1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye kara para konusunda gri listeye girebilir

20 Ekim 2021

Türkiye’nin, FATF tarafından kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanını engellemede başarılı olamadığı için "gri liste"ye alınması değerlendiriliyor. Türkiye bu listeye girmemek için özel bir ekip kurmuştu.

https://p.dw.com/p/41v4P
Fotoğraf: imago images/teamwork/A. Duwentäster

Türkiye, Malî Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından "gri liste"ye alınabilir. Financial Times’ın (FT) haberine göre, FATF Perşembe günü Paris'te bu konuda bir toplantı gerçekleştirecek ve büyük olasılıkla bu karar onaylanacak.

Habere göre, FATF Türkiye'nin Uluslararası İşbirliği İnceleme grubu tarafından özel izlemeye alınması tavsiyesinde bulundu. Gri liste olarak da bilinen bu grubun içerisinde Arnavutluk, Fas, Suriye, Güney Sudan ve Yemen gibi ülkeler bulunuyor. 39 üyeye sahip FATF kurulunun büyük ihtimalle tavsiyeye uyacağı belirtilirken, kaynakların bazıları ise bu onayın sadece bir formalite olacağını vurguladı.

Bu olası karar ise Türkiye'nin yabancı sermaye çekmekte zorlandığı bir dönemde yeni bir zorluk anlamına geliyor.

Yabancı yatırımların en düşük olduğu dönem

FT'ye konuşan yetkililerden birine göre, 39 üyeli genel kurulun Türkiye'ye dair kararı onaylaması "oldukça muhtemel". Karar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 20 yıla yaklaşan iktidarı döneminde yabancı yatırımların neredeyse en düşük seviyeye gerilediği bir döneme denk geldi. Hukuk ve para politikasına yönelik siyasi müdahalelere dair endişeler nedeniyle, ülkenin kronik ticaret açığını finanse etmek ve ekonomik büyümesine yakıt sağlamak için gerekli yabancı para girişi durma noktasında.

Gri liste adımı bu yıl dolar karşısında yüzde 20 değer kaybeden TL’ye bir darbe daha vurabilir. Üstelik aynı gün TCMB'nin faiz oranını tekrar aşağı çekme ihtimali de bulunuyor. Gri liste adımı, Avrupa Birliği (AB) üzerinde de Türkiye'yi kendi kara para aklama listesine dahil etmesi yönünde de baskı oluşturacak. Bu yıl mayıs ayında yayımlanan bir IMF araştırması, gri listenin ülke ekonomileri üzerinde "büyük ve önemli bir olumsuz etkisi olduğunu" ortaya koydu.

Çalışma, sıcak para olarak da adlandırılan kısa vadeli yatırımlarda Gayri Safhi Yurt İçi Hasılası'nın (GSYH) yüzde 3'ü kadar, doğrudan yabancı yatırımlarında da benzer oranda düşüşe neden olduğunu gösterdi. Türkiye için yüzde 3'lük bir azalma 23 milyar dolara tekabül ediyor.

Öte yandan ülkeden son yıllarda zaten büyük miktarda sıcak para çıkışı olduğu için etki sınırlı da kalabilir. TCMB verilerine göre hisse ve tahvillerdeki toplam yabancı yatırım büyüklüğü Ağustos ayı başında sadece 30.6 milyar dolar seviyesindeydi. Doğrudan yabancı yatırımlar da 2007’deki 19 milyara kıyasla geçen yıl 5.7 milyar dolarda kaldı. Ancak para çıkışı küçük miktarda olsa bile bu zaten büyük baskı altındaki yerel parayı çok daha olumsuz etkileyebilir.

Özel ekip kurulmuştu

Türkiye 2019 yılında bu listeye girme ihtimalinin belirginleşmesi ile birlikte harekete geçmiş ve Ankara’da emniyet bünyesinde "Terörizmin Finansmanı ile Mücadele Bürosu"nu kurmuştu.

DW Türkçe'ye bilgi veren kaynaklar bu büronun temel amacının terörle mücadele kapsamında yakalanan suçluların sadece fiziki eylemlerinin değil aynı zamanda finansal hareketlerin de daha güçlü izlenmesini sağlamak olduğunu söyledi. Buna göre, ilk olarak Ankara'da 30 kişilik bir özel ekip kuruldu ve taşrada teşkilatlanmaya gidildi. Ekip Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) ile dirsek temasını arttırarak bu konuda çalışmalar yürüttü. Kaynaklara göre Türkiye bu konuda, "Terörle mücadele ettiğinizi söylüyorsunuz ancak finansman konusunda çalışan bir ekibiniz yok. Bu listeye girmek istemiyorsanız bu konuda soruşturma yürüten bir ekip kurmanız gerekiyor" şeklinde bir uyarı almış ve 2019’da hızla harekete geçmişti.

Savcılara bilgilendirme

Özellikle soruşturma yürüten savcılar bu konuda bilgilendirilecek ve finansman konusunda da suçlamaların üzerine gidilecekti. Zira savcılar kanıtlaması çok zor olduğu için terörün finansmanı konusunda soruşturma yürütmek yerine "üyelik" suçundan soruşturma yürütmeyi tercih ediyordu. Ancak planlanan eğitimler ve çalıştaylar pandemi nedeniyle yapılamadı.

 

Emre Eser

© Deutsche Welle Türkçe