1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Tasarruf ne kadar etkili?

7 Nisan 2013

Euro Bölgesi’nde ekonomik durgunluk yüzünden işsizlik rekor düzeye çıktı. Bazı ekonomi uzmanları kemerlerin daha fazla sıkılmasının resesyonu derinleştireceğini söylüyor. Diğerleri ise daha fazla borçlanmaya karşı.

https://p.dw.com/p/18BG4
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Gırtlağına kadar borç, moral bozucu resesyon ve yüksek işsizlik. Bu kombinasyon akla önce Yunanistan'ı getiriyor. Oysa 1930'lu yılların başlarında Almanya da aynı durumdaydı. Zamanın Reich Şansölyesi Heinrich Brüning sıkı tasarruf politikasıyla devlet maliyesini düzeltmeyi denemiş ama bu politika kitlesel işsizliğe ve muazzam enflasyona yol açmıştı. Ekonomik çöküntü Weimar Cumhuriyeti'nin sonunu getirmiş ve Adolf Hitler iktidarı ele geçirmişti.

Güney Avrupa'nın kriz ülkeleri, borç para veren ortaklarının baskısıyla ücretleri düşürüp vergilere zam yaptıkları için, resesyon, işsizlik ve daha fazla borç kapanına girdi. Weimar Cumhuriyeti ile paralellikler bulunduğunu belirten iktisatçı Peter Bofinger, durumun kötüleşmesinde tasarruf politikasının da payı olduğunu ve Yunanistan'a ekonomik şok terapisi uygulanmasının aksi sonuç verdiğini söylüyor.

İtalyan seçmen sandık başında şok terapisini reddetti. Brüksel'deki Bruegel düşünce merkezinin başkan yardımcısı Guntram Wolff, İspanya'da da benzeri bir siyasi kazanın meydana gelmesinin an meselesi olduğu kanaatinde: "Güney Avrupa'daki durumun ne kadar dramatikleştiğini biz Almanlar hâlâ anlayabilmiş değiliz"

Guntram Wolff
Guntram WolffFotoğraf: DW/Zhang Danhong

Ekonomik teşvik programları

Kriz ülkelerindeki perspektifsizliğe çare bulunması gerektiğini belirten Wolff, mali dengelemenin hız düşürerek devam etmesinin daha doğru olacağını ancak yeni ekonomik teşvik programları uygulanmasının krizi derinleştirmekten başka bir şeye yaramayacağını söylüyor: "Çünkü kriz ülkeleri finans piyasasında zaten yüksek risk primi ödüyor. Dana fazla borçlanırlarsa prim de artar ve büyük risk almış olurlar."

Alman iktisatçı ek borçla ekonomiyi canlandırabilecek durumdaki tek Euro ülkesinin Almanya olduğunu ancak Federal Hükümet'in konsolidasyon amacıyla kamu yatırımlarını azalttığını, bu nedenle de Avrupa ekonomisinin canlanmasına katkıda bulunamayacağını belirtiyor.

Almanya gerçekten ekonomiyi teşvik programı uygulasa, bunun kriz ülkeleri üzerindeki etkisi ne olur? Avrupa Ekonomik Araştırmalar Merkezi uzmanlarından Clemens Fuest bunun parayı sokağa atmak olacağı görüşünde. Fuest, "Cevabı basit. Hiç bir şeye yaramaz. Güney Avrupa'daki krizi Alman ekonomisini teşvik ederek önleyemeyiz" diyor.

Tek sorun talep yetersizliği değil

Güney Avrupa ülkelerinin tek probleminin talep yetersizliği olmadığını da sözlerine ekleyen Clemens Fuest, "Fiyat ayarlaması sağlıklı değil. Ücret maliyeti çığırından çıktı. Düşürülmesi gerekir. Teşvik programları fiyat ayarlamasını sadece sekteye uğratmaya yarar" şeklinde konuşuyor.

Veranstaltung der Hanns Martin Schleyer-Stiftung
Wolfgang FranzFotoğraf: DW/Zhang Danhong

İspanya ve Yunanistan'da her iki gençten birinin işsiz olmasının katlanılabilecek bir durum olmadığını belirten Alman hükümetinin ekonomik danışma kurulu eski üyesi Wolfgang Franz, gençlikte çekilen işsizliğin bütün çalışma hayatında yara açtığını ve ileri yaşta doyurucu ücretle iş bulma şansını ortadan kaldırdığını belirtiyor. Profesör Franz, ikili Alman eğitim sisteminin örnek oluşturabileceğini ve buna kaynak bulmanın da zor olmadığını ifade ediyor.

Franz, "Tarım sektörü sübvanse edileceğine bu parayla atölyeler kurulup gençleri eğitecek personel çalıştırılabilir" diyor.

Bütün Avrupa Birliği ülkeleri desteklese bile bu önlemlerin meyve vermesi yıllar alacak. Guntram Wolff bu nedenle Güney Avrupa'nın kriz ülkelerine daha uzun bir süre para havale edilmesinin kaçınılmaz olacağını söylüyor: "Bu konu mutlaka gündeme gelecek. Para birliğinin sınır aşırı istikrar mekanizmalarına ihtiyacı var. Aksi takdirde ömrü kısa olur."

©Deutsche Welle Türkçe

Danhong Zhang / Ahmet Günaltay

Editör: Hülya Schenk