1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

'Türkiye sürdürülebilir büyümeyi yakalamalı'

23 Kasım 2011

Avrupa Yatırım Bankası Başkan Yardımcısı Matthias Kollatz-Ahnen, üye ülkeler dışında yılda 2 milyar euro ile en çok kaynak aktarılan ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayarak “Büyüme süreci iyi yönetilmeli" diyor.

https://p.dw.com/p/13FhD
Fotoğraf: picture alliance / dpa

Avrupa Birliği’nin finansal ayağı olan Avrupa Yatırım Bankası (EIB) kurulduğu 1958 yılından bu yana birliğe üye ve ortak ülkelere, 2005’teki adaylığından bu yana da artan bir hızla Türkiye’deki kamu ve özel sektör kuruluşlarına uzun vadeli finansman sağlıyor. 1960’lı yılların ortalarından bu yana Türkiye’de aktif olarak faaliyette olan banka, 40 yılı aşkın Avrupa Birliği'ne katılma sürecinde 2001-2005 arasında 3.1 milyar euro finansman sağlarken, tam üyelik müzakerelerinin başladığı 2005 yılından bu yana bu rakam toplam 11 milyar euroya ulaştı. Yılda 2 milyar euro finansman sağlayan EIB’nin Başkan Yardımcısı Matthias Kollatz-Ahnen, Türkiye’nin Avrupa Birliği'ne üye ülkeler dışında en çok finansman desteği alan ülke olduğunun altını çiziyor. Ahnen ile EIB’nin finansman sağladığı projelerde odak noktalarını ve Türkiye'nin AB perspektifini konuştuk.

Ekonomik açıdan bakıldığında Avrupa Birliği üyeliği sürecinde Türkiye hangi noktada? Son dönemde sürecin siyasi yönden tıkandığı şeklindeki yorumlara sık rastlanıyor.

Türk ekonomisinin AB ile yakın bağları var ve bu bağlar daha da derinleşti. Son dönemde AB şirketlerinin Türkiye’deki doğrudan yabancı yatırımlarındaki payı yüzde 75’ten yüzde 80’e çıktı. Yatırımların birçoğu uzun dönemli, Türkiye’de kalıcı ve büyümeyi teşvik edici yatırımlar. EIB de modern üretim tesisleri, stratejik gelişme gibi Türkiye’nin uzun dönemli büyümesine katkıda bulunacak yatırımları destekliyor. Avrupa kurumlarının mevcut ve büyüyen ekonomik desteğine baktığımızda da, Katılım Öncesi Fonlar (IPA) yıllık 1 milyar euroluk, EIB de yıllık 2 milyar euroluk bir finansman sağlıyor.

Finansman sağladığınız projelerde hangi konulara önem veriyorsunuz?

IPA demokratik kurumların gelişimini, altyapıyı ve Avrupa standartlarının oluşturulmasını destekliyor. Son on, on iki yılda oldukça önemli gelişmeler yaşanmış olsa da üretimde çevresel faktörler, atık geri dönüşümü gibi konularda hâlâ yapılması gereken birçok şey var. Yalnızca finansman değil, aynı zamanda söz konusu standartların oluşması için teknik olarak da destek veriyoruz. Büyüme ve istihdam açısından Küçük ve Orta Bütçeli İşletmeleri (KOBİ) ekonominin kritik noktası olarak görüyoruz. Bu nedenle KOBİ ve Türkiye’nin en az gelişmiş ilçelerindeki mikro şirketlere Büyüyen Anadolu’ya Kredi Kolaylığı (BAKK) ile 500 milyon euroluk kredi sağlandı. Türk ekonomisinde Avrupa standartları oluşturulduğunda, Avrupa’nın dışında tüm dünya ülkelerine de ihracat artacaktır.

Türkiye’nin enerji politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Desteklediğiniz projelerde aradığınız kriterler nelerdir?

