1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türk göçmenler yaşlanıyor

Jochen Leufgens6 Temmuz 2005

Almanya’daki Türk göçmenler artık yaşlanıyor. Artık huzurevlerinde birinci nesil göçmenlere rastlamak mümkün. Jochen Leufgens, göçmenlerle Almanların birlikte yaşadıkları bir huzurevini ziyaret etti...

https://p.dw.com/p/AaXq
Huzurevinin en yaşlısı, 92 yaşındaki Bayan Arcak.
Huzurevinin en yaşlısı, 92 yaşındaki Bayan Arcak.Fotoğraf: dpa

Almanya bir göçmen ülkesi. Almanlar, İkinci Dünya Savaşı sonrası ülkenin yeniden yapılandırılması için dünyanın dört bir yanından çağırdıkları ‘misafir işçiler’le tanıştı. Ama aradan geçen neredeyse yarım yüzyıllık süre içinde, bir zamanların güçlü-kuvvetli göçmenleri yaşlandı. Artık huzurevlerinde yaşayan birinci nesil göçmenlere rastlamak pekala mümkün. 65 yaş üzeri, yarım milyondan fazla yabancı yaşıyor Almanya’da.

Duisburg’daki bir huzurevinin yöneticisi olan Ralf Krause “Tam bir mozaik. Önceleri yabancılar için özel birimler oluşturuldu ama bunun yarar sağlamadığı anlaşıldı. Örneğin altı Türk göçmenden oluşan bir birimimiz vardı. Birlikte kahvaltı ediyor, birlikte Türk müzikleri dinliyorlardı. Ama sonunda araları açıldı. Çünkü Türk olmalarına rağmen, hepsinin kültürleri, hayat hikayeleri farklıydı” diye anlatıyor oradaki atmosferi.

Mikro-entegrasyon modeli

Am Sandberg isimli huzurevinin 96’ı sakini var ve bunların 15’i Türk. Bu huzurevi şimdilerde parmakla gösteriliyor. Bir nevi mikro-entegrasyon modeli. Oysa Krause, huzurevi daha kurulmadan çevrede yaşayan Almanlar’ın bu çok kültürlü huzurevi pojesine karşı çıktıklarını anlatıyor.

Krause, “İmza topladılar. Huzurevi yapılsın istemediler. Şimdi bu Türkler tutup burada kurban kesecekler, sonra 10 bin Türk daha buraya gelecek. Sonra buraya cami dikecekler, en sonunda da her sabah ezan sesiyle uyanacağız diyorlardı. Oysa bizim huzurevinin içinde bir cami mevcut” diyor.

Cami ve kilise bir arada

Camiyi çok kullanılmasa da orada yaşayan Müslümanlar için saygı gördüklerinin bir ifadesi. Am Sandberg huzurevinde sadece cami yok. Hemen yanında Hıristiyanlar için de bir küçük kilise var. Krause’nin huzurevinin ilk Türk sakini ile ilgili bir de komik hikayesi var.

Krause bu anısını, “İlk Türk sakinimize hayli eziyet ettik. Kendini evinde gibi hissetmesi için bütün yemekleri özel olarak Türkiye’den getirtiyorduk. Kahvaltıda beyaz peynir, zeytin, çay koyuyorduk önüne. Sonra öğrendik ki adamcağız bunları istemiyormuş meğer. Alman yemeklerini daha çok seviyormuş” diye anlatıyor.

Tabii başka sorunlar da çıkıyor. Örneğin, domuz eti değmiş tabak çanakların nasıl temizleneceği. Krause böyle durumlarda bir hoca veya müftüye danıştıklarını söylüyor.

Türkiye’ye gömülmek istiyor

Huzurevinin en yaşlısı, 92 yaşındaki Bayan Arcak. Odasının duvarlarında devasa bir Türk bayrağı ve Atatürk portreleri asılı. Gururla Mustafa Kemal’le bir keresinde nasıl karşılaştığını anlatıyor. Bayan Arcak her yıl Türkiye’yi ziyaret etmeyi ihmal etmese de, Almanya’daki yaşamın daha iyi olduğu görüşünde. Ama gömülmeye gelince, hemen hemen bütün Türkler gibi o da vatan toprağında yatmak istiyor.