1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Tarih: Yalta Konferansı'nın üzerinden 60 yıl geçti

Christiane Hoffmann4 Şubat 2005

60 yıl önce bugün II. Dünya Savaşı’nın ardından Avrupa’da kurulacak yeni düzenin ana hatları çiziliyordu. Hitler’i yenen üç büyükler, İngiltere, ABD ve Rusya 1945 yılı 4 - 11 Şubat tarihleri arasında Rusya’nın Kırım’daki sayfiye beldesi Yalta’da biraraya geldi ve Soğuk Savaş’a giden yolun temelleri atıldı. Christiane Hoffmann, bizi 60 yıl öncesine Yalta Konferansı’na götürüyor…

https://p.dw.com/p/Aay5
İngiltere Başbakanı Winston Churchill, Amerikan Başkanı Franklin Roosevelt ve Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Josef Stalin...
İngiltere Başbakanı Winston Churchill, Amerikan Başkanı Franklin Roosevelt ve Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Josef Stalin...Fotoğraf: AP

60 yıl önce Yalta Konferansı’nın yapıldığı bina bugün müzeye dönüştürülmüş durumda. Binadaki Beyaz Salon, Polonya sınırlarının çizildiği, yeni hükümetin belirlendiği, BM’nin kuruluşunun temellerinin atıldığı görüşmelere sahne oldu.

Yalta Konferansı, Avrupa ve dünyada savaş sonrası düzenin temellerinin belirlendiği üç büyük konferanstan biriydi ve yeni dünya düzeni Soğuk Savaşı da beraberinde getirdi. Köln Üniversitesi’nden Tarih Profesörü Jost Dülffer, Yalta Konferansı’nda Batılı müttefikler ile Rusya lideri Stalin’in hedefleri arasındaki farkın su yüzüne çıktığını belirterek şunları söylüyor:

“Yalta’da savaş sonrası yeni bir barış düzeni kuracak şans hala mevcuttu. Kurtarılmış Avrupa ile ilgili bir bildiri hazırlandı, çok sayıda konu tartışıldı, ancak sorunlara sadece yarım çözümler bulundu…“

Önce çözümü kolay sorunlar

Üç büyükler arasındaki tartışmalı konular zamana bırakılarak Yalta’da öncelikle çözümü daha kolay olan konular masaya yatırıldı. Kurulma aşamasındaki BM teşkilatında savaş galiplerinin veto yetkisine sahip olduğu bir Güvenlik Konseyi oluşturulmasına karar verildi. Almanya sorunu kısaca ele alındı. Müttefikler Hitler Almanyası’nın koşulsuz teslimiyetine ve ülkenin üç işgal bölgesine bölünmesine karar verdiler. Detaylar oluşturulacak Komisyon’a ve özel görüşmelere bırakıldı. Rusya’nın baskısıyla tazminatlar ve fabrikaların yıkılması karara bağlandı.

Yalta Konferansı’nda en büyük sorun ise taraflar arasındaki güvensizliği açıkça ortaya koyan Polonya konusunda çıktı. Churchill ve Roosevelt Polonya’da demokratik meşru bir hükümetin serbest seçimlerle başa gelmesini istedi. Amerika ve İngiltere böylelikle Sovyetler Birliği’nin Orta Avrupa’daki nüfuzunu kırmayı amaçlıyordu. Çünkü Stalin’in orduları Baltık ülkelerinden Balkanlar’a pekçok ülkeye yerleşmişti bile.

İngilizler Londra’daki sürgün hükümetini, Stalin ise Polonya’daki Rus yanlısı Lublin Komitesi iktidarının devamını istiyordu. Sonuçta Sovyetler Birliği’nin desteklediği hükümetin, içine birkaç üye daha alarak genişletilmesi üzerinde uzlaşıldı. İngiltere ve Amerika’nın, Japonya’ya karşı savaş için Asya’da Sovyetler Birliği’ne ihtiyacı vardı.

Stalin’in nüfuzu arttı

Stalin kısa sürede Orta ve Doğu Avrupa’daki nüfuzunu artırdı ve bölge ülkelerinde Rusya’ya sadık hükümetleri iş başına getirdi. Avrupa’nın ve ardından dünyanın Doğu-Batı olarak bölünmesinin temelleri atılmış oldu. 50 yıl süren bu düzenin Yalta’da alınan kararların doğrudan sonucu olduğunu Winston Churchill de 1946 yılında yaptığı konuşmada kamuoyu önünde kabul ediyordu:

“Baltık Denizi’ndeki Stettin’den Adriyatik’teki Trieste’ye Avrupa kıtası üzerinde demirden bir perde oluşmuştur. Orta ve Doğu Avrupa’nın bütün eski devletlerinin başkentleri, Varşova, Berlin, Prag, Viyana, Budapeşte, Belgrad, Bükreş ve Sofya bu çizginin öte tarafında kalmıştır. Tüm bu şehirler ve halkları Sovyet alanında bulunmaktadır. Yalta’da alınan kararlar Rusya’ya büyük avantajlar kazandırmıştır. Ancak hiçkimsenin savaşın daha ne kadar süreceğini kestiremediği ve Japonya savaşının en az 18 ay daha sürmesini beklediğimiz bir dönemdi.“