1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye'ye ekonomi uyarısı

21 Eylül 2011

Türkiye ekonomisindeki olumlu gelişmeler, euro krizinin pençesindeki Avrupa ülkelerinde de yakından izleniyor. Ancak uzmanlar ekonominin aşırı ısınarak, bir balon gibi patlaması tehlikesine karşı uyarıda bulunuyor.

https://p.dw.com/p/12cyk
Fotoğraf: Fotolia/flashpics

ABD’nin ardından İtalya’nın da kredi notunu düşüren uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poor’s, Türkiye’nin kredi notunu ise iki kademe yükseltti. Kuruluş, Türkiye’nin yerel para birimi kredi notunu BB’den BBB-‘ye çıkarırken, görünümü de pozitif olarak belirledi. Fakat diğer yandan Türkiye ekonomisinin aşırı ısınma riski ile karşı karşıya olduğu da ifade ediliyor. 

"Türkler cesur"

Symbolbild Wirtschaftswachstum, Wirtschaft, Industrie
Türkiye ekonomisinin bu yıl da yüzde 4,5 ila 6 oranında büyümesi bekleniyorFotoğraf: picture-alliance / dpa

Türkiye ekonomisinin geçen yıl yaklaşık yüzde dokuz oranında büyümüş olması, büyüme beklentilerinin kötümserleştiği, borç krizinden çıkış yolu bulmakta zorlanan Euro Bölgesi ülkelerinde de ilgi uyandırıyor. Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dr. Rainhardt Freiherr von Leoprechting, büyüme rakamlarında cesur tutumun da etkili olduğunu vurguluyor. “Bence bu öncelikle Türklerin ne kadar pragmatik olduğunu gösteriyor. Türkler, bir şeye başladıklarında cesur adımlar atıyor. Bu adımların olası olumsuz sonuçlarına ise fazla kafa yormuyorlar" diyen Başkan, bir süre önce Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ile konuştuğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürüyor: "Bakan bana yenilenebilir enerjilere, özellikle de güneş enerjisine ilişkin planlarından bahsetti. Bakan, ellerindeki her tür teknolojiyi kullandıklarında bir kilowatt saatlik enerji bedelinin ne olabileceğini hesapladıklarını, o yüzden şimdilik bazı teknolojileri kullanmaktan kaçındıklarını söyledi. İşte bahsettiğim pragmatik yaklaşım budur. Oysa biz önce nükleer enerji santrallerini kapatıyoruz. Bunun sonuçlarının neler olabileceğini ise daha sonra hesaplıyoruz. Türkiye bu konuda daha farklı davranıyor.”

Balon gibi patlama uyarısı

Türkiye ekonomisinin bu yıl da yüzde 4,5 ila 6 oranında büyümesi bekleniyor. Genç bir nüfusa sahip olan Türkiye'de, kişi başına düşen gelirin yükselmesi ile birlikte artan iç talep ve tüketim, ekonomik büyümenin motorlarından biri olarak gösteriliyor. Ancak faizlerin düşmesi ile birlikte tüketimin de kredilerle finanse edildiği, bu yüzden ekonominin gitgide ısındığı ve bir balon gibi patlama tehlikesiyle karşı karşıya olduğu yönünde eleştiriler de dile getiriliyor.

Uzmanlar Türk Lirası'nın sene başından bu yana euro karşısında yüzde 20 dolayında değer kaybetmiş olmasının bir uyarı sinyali olarak algılanabileceğini belirtiyor. Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dr. Rainhardt Freiherr von Leoprechting bu konuya ilişkin görüşlerini şu sözlerle dile getiriyor: “Bu kaygıları ben de paylaşıyorum. Bunun nedenlerinden biri de Türkiye'nin çok genç, yaş ortalaması 28 olan bir nüfusa sahip olması. Büyük bir tüketim arzusu bulunan halk, ekonomik büyümeden kendi payına düşeni almak istiyor. Ancak ekonominin çok ısınmamasına dikkat etmek gerekiyor. Bizim izlenimlerimiz, hükümetin de bu tehlikeyi göz önünde bulundurduğu yönünde. Ekonomik büyümede bir yavaşlama eğilimi söz konusu. Her ne kadar yılın ilk çeyreğinde yüzde 11’lik bir büyüme performansı yakalanmış olsa da ilerleyen dönemde bunun azalmasını bekliyoruz. Bence yılın sonunda ortalama olarak yüzde yedilerde bir büyüme rakamı çıkacak, ama aşırı ısınma tehlikesinin fark edildiği kanısındayım.”

2-Euro Münze
Türk Lirası sene başından bu yana euro karşısında yüzde 20 dolayında değer kaybettiFotoğraf: picture-alliance/dpa

"Tersine göç yaşanıyor"

Freiherr von Leoprechting, Almanya’nın Euro Bölgesi’nin lokomotif ülkesi olduğuna dikkat çekerken, rakamlara bakıldığında Türkiye'nin de kendi bölgesinde başat konumda olduğunu ifade ediyor. Peki, Almanya ekonomik gücünü koruyabilmek için göç politikasını ihmal mi ediyor? Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı, gözlerden kaçan bir eğilime işaret ediyor. Almanya'da Türkiye’nin Avrupa Birliği'ne alınması durumunda Türkiye’den Almanya’ya çok büyük bir göç akınının olacağı yönünde bir endişenin hâkim olduğunu belirten Freiherr von Leoprechting, "Oysa gerçek çok daha farklı: Şu anda yılda 45 bin kişi Almanya’dan Türkiye’ye göç ederken, Türkiye’den Almanya’ya göçenlerin sayısı ise 20 bin dolayında. Yani tersine göç yaşanıyor. Bu göç eğilimi bende endişeye neden oluyor. Çünkü özellikle Almanya'da iyi eğitim almış, ancak Türkiye’de kendileri için daha iyi fırsatlar olduğunu düşünen kişiler Almanya'yı terk ediyor. Bunun tek nedeninin ekonomik büyüme olmadığını, bu insanların Almanya’da istenmediklerini hissetmelerinin de Türkiye’ye dönmelerinde etkili olduğunu ifade etmem gerekiyor" şeklinde konuşuyor.

Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dr. Rainhardt Freiherr von Leoprechting, Almanya’da uyumdan bahsedilirken başarısız örneklerin öne çıkarıldığını, oysa bilim ve ekonomi dünyasında uyum sağlamış göçmenlere ilişkin çok güzel örnekler bulunduğuna dikkat çekiyor. Başkan, Türkiye’ye karşı daha nesnel bir bakış açısı oluşturmanın fırsatları kullanmak bakımından her iki ülkenin yararına olacağını da vurguluyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Başak Özay (DW)

Editör: Murat Çelikkafa