1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

“Türkiye-AB ilişkisi şizofrenik“

Ajanslar1 Kasım 2006

AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Rehn, AB ve Türkiye arasındaki ilişkileri “şizofrenik“ olarak nitelendirdi. Fransa İçişleri Bakanı Sarkozy ise 'imtiyazlı ortaklık' önerisini, Ankara’nın Kuzey Kıbrıs’ı tanıması şartına bağladı.

https://p.dw.com/p/AZe2
Olli Rehn, "Türkiye'nin stratejik önemini küçümsüyoruz," dedi.
Olli Rehn, "Türkiye'nin stratejik önemini küçümsüyoruz," dedi.Fotoğraf: AP

İlerleme Raporu’nun açıklanacağı 8 Kasım tarihi yaklaşırken, AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, Türkiye-AB ilişkisini Fransız basınına değerlendirdi. Liberation gazetesinin "Müzakereler askıya alınmalı mı?" sorusunu Rehn, "Türkiye yapması gerekeni yaparsa hayır" diye yanıtladı. Rehn, AB'nin Türkiye'ye karşı ciddi yaklaşırken, bu ülkeye karşı adil de davranması gerektiğini belirtti. Olli Rehn, "Türkiye'den özellikle temel özgürlükler, ifade, düşünce ve dini özgürlükler konusundaki kriterlere saygı göstermesini beklerken, bizim de Türkiye'ye karşı sözlerimizi tutmamız gerekir. Türkiye ile ilişkilerimiz şizofrenik. Türkiye'nin stratejik önemini küçümsüyoruz" dedi.

Rehn, "Türkiye'de halk 'AB bizi istemiyor' şeklinde bir hayal kırıklığı içinde. AB kamuoylarında da 'Türkiye'de demokratikleşme konusunda yeterli ilerleme olmadı' şeklinde bir hayal kırıklığı var. Bu bir kısır döngü, bunu kırmak gerekir. Yoksa hiçbir ilerleme sağlayamayız. Müzakereleri askıya almakla bunu başaramayız" diye konuştu.

Anahtar konu Ankara protokolü

Ankara protokolünün uygulanmasını bu sonbaharın "anahtar konusu" olarak niteleyen Rehn, AB dönem başkanı Finlandiya'nın Ankara protokolünün uygulanması ve Kıbrıslı Türkler üzerindeki tecridin kalkması için ilgili taraflar nezdinde çabalarını sürdürdüğünü söyledi.

Sivil ve asker ilişkilerindeki demokratikleşmede Türkiye'de çok önemli gelişmeler sağladığını belirten Rehn, Milli Güvenlik Kurulu'ndaki sivil sayısının daha fazla artırılması ve bu kurumun başına bir sivilin atanmasını da buna örnek gösterdi. Türk ordusunun askeri gücüne saygı duyduğunu ifade eden Rehn, bununla birlikte askerlerin sivil iradenin kontrolünde olması gerektiğini söyledi. ermeni soykırımına ilişkin bir soru üzerine Rehn, bu konunun Türkiye'nin AB üyeliği için bir ön şart olmadığını belirtti, ancak uzlaşmanın AB'nin en temel değerlerinden biri olduğunu ifade etti.

Yunanistan'dan Fin formülüne destek

Öte yandan AB dönem başkanı Finlandiya'nın Dışişleri Bakanı Erkki Tuomioja, Kıbrıs konusunda önerdikleri toplantıya ilişkin henüz bir karar alınmadığını söyledi. Tuomioja, mevcut sorunun çözümünde gerekli her türlü toplantıya ev sahipliği yapmaya hazır olduklarını kaydetti. Tüm tarafların çabalarına destek verdiğini, dönem başkanlığı süresince bu çabalara devam edeceklerini belirten Tuomioja, ancak "çok fazla zaman kalmadığını" hatırlatarak, yakın zamanda bazı sonuçlar alabilme umudunu dile getirdi.

Yunanistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Yorgo Kumuçakos ise AB Dönem Başkanı Finlandiya'nın Kıbrıs sorununa ilişkin önerileri ile AB Komisyonu’nun 8 Kasım’da kamuoyuna açıklanması beklenen Türkiye raporu konularına ilişkin açıklamalarda bulundu. "AB'nin yürütme organı AB Komisyonu’nun 8 Kasım’da kamuoyuna açıklayacağı Türkiye raporu, AB üyesi ülkeler arasında müzakere konusu değil" diye konuşan Kumuçakos, "Finlandiya'nın bir dizi fikirleri var. Biz bu inisiyatifi destekliyor, sonuç getirmesini umuyoruz. (Kuzey) Kıbrıs'ın bu konudaki tezlerini paylaşıyoruz" diye konuştu.

Sarkozy’den imtiyazlı ortaklık şartı

Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğine karşı çıkan Fransa İçişleri Bakanı ve gelecek yıl yapılacak seçimlerde merkez sağın Cumhurbaşkanı adayı Nicholas Sarkozy, 'imtiyazlı ortaklık' önerisini, Kuzey Kıbrıs’ın tanınması şartına bağladı. Sarkozy, Avrupa'nın önde gelen 50 düşünce kuruluşu tarafından yayımlanan Europe's World dergisinde yer alan “Avrupa'nın Reformu: Ne Yapmamız Gerekiyor?“ başlıklı makalesinde, Avrupa ile Asya arasındaki ülkelere ve Akdeniz ülkelerine 'tam üyelik ya da hiçbir şey önermemek gibi net tercihler sunulmamasını' istedi.

Fransa İçişleri Bakanı, “Ankara, imzaladığı ticari protokolleri iyi niyetle uygulamaya sokana kadar Türkiye ile müzakereler askıya alınmalıdır,“ diyerek düşüncelerini dile getirdi.