1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TBMM heyetinden ırkçılık ithamı

Seda Serdar / Deutsche Welle - Berlin27 Şubat 2007

AB’den Kıbrıs sorununa bir dizi konuyla ilgili temaslarda bulunmak üzere Berlin’e gelen TBMM temsilcileri, AB’nin Türkiye karşıtı tutum izlediğini ileri sürerek Brüksel'i sert şekilde eleştirdiler. Heyette yer alan Onur Öymen, „Sürekli Türk olduğumuz için suçlanıyorsak bunun adı ırkçılıktır“ dedi.

https://p.dw.com/p/AZUF
TBMM heyetinin Almanya temaslarında AB ile ilişkiler ön plana çıktı
TBMM heyetinin Almanya temaslarında AB ile ilişkiler ön plana çıktı

Türkiye Büyük Millet Meclisi, Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Başkanı Yaşar Yakış ve Komisyon Başkanvekili Onur Öymen’in de dahil olduğu yedi kişilik delegasyon Avrupa Birliği Dönem Başkanı olan Almanya’daki meslektaşları ile görüşmek üzere Berlin’e geldi. Heyet, Alman siyasetçilerle gerçekleştirdikleri ilk günkü görüşmenin ardından Berlin’deki Türk Evi’nde göçmen Türkler ile bir araya geldi. Kıbrıs sorunu, Ermeni meselesi ve Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği, önde gelen maddeler arasındaydı. Heyet Çarşamba günü Türkiye'ye geri dönüyor.

“Hep Türkler haksız!“

Türkiye’den gelen ve yedi milletvekilinden oluşan heyet, Alman meslektaşlarının yanı sıra, Almanya’da yaşayan Türklerle de buluştu. Berlin’deki Türk Evi’nde göçmenlerle bir araya gelen heyet Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye karşı olan tutumu hakkında sert açıklamalar yaptı. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Başkanvekili Onur Öymen şunları söyledi:

„20 yıldır Avrupa Parlamentosu’ndan çıkan tüm kararları araştırdık ve bir cümle yoktur ki şu konuda Türkler haklıdır başkaları haksızdır desin. Bir tane örneğini bulamazsınız. Hep Türkler haksızdır. Türkiye’de iktidara gelen bütün hükümetler haksızdır. Böyle bir şey olur mu? Bunun adı nedir biliyor musunuz? Çok açık söyleyelim ve bunu biz her yerde söylemeyiz ama burada söylemenin zamanı geldi, bunun adı ırkçılıktır. Yani eğer siz bizi sürekli Türk olduğumuz için suçluyorsanız, sırf Türk olduğumuz için Avrupa Birliği’ne almak istemiyorsanız, sırf Türk olduğumuz için bizim sürekli haksız olduğumuzu söylüyorsanız, bunun tek bir kelimesi vardır, bu ırkçıklıktır. Almanya’da bunun kolay kolay söylenen bir kelime olmadığını biliyorum, bile bile söylüyorum.“

Brüksel’e Kıbrıs eleştirisi

Heyet Avrupa Birliği’ni Kıbrıs konusunu da eleştirdi. Şu an yaşanan sancıların bölünmüş bir adanın Birlik içine kabul edilmesinden kaynaklandığı belirtildi ve Türkiye’nin Kıbrıslı Türkleri feda etmeyeceği söylendi. Heyetle görüşen Almanya Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Sosyal Demokrat Günter Gloser ise, Kıbrıs konusunda Almanya’nın duruşu hakkında şunları söyledi:

„Türkiye’nin Avrupa Birliği için olan üyelik görüşmeleri ile Avrupa Birliği’nin sorumluluğu olan Kuzey Kıbrıs sorununa bir çözüm bulmak için yapılan girişimler arasındaki farkı iyi ayırd etmek lazım. Almanya, Dönem Başkanlığı sırasında Kuzey Kıbrıs ile doğrudan ticaret konusunda bir çözüm yaratmak için çaba harcıyor. Ancak bunun başarılı olabilimesi için tüm Avrupa Birliği üyelerinin onayı gerekiyor. Buna Kıbrıs Cumhuriyeti de dahil.“

Ermeni meselesine duyarlılık çağrısı

Türk Evi’nde gerçekleştirilen toplantıda ise, Cumhuriyet Halk Partisi Istanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ Almanya’da yaşayan Türkleri Ermeni meselesine duyarlı olmaya davet etti. Konuyla ilgili yasa tasarılarını hatırlattı ve şunları söyledi:

„Eğer Amerika’daki Kongre’den bunu geçirirlerse bu işin arkası çorap söküğü gibi gelecektir. Peki ne olur diyeceksiniz. Türk halkı rencide oluyor, ilişkilerimiz zehirleniyor. Fransa ile öyle oldu, şimdi Amerika da ile böyle olursa bu Türkiye’nin büyük menfaatlerini kökünden sarsar.”

Göçmenler Türkiye seçimlerinde oy kullanabilecek

Türk Heyetine göre, tezlerin açık ve net bir biçimde dile getirildiği başarılı bir görüşme gerçekleştirildi. Hem Alman hem de Türk tarafının ortak buluşma noktası ise, Almanya’daki Türk göçmenler oldu. Her iki taraf da göçmenlerin bu sene gerçekleştirilecek olan Türkiye’deki genel seçimlerde oy kullanmasına sıcak bakıyor. Şimdi ise, 1600 seçim sandığının nereye kurulacağı ve seçim güvenliğinin nasıl sağlanacağı tartışılıyor.