1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

'Merkel Erdoğan'ın konumunu güçlendirdi'

18 Ekim 2015

HafenCity Üniversitesi'nden Türkiye uzmanı Dr. Yaşar Aydın'a göre Almanya Başbakanı, ziyaretiyle Erdoğan'ın konumunu güçlendirdi, muhalefetle görüşmeyerek demokratik müeyyideleri ulusal çıkarlara feda etti.

https://p.dw.com/p/1Gq8y
Fotoğraf: Getty Images/G. Bergmann/Bundesregierung

Almanya Başbakanı Angela Merkel Türkiye'yi ziyaret ederek önce Başbakan Ahmet Davutoğlu, ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la biraraya geldi. Merkel'in ziyaretinde, mülteci krizi, Türkiye-AB ilişkileri, Türk vatandaşlarına vize muafiyeti sağlanması ve Ortadoğu'daki gelişmeler ön plana çıktı. Almanya'da Sol Parti ve Yeşiller, Merkel'in ziyaretini 1 Kasım seçimlerinin hemen öncesine denk gelmesi nedeniyle eleştirdi. Hamburg HafenCity Üniversitesi'nden siyaset bilimci, Türkiye ve göç uzmanı Dr. Yaşar Aydın, Merkel'in Türkiye ziyaretiyle ilgili olarak DW Türkçe'nin sorularını yanıtladı.

DW Türkçe: Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Türkiye Başbakanı Davutoğlu'nun verdiği mesajları nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Dr. Yaşar Aydın: Bence farklı beklentiler söz konusu. Merkel'in hedefi, Almanya'ya mülteci akınını durdurmak. Bunun için de Türkiye ile işbirliğine ihtiyacı var. Bu bağlamda mültecilerin Türkiye'ye girişlerinin zorlaştırmasını istiyor. Çünkü Türkiye hala açık sınır siyaseti uygulamaya devam ediyor. Suriye vatandaşlarına, birçok Arap ülkesine vize uygulamıyor. Şimdi Merkel'in beklentisi, Türkiye'nin girişleri ve çıkışları sınırlandırması. Türkiye'nin ise beklentisi çok farklı. Türkiye mülteciler konusunda külfetin azaltılmasını istiyor. Türkiye'de 2 milyondan fazla Suriyeli var ve ‘Bu külfet sadece benim omuzlarımda, paylaşmamız gerekir' diyor. Bir de Türkiye bu konuyu bir fırsat olarak değerlendirip, AB konusunda kendisine bir perspektif sunulması, AB zirvelerine katılmayı ve yeni fasılların açılmasını istiyor. Yani Türk hükümeti seçimlerden önce vatandaşlara şu mesajı vermek istiyor: AB ile ilişkiler düzelecek. Bölgeye de Türkiye'nin AB ile ilişkilerinin düzeleceği mesajını vermek istiyor. Çünkü Türkiye Avrupa Birliği'ne girme perspektifi olan bir Türkiye'nin, o bölgede çok farklı olanaklara sahip olacağını biliyor. Türkiye son yıllarda zarar gören prestijini düzeltmeye çalışıyor. Merkel ve Davutoğlu'nun amaçları çok farklı. Hükümet iç politikada sıkışmış durumda. Kürt meselesinde çözüm, sonuç vermedi. Dış politikada çok ciddi problemler var, başarısızlık söz konusu. Türk hükümeti Merkel'le bir anlaşmaya vararak, bu durumu telafi etmeyi istiyor.”

DW Türkçe: Merkel, Türkiye'nin AB ile mülteci planı konusunda uzlaşma sağlamasının hemen ardından Türkiye'yi ziyaret etti. Alman medyasında, ‘Merkel Türkiye'nin verdiği sözlerin ne kadar güvenilir olduğunu yerinde öğrenmek istedi' şeklinde yorumlar yapıldı. Nasıl değerlendiriyorsunuz bu yorumları?

