1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Türkiye'nin yapacağı birşey kalmadı"

Alexander Kudescheff / DW18 Eylül 2004

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin AB üyeliğiyle ilgili son gelişmeleri Deutsche Welle’ye değerlendi. "Türkiye’nin artık yapacağı birşey kalmamıştır" diyen Erdoğan, TCK tasarısı, zina ve işkence tartışmalarına yanıt verdi...

https://p.dw.com/p/Ab82
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geri çekilen zina düzenlemesinin, kadının lehine değiştirilmiş olduğunu söyledi...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geri çekilen zina düzenlemesinin, kadının lehine değiştirilmiş olduğunu söyledi...Fotoğraf: dpa

Ankara, son günlerde yurtdışından TCK tasarısına ilişkin aldığı tüm tepkilere rağmen AB’den müzakere tarihi alacağı konusunda umutlu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da DW’ye verdiği demeçte, şimdiye kadar Kopenhag siyasi kriterleri ne gerektiriyorsa yaptıklarını ve uyum yasaları konusunda herhangi bir sıkıntının olmadığını söyledi:

”Son olarak Verheugen’ın Türkiye’ye yapmış olduğu ziyarette, ‘Bizim artık uyum yasalarıyla ilgili yapacağımız birşey var mı?’ diye sorduğumuzda kendileri de bunu teyit ettiler ‘Hayır, artık Türkiye’nin yapacağı birşey kalmamıştır, ama uygulamada bazı eksiklikler var. Kaldı ki bunu biz de biliyoruz. Bu konuda uygulama bir zihniyet, bir zihinsel değişim gerektiriyor. Bu bir süreçtir.”

İşkence: ”Aslı astarı olmayan iftiradır"

AB’nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Verheugen’ın son Türkiye ziyaretinde, işkence konusu yeniden gündeme gelmişti. Türkiye’de sistematik işkence yapıldığı iddiası AB Komisyonu’nun dikkatini çekti ve bu konuda bölgeye bir uzman ekip göndereceğini açıkladı. Başbakan Erdoğan bu iddiayı şöyle yanıtladı:

”Bunlar aslı astarı olmayan iftiradır. Hatta bakanlığımız, Sayın Verheugen’a bu söylendikten sonra anında takibat başlatmış, söyleyenleri de araştırmıştır. Şu anda aldıkları duyum da bu konuyla ilgili, maalesef Türkiye’nin bu alanda attığı mesafeleri engellemeye yönelik oradaki bir söz olmuştur. Zaten Verheugen da bunun farkında.”

TCK tasarısı: ”Kopenhag kriterleri içinde değildir"

Türk Ceza Kanunu Tasarısı’nın yürütme ve yürürlükle ilgili maddelerinin Adalet Komisyonu’na geri çekilmesi de Avrupa’da da oldukça yankı buldu. Hatta Genişlemeden Sorumlu Üye Verheugen da ertelemenin, AB içinde endişe yarattığını dile getirdi. Bu eleştiriyi ”İçişlerimize karışmayın” şeklinde yanıtlayan Erdoğan, DW’ye şunları söyledi:

”Bir defa TCK, Kopenhag siyasi kriterleri içerisinde yoktur. İstinaf mahkemeleri, Kopenhag siyasi kriterleri içerisinde yoktur. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu Kopenhag siyasi kriterleri içerisinde yoktur. İnfaz Yasası Kopenhag siyasi kriterleri içerisinde yoktur. Kaldı ki AB’nin şu anda sadece Anayasası belirlendi. AB’nin Ceza Kanunu yoktur. Bu arada bizim Ceza Kanunu ile adımlarımız, iyi niyetle ortaya koyduğumuz ekstra gelişmelerdir.”

Zina: ”Kadının aleyhine olan maddeyi düzenledik"

Bu arada hükümetçe geri çekilen zina düzenlemesine ilişkin tartışmalar ise daha uzun süre süreceğe benziyor. Tasarının 346 maddeden oluştuğunu belirten Başbakan Erdoğan, tartışmaların sadece zina konusuna indirgenmesini doğru bulmadığını belirtti:

”TCK bu kadar hafif değil. Bu konu aile hukuku içinde ele alınan bir konudur. Çünkü AK Parti olarak bizim muhafazakarlık anlayışımız, aile kurumunun koruma altına alma üzerine. Türk toplumunun en dinamik yapısı olarak aileyi gördüğümüz için aileyi güçlü kılmanın adımlarını atarak temel ilkeleri böyle belirledik. Tüzüğümüzde de yeri var. Programımızda da bunun yeri var.”

Erdoğan, 1926-1996 yılları arasında, zinaya ilişkin yasal düzenlemenin zaten var olduğunu belirterek ”Ancak bu düzenleme kadının aleyhine idi” diyor. Erdoğan, geri çekilen son düzenlemeyi, "kadının aleyhine değiştirdiklerini, kadın ya da erkek, böyle bir sadakatsizliği yaptığı zaman, eğer şikayet olursa cezanın öngörüldüğünü" söyledi.

Uyum yasaları: "Ankara’nın yapacağı birşey kalmadı"

Başbakan, AB’nin Genişleden Sorumlu Üyesi Verheugen’ın uyum yasaları ile ilgili uygulama dışında Ankara’nın yapacağı birşey kalmadığını teyit ettiğini yineleyerek ekledi:

”Sayın Verheugen, ‘bu raporla ilgili bir konu değildir‘ ifadesini kullandılar. ‘Ama bu konuda karar verecek olanların kararını etkileme noktasında biraz kafa bulandırır‘ ifadesini kullandılar. Bizim de tabii buna şunu çok açık net şekilde nokta koymamız gerekiyor. O da şudur: Bakın 25 tane AB üyesi var. Bu üye ülklerin tamamı şu anda Kopenhag siyasi kriterlerini yerine getirmemiştir. Yerine getirmediği halde tam üye olmuştur.”

İmtiyazlı ortaklık: "İmtiyazlı ortaklık diye birşey yoktur"

Alman Hristiyan Demokratlar’ın lideri Angela Merkel’ın AB’ye üye muhafazalar ülkelerin hükümet ve parti başkanlarına yazdığı mektupta Türkiye’ye tam değil, imtiyazlı ortaklık verilmesi yönündeki ifadeleri genel olarak tepki çekmişti. İmtiyazlı ortaklık tartışmalarını, Başbakan Erdoğan şöyle değerlendirdi:

”Herşeyden önce AB’de, AB’ye üyelikte imtiyazlı ortaklık, özellikli ortaklık gibi bir ortaklık şekli yoktur. Kim Kopenhag siyasi kriterlerinin yerine getirirse müzakere sürecini alır. Bu, bir müzakere sürecine yönelik, tam üyeliğe yönelik değildir. Öyle ise burada adil bir karar vererek bu süreci başlatmaları gerekiyor. Başlatmadıkları takdirde tabii ki biz de durumu gözden geçirip ondan sonra atılması gereken adımları atacağız. Ama şunu söyleyeyim, biz AB’yi, Kopenhag siyasi kriterlerini sadece insanımızın yaşam standardını yükseltmek için bugüne kadar amaç edindik. İhtimal vermiyorum, ama olmadı, biz bunun adını kalkarız, Ankara siyasi kriterleri koyarız ve yolumuza aynı şekilde devam ederiz.”