1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türk siyasetinde 24 Haziran sonrası

25 Haziran 2018

Erdoğan cumhurbaşkanlığını, AKP ise MHP ile birlikte meclis çoğunluğunu kazandı. Erdoğan ülkeyi istediği şekilde yönetebilecek mi, Muharrem İnce'nin CHP'deki yeni rolü ne olacak? İşte seçim değerlendirmeleri…

https://p.dw.com/p/30Cui
Türkei - Wahlen
Fotoğraf: Getty Images/C. McGrath

AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığı koltuğunu bir kez daha kazandı. Ancak AKP meclisin birinci partisi olmasına karşın meclis çoğunluğunu ancak MHP ile kurduğu "Cumhur ittifakı" ile kazanabildi.

CHP'nin adayı Muharrem İnce ise cumhurbaşkanlığı yarışını ikinci tura taşıyamadı. HDP, AKP ve CHP'den sonra meclisin üçüncü partisi oldu. Tüm anketlerde oy kaybı yaşayacağı tahmin edilen MHP’de beklenen olmadı.

Siyaset bilimci ve iktisatçı Prof. Yalçın Karatepe seçim sonuçlarını “Türkiye’de kutuplaşma çok belirgin bir hal aldı. Erdoğan’ın karşısında çok ciddi ve büyük bir muhalefet var” sözleriyle değerlendirdi. CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olarak yola çıkan Muharrem İnce’nin elinden geleni yaptığını belirten, ancak gece geç saatlerde konuşma yapmamasını eleştiren Karatepe, Erdoğan’ın "belirgin bir zafer" kazandığını kaydetti. Karatepe "Türkiye, ekonomik krizin eşiğindeyken, enflasyon yüzde 13’e tırmanmışken, döviz kurunda istikrar bir türlü sağlanamazken yine de Erdoğan bir zafer kazandı” diyor ve ekonomik gelişmelerin seçmen davranışı üzerinde beklenen etkiyi yapmadığını söylüyor.

24 Haziran seçim sonuçlarıyla birlikte Türkiye’de "cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi" de yürürlüğe girmiş oldu. Cumhurbaşkanlığını yüzde 52.5 oranla kazanan Erdoğan’ın bundan böyle yasa hükmünde kararname çıkarma yetkisi olacak. Karatepe, sisteme dönük bugüne değin dile getirilen eleştirileri “Erdoğan, istediği konuda istediği şekilde kararname çıkartabilecek” sözleriyle tekrar ediyor.

"MB'yi bağımsızlaştırmazsa iktidarı 1-2 yıl sürmez"

Peki Erdoğan, istediği şekilde Türkiye’yi yönetebilecek mi? Karatepe bu soruyu “Türkiye’de kutuplaşma belirgin bir hal almış durumda. Erdoğan da karşısında yüzde 50’ye yakın bir muhalefet olduğunu biliyor. Çatışmacı bir dille ülkeyi yönetmeye kalkarsa işini çok zorlaştırmış olur. Seçimden önce vaat ettiği ekonomik refahın sağlanması için adım atmazsa, örneğin Merkez Bankası’nı bağımsızlaştırmazsa Erdoğan’ın iktidarı bir-iki yıl sürmez” diye yanıtlıyor.

İnce'ye "suskun kaldı" eleştirisi

CHP’nin muhalif ismiydi Muharrem İnce. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na rakip olmasıyla tanındı. Sonra da Kılıçdaroğlu onu cumhurbaşkanlığı yarışında CHP adayı olarak ilan etti. “Herkesin cumhurbaşkanı” olacağım diyen İnce, Türkiye’yi barıştırmak sloganıyla yürüttüğü seçim kampanyasında tüm muhalefetin sempatisini kazandı. Ancak İnce seçim sonuçlarının açıklanmasından sonra Türkiye’deki muhalif kesimin beklentisini karşılayamadı. Prof. Karatepe, İnce için "Yapacağını yaptı ama gece suskun kaldı. Onca manipülasyon iddiasına karşın, Erdoğan’ın zafer konuşması yapmasına karşın gazetecilere net bir açıklama yapmadı. Zamanında konuşmadı” diyor.

Kılıçdaroğlu genel başkanlıktan çekilecek mi?

