1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

“Tecavüz silah olarak kullanıyor”

Ayşe Tekin/DW, Ajanslar8 Mart 2007

Dünyada kadınlara yönelik şiddet, çatışma, iç savaş ya da savaş koşullarında bir silah olarak kullanılıyor.

https://p.dw.com/p/AaGX
Kadınların maruz kaldığı şiddetin bir boyutu da cinsel istismar ve fuhşa zorlanma.
Kadınların maruz kaldığı şiddetin bir boyutu da cinsel istismar ve fuhşa zorlanma.Fotoğraf: AP

Kadınlar için BM Kalkınma Fonu (UNIFEM), Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, kadına karşı şiddetin dünya genelinde yaygın bir şekilde sürdüğünü bildirdi. UNIFEM'in mesajında kadına karşı şiddetin başta birey olmak üzere tüm topluma büyük bir bedele mal olduğu belirtildi ve insan hakları, sosyal ve ekonomik kalkınmadan yana olan herkesin bu şiddeti sona erdirmek için ele ele vermesi gerektiği vurgulandı.

Mesajda, kadına karşı şiddetin çeşitli şekilde gerçekleşebildiği, bunların başında da aile içi şiddetin, cinsel şiddetin geldiği kaydedildi. Açıklamada şöyle denildi: "Tecavüzün özellikle çatışma bölgelerinde bilinçli olarak bir silah gibi kullanıldığı belirtilen mesajda, namus cinayetlerinin, zorla evlendirmelerin ve kadın sünneti gibi uygulamaların kadınları hedef aldığının altı çiziliyor. Kadınların maruz kaldığı şiddetin bir boyutunu da cinsel istismar ve fuhşa zorlanma oluşturuyor."

UNIFEM'in mesajında, kadına karşı şiddetle mücadelede yaşanan olumlu gelişmelere de yer verildi ve dünya genelinde kadına karşı şiddetin ortadan kaldırılmasına yönelik ulusal ve uluslararası seviyede birçok adım atıldığı ifade edildi. BM Ankara Temsilciliği açıklamasında, Dünya Kadınlar Günü çerçevesinde UNIFEM İcra Direktörü Noelsen Heyzer'in de bir açıklama yaptığını ve bu açıklamasında Heyzer'in, kadına karşı şiddet konusunda birçok ülkede yasal düzenlemeler yapıldığını, bugün artık uygulamaya geçilmesinin zamanının geldiğini belirttiği kaydedildi.

Japon Başbakan'ın tepki çeken sözleri

Hafta başında Japonya Başbakanı Shinzo Abe’nin sözleri, savaşlarda kadın ve tecavüz konusunun bir kez daha uluslararası gündeme çıkmasını sağladı. Milliyetçi muhafazakar Japonya Başbakanı, Güney Koreli, Çinli, Tayvanlı ya da Filipinli ve hatta Japon kadınların Tokyo’nun saldırgan yıllarında ve 2. Dünya Savaşı sırasında seks kölesi olarak kullanıldığına dair kanıt olmadığını ve bu yüzden de özür dilemeye de gerek olmadığını ileri sürdü.

Japonya, yaklaşık 15 yıl önce sömürge ve savaş döneminde on binlerce kadının fahişeliğe zorlanmasındaki sorumluluğundan ötürü özür dilemişti. Ancak seks kölesi olarak kullanılan kadınların tazminat talepleri ise kulak ardı edilmişti. Yeni Başbakan Abe ise kadınların özgür iradeleri ile seks köleliği yaptığı görüşünde.

Ancak Başbakan Şinzo Abe son olarak gazetecilere yaptığı açıklamada, iktidar partisinin, ordunun savaş sırasında genelevleri kullanmasıyla ilgili araştırmayı yapacağını ve hükümetin de gerekli belgeleri sağlayarak işbirliğinde bulunacağını söyledi.

Yaşayan tanıklar

14 yaşında Japon askerleri tarafından kaçırılan ve elektrik verilerek fahişeliğe zorlanan 78 yaşındaki Lee Yong-Soo’nun tanıklığı ise şöyle: “Japon hükümetinin söylemi yanlış. Biz kendi isteğimizle fahişe olmadık. Biz fahişeliğe zorlandık, seks kölesi olarak kullanıldık. Japonya bunu resmen kabul etmeli ve Başbakan Abe kişisel olarak benden özür dilemeli.”

Hükümet de Japon ordusu da bu konuda sorumluluğu reddediyor. Oysa çatışmalarda kadına yönelik şiddetin 'doğal olarak gelişmediği', emredildiği veya göz yumulduğu biliniyor. Bu suçu işleyenler başlarının ağrımayacağını bildikleri için de savaş tecavüzleri, örneğin bugün Irak’ta hala devam ediyor.

Atılan adımlar yeterli değil

Savaşlarda kadına yönelik şiddet Uluslararası Ceza Mahkemesinin kapsamına alındı. Bu, kadınlar açısından büyük bir başarı, ama bu kadınları korumak için yeterli değil. Uluslararası Af Örgütü, “Darfur’da sekiz yaşındaki kız çocukları bile tecavüze uğruyor ve seks kölesi olarak kullanıldığını“ ortaya çırkardı. Afrika ya da Latin Amerika ülkelerinde savaş ve iç savaşlarda gözlenen bir başka şiddet türü kız çocuklarının gerilla örgütlerine katılmaya zorlanmaları.

BM Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Anlaşması CEDAW’ı izleme komisyonunun bu yılki oturumunda bu konuda tanıklıklar dinlendi. Kongo’dan 15 yaşındaki Madeleine çevirmeni aracılığıyla şunları anlattı: “Onlar gerçekte mücadelede yer almadılar seks kölesi olarak kullanıldılar. Ve bugün unutuldular. Uluslararası Ceza Mahkemesi de seks kölesi kullananlara karşı dava açmıyor."

11 yaşında zorla askere alınan Madeleine iki yıl sonra kaçabilmiş ve UNİCEF’in çocuk askerlere yardım programı sayesinde okula gidebilmiş. Böylece yaşama dönmüş ama yaşadıklarını unutması mümkün değil...