Türkiye’nin enerji ve Avrupa’nın iklim konusundaki bakış açıları uyum gösteriyor. Türkiye’nin hızlı büyüyen bir ülke olarak enerji ihtiyacı giderek artıyor. AB bakış açısından ise Türkiye, Irak, Azerbaycan gibi ülkelerden güneydoğu doğal gaz akışı için bir koridor oluşturması açısından önemli. Türkiye’nin hem üretim hem de taşıma/dağıtım kapasitesi anlamında enerji sektöründe önemli yatırımlara ihtiyacı var. EIB, yüksek elektrik verimliliği sağlayan gaz yakıtlı devir gücünü de içeren sürdürülebilir üretim yatırımlarını destekliyor. Ayrıca iklim değişikliği kredileri kapsamında yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve iklim değişikliği yönetimi yatırımlarını kredilendirmek üzere özel sektör banka ortaklarımızla görüşüyoruz. İklim değişikliği önümüzdeki dönemde daha çok gündemde olacak ve şüphesiz ki kilit faktör olacak.

Önümüzdeki dönemde finansman sağladığınız projelerde hangi noktalar öne çıkacak?

Odağımız, hem altyapı yatırımlarını, hem KOBİ’lere desteği, hem de çevresel ihtiyaçları karşılamak üzere Türkiye’nin sürdürülebilir ve kapsayıcı büyümesine kayıyor. Özellikle sürdürülebilir enerji üretimi ve telekom sektöründeki doğrudan yabancı yatırımlara destek veriyoruz. Avrupa 2020 Stratejisi çerçevesinde akıllı büyüme ile bilgi ve inovasyona dayalı büyümeye finansman sağlıyoruz.

Nükleer enerji santrali konusunda yoğun tartışmalar var. Önümüzdeki dönemde EIB bu projelere de finansman sağlayabilir mi?

Teknik destek anlamında aynı zamanda sürdürülebilirliğe önem veren projeleri destekliyoruz. Türkiye’de demiryolu taşımacılığını desteklememizin nedenlerinden biri de bu. Türkiye’de çevreyle daha uyumlu bir yapı oluşturmanın yolu ise enerji verimliliğinden geçiyor. Üretimin yanı sıra tüketim tarafını da düşünmeliyiz. Bana göre önemli olan konulardan biri de Türkiye’de büyümenin oldukça hızlı olduğu, ancak Türkiye’de kişi başına düşen gayrısafi yurtiçi hâsıla (GSYİH) miktarına baktığımızda ilerlemenin gerektiği görülüyor. Ama süreç iyi yönetilmeli ve sürdürülebilir temelleri olmalı. Bu bizim hedefimiz ve tüm finansmanlarımızda bunu uygulamaya çalışıyoruz. Nükleer konusundaki karar ise devletlerin kendilerine ait; ancak biz bu tür bir finansmanın içine girmeyiz. Hem üretim hem de tüketim anlamında enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji projelerinde yer almaya hazırız.

Farklı yönelimlerine rağmen AB, hâlâ Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı. Euro Bölgesi’ndeki olası bir resesyondan Türkiye sizce ne yönde etkilenir?

Merkez Avrupa ülkelerindeki -örneğin Almanya’nın üçüncü çeyrek büyüme rakamlarında görüldüğü gibi- GSYİH büyümesi öngörülenden daha iyi. Ama bir yavaşlama var. Bu durumun Türkiye üzerinde de etkisi olacak. Son dönemde ekonomisi fazla ısınmış olduğundan Türkiye için bu sürecin olumlu yönleri de olabilir. Bu dönemde özellikle reel ekonomiyi desteklemeye odaklanacağız. Çünkü finans sektöründeki sıkıntılar reel ekonomininkilerden daha az. Dar boğazdaki alanlara önem vereceğiz ve reel ekonominin yavaşlamamasına çalışacağız. Ancak kısa süreli de olsa büyümenin yavaş olduğu bir döneme girebiliriz. Türkiye’nin büyümesi güçlü olduğu için daha güçlü bir ortak olabilir. Türkiye ve AB ülkeleri arasındaki alışveriş büyüyecek ve bu süreç iki tarafa da yarayacak.

© Deutsche Welle Türkçe

Haber: Kıvanç Gülaslan/ İstanbul

Editör: Ercan Coşkun