1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Tarihi bir fırsat kaçırıldı

Peter Philipp / DW30 Aralık 2006

Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin, asılarak idam edildi. Saddam Hüseyin, 2003 yılının Nisan ayında ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerince devrilmiş ve bu yılın Kasım ayında 1982 yılında Duceyl kasabasında 148 Şii’nin öldürülmesiyle ilgili olarak insanlığa karşı suçlu bulunmuştu. DW’den Peter Philipp’in yorumu:

https://p.dw.com/p/AZmj

“Hayatı boyunca yoluna çıkan herkese acımasızca davranan, yüzbinlerce kişinin çektiği acılardan ve ölümünden sorumlu olan bir adama acımak yersiz olur. Yaklaşık çeyrek yüzyıl ülkeyi demir yumrukla yöneten Saddam Hüseyin’in devrilmesinden sonra bile huzura kavuşamayan dikta rejimi mağdurları için eski Devlet Başkanının Kurban Bayramı şafak vakti idam edilmesi hiç kuşkusuz bir rahatlama anlamına geliyor. Saddam yandaşları için ise infaz haberi, tarihin çarklarının tersine döneceği ve elden giden iktidarın yeniden ele geçirileceği hülyasının tamamen toprağa gömülmesi demek.

Büyük bir ihtimalle idam kararının bu kadar çabuk infazı ile bu iki gruba da birer mesaj verilmek istendi. Yeni Irak hükümeti, Saddam dönemini mümkün olduğu kadar çabuk kapamayı uygun gördü. Fakat şimdi de infaz aceleye getirilmiş ve hukuk devletinin temel prensiplerine uyulmamış izlenimi uyandı. Bazılarına göre ise Bağdat’taki yeni hükümet, bu adımla son zamanlarda Amerikalılar tarafından da sorgulanan iktidarını sergilemek istedi.

Maliki hükümeti, bu suçlamalar ile yaşamak zorunda. Suçlamaların hükümete zarar verip vermeyeceği ise ülkenin infaza nasıl tepki göstereceğine bağlı. İdamın hemen ardından Irak’ta buna bağlı olarak büyük olayların çıkması beklenmiyor, orta vadede ne olacağını ise zaman gösterecek. Ancak bu, ufak bir olasılık. Irak’ı gün be gün kana bulayan gruplaşmalar için Saddam Hüseyin çoktan önemini yitirmişti.

Ama Saddam’ın hızla bertaraf edilmesi, Irak’ın dehşet saçan dikta dönemiyle hesaplaşabilmesi için tarihi bir fırsatı kaçırmasına neden oldu. Tüm zorluklarına rağmen, hukuk yolu doğru çözümdü. Saddam Hüseyin’in rejimi sırasındaki suçlardan dolayı birçok davada yargılanması gerekiyordu. Devrik lider 148 Şii’nin öldürülmesi yüzünden idam edildi.

Pekala 100 bin kişinin öldürüldüğü veya evinden sürüldüğü Enfal katliamı ne olacak? Ya Halepçe’de katledilen Kürtler, Birinci Körfez Savaşı’ndan sonra öldürülen Şiiler? Ya da özellikle İran’a, ama Kuveyt’e de karşı açılan ve Saddam Hüseyin imzasını taşıyan savaşların yüzbinlerce kurbanı?

Başsorumlu olmadan, bu sorulara cevap bulmak büyük bir ihtimalle mümkün olmayacak. Bu yüzden Saddam Hüseyin’in sonu, Irak için mutlaka ümit dolu yeni bir başlangıç anlamına gelmiyor.”