Türkiye: Suriyeli sığınmacılara kapımız açık
15 Haziran 2011
Suriye’de ordu birliklerinin muhalif kentlerde düzenlediği operasyonlar nedeniyle, çoğu kadın ve çocuk binlerce Suriyeli, sınırdan geçerek Türkiye’ye sığınıyor.
Gelişmeler, bugüne kadar yakın ilişkilere sahip olan Türk hükümeti ile Esad yönetimi arasında gerilimi artırdı. Suriye Devlet Başkanının Özel Temsilcisi Hasan Türkmani’nin bugün Ankara’da yapacağı temaslar, gelişmelerin bundan sonraki seyri açısından büyük önem taşıyor. Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bu görüşme öncesinde, Suriyeli sığınmacıların yerleştirildiği çadır kentleri ziyaret etmek üzere Hatay’a gitti.
Davutoğlu, Şam yönetiminden beklentilerini şöyle dile getirdi:
“Suriyeli kardeşlerimize herhangi bir şekilde kapı kapatmamız, (sığınmacı sayısının) 10 binden sonra durması gibi bir şey söz konusu değil. Ancak tabi bu çok büyük bir dalga haline dönüştüğünde, bu bölgesel ve uluslararası bir mesele olayına dönüşme potansiyeli de taşır. O bakımdan gönlümüz ve hedefimiz böyle bir göç dalgasının artarak devamını engelleyecek sürecin bir an önce başlaması. Yani reformların bir an önce devreye girmesi, güvenlik güçleri ile halkın karşı karşıya gelmesine sebep olan şartların ortadan kalkması ve sivil halka karşı olan tutumun güvenlik odaklı olmanın ötesinde, daha barışık çerçeveye oturması. Bunların hepsinin sağlanması durumunda göç dalgası azalır, gelenleri de misafir ettikten sonra geri göndeririz.”
Bölgedeki son durum
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Sözcüsü Metin Çorabatır, DW Türkçe’nin sorularını yanıtlarken, bölgedeki son durumu şöyle aktardı:
“Şu anda bize ulaşan haberler ne yazık ki çok iç açıcı görünmüyor. Son bir hafta içinde gelen insan sayısı süratle arttı. Geçen hafta ile mukayese ettiğimizde, hatta daha öncesinde yüzlerle ifade edilirken, birdenbire bu geçen haftadan itibaren binlere çıktı. Ve şimdi 10 bine doğru çıkıyor. Ve daha da uyarıcı bir gelişme. Suriye tarafında daha çok sayıda insanın hareket halinde olduğu, kuzeye, Türkiye sınırlarına doğru ilerlediği, beklediği gibi haberler geliyor.
Ankara: Herkese kapımız açık
Nisan ayından bu yana gelişmeleri yakından takip eden Türkiye, Suriye sınırında, Hatay’a bağlı ilçelerde, şu ana kadar 5 geçici çadır kent oluşturdu. Göç akınının büyümesi durumunda Ankara’nın sınırda “tampon bölge” oluşturacağı iddiaları, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından yalanlandı. “Açık kapı” politikası uygulayan Türk hükümeti, hiçbir Suriyelinin geri çevrilmeyeceğini bildiriyor
Birleşmiş Milletler, Türkiye’nin sığınmacılara yönelik bu politikasından memnun. Metin Çorabatır, Türk hükümetiyle sürekli temas halinde olduklarını belirtirken, şunları kaydetti:
„Tabii bu herşeyden önce bir insani trajedi. O açıdan kaygı duyuyoruz. Yoksa Türkiye, şu ana kadar, bununla gayet güzel ilgilendi. Açık politika uyguluyor. Zaten Türkiye, uluslararası koruma ilkesine her zaman sadık kalmış bir ülke. Ve bu krizde de dünyaya örnek olacak şekilde bu politikasını yürütüyor.”
Türkiye’ye yardım önerileri
Suriye’den göçmen akını, akıllara Türkiye’nin 1988 yılında karşı karşıya kaldığı büyük insani krizi getiriyor. Kuzey Irak’ta Saddam Hüseyin birliklerinden kaçan yüz binlerce Kürde kapılarını açan Türkiye, o dönem uluslararası toplumdan yeterince destek alamamıştı. Suriye’den göç dalgasının gelecek günlerde büyüyüp büyümeyeceği belirsizliğini koruyor. Birleşmiş Milletler ise şimdiden kriz senaryoları üzerinde çalışıyor, olağanüstü hal planlarını yeniliyor ve imkânlarını gözden geçiriyor. Aralarında Almanya’nın da olduğu birçok ülke şimdiden Türkiye’ye yardım önerisinde bulundu.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Sözcüsü Metin Çorabatır şunları kaydetti:
“Şunu söyleyeyim, bütün dünyada büyük bir ilgi var bu konuda. Bize de büyük bir destek önerileri geliyor, değişik ülkelerden ve bölgesel kuruluşlardan. Dünya bu konuda çok hassas. Dolayısıyla herkes Türkiye’nin yanında. Herkes, uluslararası toplum, Türkiye’nin bu başarılı insani operasyonunda Türkiye’ye destek vermeye hazır.”
© Deutsche Welle Türkçe
Haber: Ayhan Şimşek
Editör: Ahmet Günaltay