1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Terör "kolay hedef" seçiyor

Ajanslar7 Eylül 2004

Terör, günümüzde kendi sınırlarını bile aşmaya başladı. Uzmanlar, şiddet ve acımasızlığın giderek arttığını, terörün masum kitlelere yöneldiğini vurguluyorlar. Uzmanlar, radikal grupların "kolay hedef" olarak adlandırılan saldırı noktalarını seçtiklerine dikkat çekiyorlar...

https://p.dw.com/p/Ab8v
Kuzey Osetya'daki rehine eyleminde çoğu çocuk yüzlerce kişi teröristlerin hedefiydi...
Kuzey Osetya'daki rehine eyleminde çoğu çocuk yüzlerce kişi teröristlerin hedefiydi...Fotoğraf: dpa

Irak’ta radikal gruplar, kameralar önünde rehinelerin başını kesiyor ve bu dehşet verici görüntüleri internette yayınlıyor. İsrail’de intihar saldırısı düzenleyen teröristler, masum insanları taşıyan otobüsleri havaya uçuruyor ve Rusya’da da bir okulu kan gölüne dönüyor. Radikal gruplar, "kolay hedef" olarak adlandırılan saldırı noktalarını seçerken, giderek artan bir acımasızlık sergiliyorlar. Uzmanlar, terörün gelecekte hiçbir sınır tanımayacağından endişe ediyorlar.

Kuzey Osetya’da, çoğu çocuk yüzlerce sivilin hayatına mal olan son rehin alma eylemi, masumların dokunulmaz olduğu yönündeki son umutları da yok etti. Washington’daki ”Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü”nün terörizm uzmanı Jonathan Stevenson, teöristlerin günümüzde kendi sınırlarını da aştıkları inancında. Bunun çeşitli nedenleri var. Birincisi, teröristlerin dünyanın dikkatini çekme çabası, ikincisi, hedef ve amaçları birbirinden farklı olan terör grupları arasındaki işbirliğinin giderek artması.

Singapurlu terör uzmanı Rohan Gunaratna, aşırı eğilimli Çeçen grupların, El Kadie ve Ortadoğu’daki teröristlerin izlediği taktikleri benimsediğini belirtiyor. Gunaratna, camileri bombaladıklarını, ulaşım altyapı tesislerine saldırdıklarını, uçakları tahrip ettiklerini ve şimdi de büyük bir kitleyi rehin aldıklarını vurguluyor.

Saldırı eğilimi giderek arttı

Uzmanlar, kolay hedeflere saldırma eğiliminin giderek artığına ve bu dehşet verici gelişmenin muhtemelen durdurulamayacağına işaret ediyor. 1960’ların sonunda Filistinli teröristler ilk kez bir uçağı ele geçirmişti. Ancak bugünkü teröristlerin aksine, hayatta kalmak için çabalamış, uçağın güvenli bir yere uçmasını talep etmişlerdi. İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu IRA, 70’li yıllarda ilk kez otomobile bomba yerleştirmiş, ancak çok sayıda sivile zarar vermekten kaçınmıştı. 10 yıl sonra, Lübnan’daki Şii milis, kaçırma olaylarıyla dünyanın dikkatini çekmiş, onlarca yabancıyı yıllar boyunca rehin tutmuştu.

1990’lı yıllarda ise, elçilikler, hükümet binaları ve metrolar, teröristlerin en çok tercih ettikleri hedefler haline gelmiş, Terry Nichols ve Timothy McVeigh, 1995’de Oklahoma City’deki hükümet binasını havaya uçurarak 168 kişinin ölümüne yol açmıştı. Bu saldırıdan üç yıl sonra El Kaide, Kenya ve Tanzanya’daki Amerikan büyükelçiliklerine saldırı düzenleyerek, 231 kişiyi öldürmüştü. Aynı yıl Paris ve Tokyo metroları saldırılara hedef olmuştu. O yıllarda Filistinli örgütler intihar saldırılarını yaygın olarak uygulamaya başlamıştı.

Almanya’da terör saldırısı korkusu

Artık sivillerin hayatına da kasteden terör eylemleri, tüm dünyada büyük bir tehlike oluşturuyor. Beslan’daki son kanlı rehin alma eyleminin ardından, Almanya’da da saldırılar düzenlenmesini ihtimal dahilinde görenlerin sayısı arttı. Terör korkusu Almanya’da gittikça büyüyor. Almanlar’ın üçte ikisi bu tür saldırılara hedef olmaktan korkuyor. Terör uyarısında bulunan politikacılar da artmaya başladı.