1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye’de ‘Gezi’ medyası

5 Haziran 2013

İstanbul’da başlayan Gezi Parkı protestoları sosyal medya üzerinden yaygınlaştırıldı. Uzmanlar sosyal medyanın alternatif olmasa bile bir bilgi kaynağı haline geldiğine dikkat çekiyor.

https://p.dw.com/p/18jvU
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

“Hani eylemlere arada uyuma molası veriyoruz ya. Twitter'da yapsak ya. İş güç yapamıyoruz. Bu arada dün Twitter gitti ya bir süre, kör oldum sandım” Bu sözler gazeteci Bağış Erten’in Twitter hesabından.

Bugünlerde Türkiye'de birçok kişi Erten gibi düşünüyor. İstanbul’da Taksim Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesilmesine verilen tepki ile başlayan ve kısa zamanda ülkenin birçok şehrine yayılan protestolar için sosyal medya önemli bir mecra haline geldi. Türkiye’deki ana akım medyanın protestoların ilk gününde gelişmeleri aktarmaktan kaçınması bilgi akışı için sosyal medya mecralarının daha çok kullanılmasına yol açtı.

Uluslararası medyayı Türkiye’ye taşıyor

Bilgi Üniversitesi Kültürel İncelemeler Öğretim Üyesi Doç. Dr. Esra Arsan son gelişmeler ışığında sosyal medyanın önemli bir bilgi kaynağı olarak öne çıktığı görüşünde.

Arsan, “Son olaylarda sosyal medya alternatif olmak açısından değil daha çok bilgi kaynağı olması ile öne çıkıyor. Olaylarla ilgili ana akım medyada gösterilmeyen gelişmeleri sosyal medya aracılığıyla öğrendik. Sosyal medya dolayısıyla aktivizme katılanlar oldu. Zaman zaman sosyal medyada bir bilgi kirliliği olduğu yönünde eleştiriler yapıldı. Ancak sosyal medyada problem çözücü, birleştirici bir bilgi birikiminin de oluştuğunu düşünüyorum. Sosyal medyanın bir işlevi de olaylarla ilgili uluslararası medyanın yüksek profil gazetecilikle hazırlanmış haberlerini Türkiye’ye yansıtmak oldu. Bu olaylarla Türkiye’de ana akım medyaya duyulan güven dibe vurdu. Kullanıcıların tepkileri medyada bir özeleştiri imkânı yaratabilir ve sosyal medya yatırımlarını artırabilir. Doğan Grubu’nun temsilcisi Vuslat Doğan Sabancı’nın Amerika’da Silikon Vadisi’ne ekibiyle gidip inceleme yapmasını bu eğilimin örneği olarak görüyorum” ifadelerini kullanıyor.

GettyImages 169922921 Riot police fire tear gas to demonstrators in Istanbul on June 4, 2013, as part of ongoing protests against the ruling party, police brutality, and the destruction of Taksim park for the sake of a development project. Turkey's Islamic-rooted government apologised today to wounded protestors and said it had 'learnt its lesson' after days of mass street demonstrations that have posed the biggest challenge to Prime Minister Recep Tayyip Erdogan's decade in office. Turkish police had on June 1 begun pulling out of Istanbul's iconic Taksim Square, after a second day of violent clashes between protesters and police over a controversial development project. What started as an outcry against a local development project has snowballed into widespread anger against what critics say is the government's increasingly conservative and authoritarian agenda. AFP PHOTO / ARIS MESSINIS (Photo credit should read ARIS MESSINIS/AFP/Getty Images)
Fotoğraf: AFP/Getty Images

'Sosyal medyadan bilgilenme iştahı azalmıyor'

Bir haber televizyonunda tümüyle sosyal medyadan gelen soru ve yorumlar üzerine bir televizyon programı yapan gazeteci Hilmi Hacaloğlu protesto gösterileri sırasında insanların ihtiyaçlarını sosyal medyadan paylaştığının altını çiziyor:

“Tarihi günler yaşayan Türkiye, sosyal medyayla yatıp sosyal medyayla kalkıyor. Bunun nedeni açık: Ana akım medya değişim sürecini anlamakta ve ona adapte olmakta zorluk çekiyor. Medyanın bu tavrı da insanları sosyal medyaya itiyor. Burada elbette asparagas bilgiler ve haberler kol geziyor. Dezenformasyon, spekülasyon, hatta provokasyon da yapılıyor. Ancak bu insanların buradan bilgilenme iştahını azaltmıyor. Çünkü habercilik yapması gerekenler dünden beri uyanmaya çalışsa da refleksleri zayıf ve maalesef güven kaybettiler. İnsanlar sosyal medyadan örgütleniyor, ihtiyaçlarını dile getiriyor. Tahrir'de, Libya'da, Tunus'ta sosyal medyayı erdemli ve hayati bulanların bugün bu mecrayı suçlaması ise şaşırtıcı.”

A Turkish riot policeman uses tear gas as a demonstrator holds a banner which reads, "Chemical Tayyip", referring to Prime Minister Tayyip Erdogan, during a protest against the destruction of trees in a park brought about by a pedestrian project, in Taksim Square in central Istanbul May 31, 2013. REUTERS/Osman Orsal (TURKEY - Tags: POLITICS CIVIL UNREST ENVIRONMENT CRIME LAW)
Fotoğraf: Reuters

'Yeni demokrasi arayışları sosyal medyada yürüyecek'

Türkiye’de blog haberciliğini “Blogdan Al Haberi” kitabıyla inceleyen iletişimbilimcilerden Prof. Dr. Aslı Tunç, Gezi olaylarındaki sosyal medya kullanımını şöyle değerlendiriyor:

“Gezi olaylarında ana akım medyada son 10 yılda iyice kronikleşen sorunların iyice su yüzüne çıktığını görüyoruz. Sosyal medyanın özellikle gençler tarafından bu kadar yoğunlukla kullanılmasında öncelikle geleneksel medyaya derin bir güven sorunu yattığını söyleyebiliriz. Geleneksel medya çoktan beridir habercilik refleksini yitirdi. Politik yetkeyle yakın menfaat ilişkisi, finansal yakınlaşmalar, yoğunlaşan sermaye yapılanması medyayı iktidardan ürken, itaatkâr bir yapıya büründürdü. Kuşkusuz artık "dijital yerliler" denilen yeni kuşak için sosyal medya üzerinden örgütlenmek, haberlerini internetten almak son derece doğal. Gezi Parkı'nı korumak için ilk gelen grup ve sonraki iktidar karşıtı daha geniş protesto eylemlerinde akıllı telefonlarla olanlar an be an kaydedildi, paylaşıldı ve sesler hızla sanal alemde yükselmeye başladı. Bundan sonra bambaşka bir Türkiye'nin yeni demokrasi arayış biçimleri sosyal medyada yürüyecek.”

© Deutsche Welle Türkçe

Haber: Selçuk Oktay / İstanbul

Editör: Başak Özay