiye arasında tutuklu Alman vatandaşları nedeniyle yaşanan kriz sürüyor.Alman hükümeti, aralarında gazeteci ve insan hakları aktivistlerinin de bulunduğu 11 Alman vatandaşının keyfi ve hukuki dayanaktan yoksun olarak aylardır tutuklu tutulduğunu belirterek serbest bırakılmalarını istiyor. Berlin, tutuklu Alman vatandaşları serbest bırakılmadan Türkiye ile ilişkilerin normalleşemeyeceği mesajını veriyor. Türkiye’de tutuklu olan Alman vatandaşları kim, haklarında ne gibi suçlamalar var? Bu soruların yanıtlarını derledik:

Siyasi gerekçelerle tutuklamalar

Alman hükümetinin resmi raporlarına göre Türkiye’de halen 54 Alman vatandaşı tutuklu, iki Alman vatandaşı da aylardır sınır dışı edilecekleri günü bekliyor. Tutuklu 54 Alman vatandaşından 11’ini, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında başlatılan terörle mücadele soruşturmaları kapsamında, siyasi gerekçelerle tutuklananlar oluşturuyor. Alman hükümeti, bu 11 vatandaşının haklarında somut, güçlü hukuki kanıtlar olmaksızın tutulduklarını vurgulayarak derhal serbest bırakılmalarını istiyor. Bunlar arasında, Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel, gazeteci Meşale Tolu ve insan hakları aktivisti Peter Staendtler de bulunuyor.

Deniz Yücel

Almanya’nın önde gelen gazetelerinden Die Welt’in Türkiye muhabiri Deniz Yücel 14 Şubat'ta, İstanbul’da kendi isteğiyle ifade vermek üzere gittiği emniyette gözaltına alındı. Yücel, 27 Şubat'ta “terör örgütü propagandası yapmak ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmekle” suçlanarak tutuklandı. Silivri Cezaevi'nde tek kişilik hücrede tutulan Yücel hakkındaki iddianame 8 aydır hazırlanmadı. Yücel’in cezaevinde girdiği günden bu yana hücre hapsinde tutulması, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal ettiği gerekçesiyle AHİM’e taşınırken, mahkemeye bir diğer başvuruyu da Die Welt gazetesi, “habercilik hakkının ihlali” gerekçesiyle yaptı. Alman hükümeti de AİHM'e yapılan şikayet başvurusunu destekleyerek davaya müdahil olunacağını açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yücel’i “terörist” ve "ajan” olarak nitelendirdi. Alman hükümeti ise yargılanmamış, hüküm giymemiş bir kişi hakkındaki bu tür ithamları “kabul edilemez” olarak nitelendirirken "Yücel ne ajan ne de teröristtir” açıklamasını yaptı. Türkiye, hem Türk hem Alman vatandaşı olan Yücel için Almanya’nın konsolosluk desteği talebine olumlu karşılık vermiyor.

Peter Steudtner

Büyükada’da 5 Temmuz’da insan hakları savunucularının bir eğitim toplantısı sırasında 10 insan hakları aktivisti ile birlikte Alman vatandaşı Peter Steudtner de gözaltına alındı. Bilgi güvenliği uzmanı olan Steudtner, 13 günlük gözaltı sonrası “terör örgütüne yardım etmek suçlamasıyla” Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü İdil Eser, Günal Kurşun, Özlem Dalkıran, Veli Acu, Nalan Erkem, İlknur Üstün, İsveç vatandaşı Ali Garavi ile birlikte tutuklandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yine “ajanlıkla” suçladığı insan hakları aktivistlerinin tutuklanması üzerine Alman Hükümeti, Türkiye ile ilişkilerini gözden geçirdiğini duyurarak bir dizi ekonomik önlem açıkladı. İnsan hakları savunucuları hakkındaki iddianame daha avukatları bile görmeden basına sızdırıldı. İddianamede insan hakları savunucuları hakkında "Silahlı terör örgütüne yardım etme" ve "Silahlı terör örgütüne üye olma" suçlarından 15'er yıla kadar hapis cezası istendi. İddianamede, "PKK, DHKP-C ve FETÖ terör örgütleriyle irtibatlarının bulunduğu ve bu örgütlere yardım kastıyla hareket ettikleri" ileri sürülüyor. Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, iddianamede yer alan suçlamaların anlaşılmaz ve kabul edilmez olduğunu söyledi.

Meşale Tolu

ETHA haber ajansında çevirmen ve muhabir olarak çalışan Alman vatandaşı Meşale Tolu, 30 Nisan’da gözaltına alınıp 6 Mayıs tarihinde “terör propagandası yapmak ve terör örgütüne üye olmak” suçlarından tutuklandı. Marksist-Leninist Komünist Parti (MLKP) üyelerinin cenaze ve anmalarına katıldığı gerekçesiyle "terör örgütü propagandası yapmak” ve “terör örgütüne üye olmakla" suçlanan Tolu için 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor. İlk duruşması bugün İstanbul 29’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde, Silivri Cezaevi Yerleşkesi’nde yapılacak davanın Tolu ile birlikte 15’i tutuklu olmak üzere, toplam 18 sanığı bulunuyor. Tolu'nun tutuksuz yargılanması ve yargı sürecinin hukuk devleti ilkelerine uygun şekilde yürütülmesini talep eden Alman hükümeti, bundan sonraki süreci “büyük bir dikkatle” takip edeceğini açıkladı. Tolu'nun eşi Suat Çorlu da tutuklu yargılanıyor. Çiftin iki yaşındaki çocukları da dönüşümlü olarak kendileriyle cezaevinde kalıyor.

Gülen yapılanması ile bağlantılı suçlamalar

Kamuoyu tarafından bilinen Yücel, Steudtner ve Tolu dışındaki tutukluların büyük çoğunluğunu Türkiye kökenli Alman vatandaşları oluşturuyor. Alman hükümeti, özel yaşam ve kişisel verilerin korunması konusundaki yasalar nedeniyle bu vatandaşların isimlerini kamuoyu ile paylaşmıyor. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, siyasi gerekçelerle halen tutuklu bulunan diğer 8 Alman vatandaşının büyük bölümü, Gülen yapılanmasına üyelik veya destek vermekle suçlanıyor. Bu kişiler arasında, telefonunda ByLock bulunan bir kişi tarafından aranan, bu nedenle de hakkında hapis cezası talep edilen bir Alman vatandaşı da bulunuyor. Bu kişi, ABD’nin serbest bırakılmasını istediği Amerikalı rahip Andrew Brunson ile aynı hücrede tutuluyor.

İki Alman vatandaşı aylardır tutuluyor

Türkiye’de bulundukları sırada gözaltına alınarak sınır dışı edilmek üzere alıkonulan iki Alman vatandaşının durumu da aylardır bir çözüme kavuşturulabilmiş değil. Bunlardan biri David Britsch. 21 Kasım 2016 tarihinde Almanya’dan yola çıkan ve Kudüs’e yürüyerek Hristiyanların hac yürüyüşünü gerçekleştirmek isteyen Britsch, Suriye'ye geçmek isterken gözaltına alındı ve Erzurum'daki bir geri kabul merkezinde tutuluyor. Bu iki Alman vatandaşının hukuki üst sınır olan 6 aydan daha uzun süre alıkonulması, Alman yetkililere sadece bir kez konsolosluk desteği için izin verilmesi, ilgili iki kişinin neden hala sınır dışı edilmediği konusunda bilgi verilmemesi, Ankara-Berlin arasındaki gerilimi arttıran konular arasında bulunuyor.

Derleyen: Değer Akal

© Deutsche Welle Türkçe