- Dr. Yaşar Aydın: Almanya ve Türkiye arasında yıllardır süren bir güven krizi var. Polemikler oldu. Bu, Gezi süreciyle su yüzüne çıktı. Siyasi konularda anlaşmazlıklar var. Almanya'da 3 milyona yakın Türkiyelinin olması ve bu insanların Alman hükümetinden farklı beklentilerinin olması, Türk-Alman ilişkilerini zorlaştırıyor. Örneğin Yeşiller Partisi'ne oy veren Türkiyeliler, antidemokratik uygulamalar olduğunda Alman hükümetinin Türkiye'ye daha sert eleştiriler yöneltmesini bekliyor. Diğer taraftan muhafazakar bir seçmen grubu var. Onların beklentileri farklı. Yani Merkel'in Türkiye'ye yönelik politikası sadece dış politika değil, aynı zamada içe dönük de bir politika. İçeride belirli gruplara da mesajlar vermek zorunda. Bu da Türkiye-Almanya ilişkilerini daha da çetrefilli bir hale getiriyor.

DW Türkçe: Merkel Türkiye'de seçimlere kısa bir süre kala ziyaretini gerçekleştirdi. Almanya'da özellikle Sol Parti ve Yeşiller Merkel'in ziyaretini eleştirdi. Yeşiller eş Başkanı Cem Özdemir, ziyareti “Erdoğan'a seçim yardımı” şeklinde nitelendirdi. Nasıl değerlendiriyorsunuz bu eleştirileri?

- Dr. Yaşar Aydın: Seçim yardımı olmasa da ziyaret, Erdoğan'ın pozisyonunu güçlendirmiş oldu. Sonuçta seçim öncesi Erdoğan'la görüşüyorsunuz ve Cumhurbaşkanı tartışmaların odak noktasında. Türkiye'de "Yürütmenin başı kim? Erdoğan'ın yetkileri ne?" tartışmaları var. Çünkü yetkilerini aşan bir Cumhurbaşkanı söz konusu. Ve böyle bir Cumhurbaşkanını ziyaret ediyorsunuz. Şunu biliyoruz ki, dış ziyaretler her zaman prestij sağlar. Bu nedenle Merkel'e yöneltilen eleştirilerde biraz haklılık payı var.

DW Türkçe: Muhalefet partilerinden CHP ve HDP, Merkel'in kendileriyle görüşmemesini eleştirdi. Haklı mı bu eleştiriler?

- Dr. Yaşar Aydın: Evet eleştirilecek bir nokta bu. Bu durum Merkel'in ziyaretinin, hedefini elde etmeye yönelik olduğunu gösteriyor. Merkel Davutoğlu ve Erdoğan'la görüşmelerinin iyi geçmesi için muhalefetle görüşmeyerek bir taviz vermiş oldu. Bu durum Alman dış politikası açısından bir sorun teşkil ediyor. Çünkü Almanya Türkiye'deki antidemokratikleşmeyi epey eleştirdi. Şimdi kendi çıkarları söz konusu olunca bundan geri adım atmasını, Erdoğan'la görüşmesini, bir hayli problemli buluyorum. Muhalefetle de görüşmesi gerekirdi. En azından ana muhalefetle görüşmesi gerekirdi. Çünkü Türkiye parlamenter bir sisteme sahip ve bu sistemde ana muhalefetin özel, kurumsal bir yeri de var. Muhalefetle görüşmesinde 'seçimlerin adil bir ortamda yapılmasını ve seçim sonuçlarının kabul edilmesini bekliyoruz' deseydi, daha inandırıcı olurdu. Demokratik müeyyideleri, ulusal çıkarlara feda etmiş bir politikacı haline geldi. Bundan sonra Türkiye'ye yapacağı eleştiriler yara aldı. Türkiye'yi eleştirirse biri çıkıp, ‘Siz kendi çıkarlarınız söz konusu olunca bütün bunları bir kenara ittiniz ve sadece Başbakan ve Cumhurbaşkanı ile görüştünüz' diyebilir. Merkel Başbakan, partisi hükümette olmasaydı, CDU Genel Başkanı olarak çıkıp, örneğin ‘AKP'yi destekliyoruz' diyebilirdi. Ancak hükümetteyken gerçekleştirdi bu ziyareti.”

© Deutsche Welle Türkçe

Hülya Topcu