1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Trump 70'inden sonra değişmez"

10 Kasım 2016

Başkanlık koltuğu Trump'ı değiştirir mi? Voice of America’nın deneyimli Beyaz Saray muhabiri Cindy Saine-Spang’a göre Donald Trump 70'inden sonra değişmez.

https://p.dw.com/p/2SVNw
USA Präsidentschaftswahl Donald Trump
Fotoğraf: Getty Images/S. Eisen

Voice of America'nın deneyimli Beyaz Saray muhabiri Cindy Saine-Spang, DW editörlerinden Volker Wagener'in sorularını yanıtladı.

Deutsche Welle (DW): Sayın Saine-Spang, Donald Trump seçim kampanyası sırasında oldukça büyük laflar etmişti. Sizle Trump böyle mi devam edecek?

Cindy Saine-Spang: Kampanya sırasında söyledikleri çabuk unutulmayacaktır. Ama sonucu öğrendikten sonra uzlaştırıcı bir dil kullandı. Hillary Clinton'ı angajman ve performansından dolayı övdü. Kısa süre önce aynı Hillary Clinton'ın hapse atılması gerektiğini söylemişti. Yine de Trump'un değişeceğini sanmıyorum. 70 yaşından sonra insan değişmez. Selefi Barack Obama, "Başkan bile olsan, kimsen osun” demişti.

DW: Yani Trump'un danışman ve gözetmene mi ihtiyacı olacak?

Saine-Spang: Evet, öyle tahmin ediyorum.

DW: Bütün bu söylediklerinden sonra birleştirici olabilir mi? Amerikalıları uzlaştırabilir mi?

Cindy Saine-Spang
Voice of America'nın Beyaz Saray muhabiri Cindy Saine-SpangFotoğraf: privat

Saine-Spang: Bunun kolay olacağını sanmıyorum. Ülke bölünmüş durumda. Büyük kentlerde çoğunluk Hillary Clinton'a oy verirken küçük yerleşim bölgelerinde oylar Trump'a gitti. Öncelikle beyaz erkeklerden oy aldı. Latinler, siyahlar ve diğer azınlıklar ise korku içindeler. Geleceklerini kestiremiyorlar.

DW: Artık pratik sorular üzerinde duruyoruz. Örneğin Trump'un NATO ile ilgili planları neler? Almanya yurtdışı misyonları için ağır mali külfet mi üstlenecek?

Saine-Spang: Trump bunu defalarca söyledi. Çoktandır bunu istiyor. Almanya, Güney Kore ve Japonya hakkında önyargılı düşünceler taşıyor. Ancak ABD'nin geleneksel müttefikleri karşısındaki tavrını Cumhuriyetçiler de desteklemiyor. Putin gibi o da NATO'ya artık gerek kalmadığını, NATO'nun modası geçmiş bir ittifak olduğunu söyledi. Ancak seçimden sonraki konuşmasında dış politikaya fazla zaman ayırmadı. "Önce Amerika" sloganını ise dilinden düşürmedi. ABD'nin çıkarlarının her şeyden önce geldiğini söyledi. Yine de anlaşmazlık istemiyor ve ortaklarına adil davranmayı tercih ediyor. Bu ifade seçim kampanyası sırasında söylediklerinden oldukça farklı.

DW: Avrupa onu ilgilendiriyor mu?

Saine-Spang: Zor bir soru. Mülteci akınından defalarca bahsetti ve Angela Merkel'i yüz binlerce mülteciye Almanya'nın sınırlarını açtığı gerekçesiyle eleştirdi. Ama bir konuşmasında da Merkel'in en takdir ettiği siyasi lider olduğunu söyledi. Bu bakımdan onun Almanya ve Avrupa'ya nasıl baktığını kestirmek zor. Daha göreve başlamadı. Ancak on yıllardır sürdürülen uluslararası ortaklıkların şimdilik iyi durumda olduğunu söyleyemem.

DW: Ya ekonomi politikaları? Trump'un işadamı olması, otomatikman pragmatist olduğu anlamına mı geliyor?

Saine-Spang: Ekonomik büyümeyi ikiye katlayacağını söylüyor. Ama bunu nasıl başaracağını açıklamadı. ABD'nin altyapısına ağırlık vereceği anlaşılıyor. Kent merkezlerini imar edecek, köprüler, hava limanları, okullar ve hastaneler yapacak. Hep ABD'nin üçüncü dünya ülkesine benzediğini ve bu durumun değişmesi gerektiğini söylüyor. ‘Yeniden büyük Amerika'yı yaratmaktan' söz ediyor, ama bunu nasıl başaracağı hakkında ipucu vermedi.

© Deutsche Welle Türkçe

Söyleşi: Volker Wagener