Cumhurbaşkanlığı yarışında Erdoğan’ın en güçlü rakibi gösterilen, yarışın ikinci tura kalmasını sağlayacak aday olarak düşünülürken sadece yüzde 30.67 oy alan Muharrem İnce’nin CHP’de büyük bir değişim yaratacağına kesin gözüyle bakılıyor. Prof. Karatepe “Toplumun açık bir mesajı var. Seçmen Kılıçdaroğlu’na oy vermiyor. Kılıçdaroğlu CHP genel başkanlığından çekilecektir önümüzdeki süreçte. CHP, Kılıçdaroğlu liderliğinde oy alamıyor ama Muharrem İnce CHP’yi yeniden güçlendirebilir” diyor.

Kilit parti MHP

İktidar partisi AKP yüzde 42.50 oy alarak yine meclisin birinci partisi oldu ancak tek başına meclis çoğunluğunu elde edemedi. Ana muhalefet partisi CHP yüzde 22.68 oy aldı. Seçime AKP ile ittifak halinde giren MHP’nin oy oranı yüzde 11.13. “İşte burada herkes için bir sürpriz var” diyor Prof. Karatepe ve MHP'nin bu seçimde beklendiği gibi oy kaybetmediğini söylüyor. Oysa MHP’li muhalifler, Meral Akşener’in liderliğindeki İyi Parti’ye geçmişti. MHP’den oy alması beklenen İyi Parti’nin bu oyları CHP’den ve AKP’den aldığı düşünülüyor. Prof. Karatepe "MHP, meclisin kilit partisi oldu. Bundan sonraki süreçte karar mekanizmaları içinde MHP önemli bir oyuncu olacak. AKP de, MHP’siz bir şey yapamayacak görünüyor” diyor.

"HDP'nin OHAL koşullarında meclise girmesi başarı"

Mecliste muhalefetin çoğunluğundan söz etmek mümkün değil. AKP’nin 293, MHP’nin 50 milletvekili çıkardığı seçim sonuçlarına göre bu iki parti seçim öncesi kurdukları ittifakla mecliste çoğunluğu elde ettiler. Karatepe “Meclisin sistemde nasıl bir yeri olacağını, Erdoğan karşısında nasıl tavır alacağını birlikte göreceğiz” diyor ama OHAL koşullarında HDP’nin meclise girmesinin de bir başarı olarak görülmesini istiyor.

Siyaset bilimci Prof. Baskın Oran, HDP’nin meclise üçüncü büyük parti olarak girmesinin "çok önemli" olduğunu söylüyor. Oran bu tespitini de  “Çünkü bütün plan HDP’nin meclise girmemesi üzerine kurulmuştu. O plan bozuldu. Türkiye, gerçekleri her gün ezber edecek, öğrenecek. Her şeye rağmen çok sesli bir meclis var” sözleriyle açıklıyor. HDP’nin eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın cezaevinden kampanya yürüttüğünü, OHAL koşullarında HDP’ye yönelik ağır baskılar uygulandığını hatırlatan Oran, “Demirtaş’ın cumhurbaşkanlığı yarışında da Erdoğan ve İnce’den sonra üçüncü gelmesi Türk siyaseti açısından kritik önemdedir” diyor.

Muhalefet nasıl işbirliği yapacak?

67 milletvekili ile mecliste temsil hakkı kazanan HDP, yüzde 10 barajının uygulandığı tek parti olmasına karşın yüzde 11.63 oy alarak barajı aşmayı başardı. Seçime ittifak halinde giren CHP, İyi Parti ve Saadet Partisi’nin HDP ile nasıl bir işbirliği kuracağı merakla bekleniyor. Prof. Oran, “HDP, muhalefetin gücüne güç katacak niteliktedir. Bu fırsat iyi değerlendirilmek zorundadır” yorumu yapıyor.

Türkiye, 24 Haziran seçimine ilişkin ilk sonuçları devlet ajansı Anadolu Ajansı’ndan (AA) almaya başladı. Ancak AA’dan gelen bilgiler "inandırıcılık sıkıntısı" yarattı. Erdoğan’ı yüzde 60’la birinci olarak göstererek seçim sonuçlarını başlayan AA’ya siyasi partilerden ve toplumdan tepkiler yükseldi. Prof.Oran “manipülasyon var” şikayetleri yaratan bu durum için de “Çünkü bir gün önceden Türkiye’nin Erdoğan’ın kazanacağı bir sabaha uyanacağına dair şablon kamuoyuna duyuruldu. Bunu da devlet ajansı yaptı, hükümete yakın gazeteler yaptı. Türkiye, ne yazık ki şeffaf bir seçim yaşamadı. Bilindik manipülasyon hikayesi yenilendi” değerlendirmesi yapıyor.

Hilal Köylü / Ankara

© Deutsche Welle Türkçe